Tarikat ne demektir? Önceden tarikat var mıydı? Peygamberimizin sünnetinde şu anda karşı görünen bazı durumlar var. Örneğin, masa, koltuk gibi; bu husustaki görüşleriniz?


Tarikat, insanın kâmil bir müslüman olmak için eğitilmesi yolu demektir. Hepimizin iyi bir müslüman olmamız lâzım, kâmil bir müslüman olmamız lâzım. Bunun için bir eğitimden geçmemiz gerekiyor. Bu eğitimin ana meselesi, insanın nefsini yenmesidir, nefsini ıslah etmesidir... Sonra, güzel şeyleri öğrenmesidir, güzel ibadetleri yapmasıdır. Bu bir eğitim meselesidir, buna nefis terbiyesi diyoruz, tasavvufi eğitim diyoruz.

İnsan nefsini terbiye etmezse, felâkete uğrayacak diye Kur’an-ı Kerim bildiriyor. Nefsini terbiye eden de, felah bulacak diye bildiriliyor. Nefsin terbiyesi farzdır. Nefsin terbiyesinin usulüne de, tarikat derler. O şu usülle terbiye ediyor; bu, bu usülle terbiye ediyor. Yani, patlıcan yemeği yiyeceksiniz; birisi musakka yapıyor, birisi karnıyarık yapıyor, birisi bilmem ne yapıyor gibi. Neticede patlıcan yemeği yiyorsunuz, karnınızı doyuruyorsunuz.

 

Tabii, nefsin terbiyesi için uygulanan metodlar, Peygamber Efendimiz’in zamanından beri vardı. Hak tarikatlar, Peygamber Efendimiz’in sünnetini uygulayarak, insanın yetişmesi yolunu sağlamışlardır, kullanmışlardır. Hadis-i şerife, Kur’an-ı Kerim’e uygun, şeriata muvafık yoldan eğitmişlerdir. Sonradan, bu meseleleri iyi bilmeyen insanlar, veyahut bu tasavvuf yolunun çok kıymetli olduğunu, çok rağbet gördüğünü gören insanlar; başka başka yollar çıkartmışlardır.

Bunlar alim olmadıkları için, veyahut iyi niyetli olmadıkları için, veyahut büyüklerinin sözünü tam anlayamadıkları için; başka yollar çıkartmışlardır. Onlara da bâtıl tarikatlar diyoruz. Hak dinler, bâtıl dinler olduğu gibi…

 

Din ama bâtıl din, din ama öküze tapıyor. Bunun şimdi doğrulukla bir ilgisi var mı? Japonlar güneşe tapıyor, Hintliler öküze tapıyor, hristiyanlar Hazreti İsâ’nın çarmıha gerilmiş putuna tapıyor. Olmaz! Yani, din ama yanlış. Din o zaman yanlış bir şey mi?

Dinin hepsi yanlış değil, İslâm doğru... Peygamberlerin ilk zamanlarında Hazret-i Mûsâ’nın öğrettiği de doğru... Hazret-i İsâ’nın öğrettiği de doğru... Ama sonradan bunlar biraz bozdular işi… Bunun gibi, tarikat tasavvuf yolunda da bazı bâtıl tarikatlar çıkmıştır.

Nasıl bâtıl tarikat? Meselâ, içki içiyor. İçki haram, nasıl içiyor? Bilmem. Arnavutluk’ta filanca gazeteci, falanca tekkeyi ziyarete gitmiş. Tekkenin şeyhi, gelen bu gazeteciye rakı ikram etmiş. Aklınız alıyor mu? Almıyor ama. olmuş. Gazete yazıyor. Neden? Bâtıl tarikat… Yani, İslâm’ı bilmiyor. Veya bilse bile, kafası yamuk. Mahzuru yok diye düşünüyor, içkiyi içiyor. Hâlbuki içkinin haramlığı Kur’an-ı Kerim’de var. Demek ki, bazıları bu işi bozmuşlar.

 

Bunun doğrusunu eğrisinden ayırmanın yolu nedir? Kur’an-ı Kerim’in terazisinde tartarsın. Peygamber Efendimiz’in yoluna uygun mu, değil mi diye ölçersin. Peygamber Efendimiz’in yoluna uygun olmayan, yol değildir. Kur’an’a uygun olmayan, bâtıldır. Buna göre değerini, ölçüsünü biçersin. Bu yanlıştır dersin.

Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN

Benzer Sorular

Kaynağa git