Bizim askerimiz, Güneydoğu’da yapılan operasyonlarda öldürülse, şehid olur mu?


Şehid olmak bir kaç çeşittir. Birincisi, Allah rızası için yapılan savaşta çarpışıp ölen şehiddir. Buna şehid-i hakîki derler; ahirette Allah bunu bi-gayri hisab cennetine koyacak, mükâfat verecek.

Bir de boğulan, yanan, duvar altında kalan, karnında kolera hastalığı gibi bir hastalık olup da ölen kimseler; lohusa, çocuk doğururken ölen kadın gibiler; bunlar da şehid sevabı alır diye hadis-i şeriflerde bildirilmiştir.

Amma, şehid olmak veya şehid sevabını kazanmak, şehid hükmüne girmek imana bağlıdır. Yâni o ölen şahıs mü’minse, o sıfata sahip olur. Kendisi mü’min değilse, münkirse, kâfirse, inançsızsa, olmaz! İnançlı olması lâzım ve yaptığı şeyi de Allah rızası için yapması lâzım!

Meselâ, savaşa gitti, savaştı, öldü. “Kahraman adam desinler.” diye çarpıştıysa, şehid değildir. “Gitmezsem, korkak derler bana!” diye itham olunmamak için gitmiş de ölmüşse, şehid değildir.

Çünkü Peygamber Efendimiz buyuruyor ki:[39]

 

مَنْ قَاتَلَ لِتَكُونَ كَلِمَةُ اللهِ هِيَ الْعُلْيَا، فَهُوَ فِي سَبِيلِ اللهِ

(حم. م .خ. د. ت. ن. ه. عن أبي موسى)

 

RE. 432/4 (Men kàtele li-tekûne kelimetu’llàhi hiye’l-ulyâ, fehüve fî sebîli’llâh) “Ancak Allah-u Teàlâ Hazretleri’nin sözü en yüksek olsun, Allah’ın dini yayılsın, Allah’ın dinine hizmet olsun diye çarpışan fi sebîlillâh çarpışmış olur.” buyuruyor.

Ancak o niyetle savaşırken öldürülürse şehiddir. Başka maksatlarla olursa, olmaz. Bu noktalar önemli...

 

Bu noktalardan sonra, gelelim bugünkü Doğudaki operasyonlara... Normal, bizim bildiğimiz şu vatandaş kardeşlerimiz gidiyorlar, askerlik hizmeti yaparken karşı tarafla çarpışıyor, ölüyor. Bunun durumu nedir?

Bu kardeşlerimiz namaz kılsa da, kılmasa da, genellikle mü’mindir. İstisnası, belki bir iki tane zıpırı çıkar içinde... “Ben inanmıyorum, bilmem ne...” diyen ya vardır, ya yoktur ama umumiyetle mü’mindir bu kardeşlerimiz... Karşı taraf da, köy basıyor, adam öldürüyor... vs. Haksızlık yaptığı için onlara karşı bir hareket, yâni halkı korumak namında bir hareket yapmak da gerekiyor. Ötekiler, “Ben istiklâl için yapıyorum!” bile dese, mü’mine böyle bir sebepten silâh çekmeğe hakları yoktur.

Binaen aleyh, böyle bir savaşı başlatmış olan kimselerle mücadele eden kimseler, bu vazife içinde Allahu a’lem, şehid hükmüne dâhil olurlar.

Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN

[39] Buhàrî, Sahîh, c.I, s.58, no:123; Müslim, Sahîh, c.III, s.1512, no:1904; Ebû Dâvud, Sünen, c.II, s.18, no:2517; Tirmizî, Sünen, c.IV, s.179, no:1646; Neseî, Sünen, c.VI, s.23, no:3136; İbn-i Mâce, Sünen, c.II, s.931, no:2783; Ahmed ibn-i Hanbel, Müsned, c.IV, s.392, no:19511; İbn-i Hibbân, Sahîh, c.X, s.493, no:4636; Tayâlisî, Müsned, c.I, s.66, no:486; Ebû Ya’lâ, Müsned, c.XIII, s.188, no:7253; Abdü’r-Rezzak, Musannef, c.V, s.268, no:9567; Beyhakî, Sünenü’l-Kübrâ, c.IX, s.167, no:18325; Neseî, Sünenü’l-Kübrâ, c.III, s.16, no:4344; Ebû Nuaym, Hilyetü’l-Evliyâ, c.V, s.98; Abd ibn-i Humeyd, Müsned, c.I, s.195, no:553; İbn-i Ebî Âsım, Cihad, c.II, s.588, no:242; Dâra Kutnî, İlel, c.VII, s.227, no:1311; Ebû Avâne, Müsned, c.IV, s.486, no:7428, 7429; Ebû Mûsâ el-Eş’arî RA’dan.

Kenzü’l-Ummâl, c.IV, s.472, no:10493; Keşfü’l-Hafâ, c.II, s.1557, no:2560; Câmiü’l-Ehàdîs, c.XXI, s.110, no:23091.

Benzer Sorular

Kaynağa git