Bir insanın ailesine, malına, canına tecâvüz etmek isteyen birisiyle mücadele ederken öldürülürse, bunun dinimizdeki hükmü nedir?


Bu, bir hadis-i şerifte açıkça beyan edilmiştir Peygamber Efendimiz tarafından... Buyurmuşlar ki:[38]

 

مَنْ قَاتَلَ دُونَ نَفْسِهِ حَتَّى يُقْتَلُ فَهُوَ شَهِـيدٌ، وَمَنْ قُـتِلَ دُونَ مَالـِهِ

 

فَهُوَ شَهِـيدٌ، وَمَنْ قَاتَلَ دُونَ أهـْلِــهِ حَتـَّى يُقْتَلُ فَهُوَ شَهِـيدٌ، وَمَنْ

 

قـُتِلَ فِي جَنْبِ اللهِ فَهُوَ شَهِـيدٌ (عب. عن ابن عباس)

 

RE. 432/5 (Men kàtele dûne nefsihî hattâ yuktelü fehüve şehîdün, ve men kutile dûne mâlihî fehüve şehîdün, ve men kàtele dûne ehlihî hattâ yuktelü fehüve şehîdün, ve men kutile fî cenbi’llâhi fehüve şehîd.)

Burada bakın, nelerle karşılaşacaksınız dinleyince, konuyu ilk duyan aziz izleyiciler ve dinleyiciler:

(Men kàtele dûne nefsihî hattâ yuktelü fehüve şehîdün) “Kim nefsi için, nefsini korumak için, nefsi uğruna savaşırsa, ölünceye kadar çarpışırsa, şehiddir.”

(Ve men kutile dûne mâlihî fehüve şehîdün) “Malını korumak için mücadele ederken öldürülen de şehiddir.”

(Ve men kàtele dûne ehlihî hattâ yuktelü fehüve şehîdün) “Ailesini korumak için çarpışırken ölürse, o da şehiddir.”

(Ve men kutile fî cenbi’llâh, fehüve şehîd.) “Allah’ın yanında iken öldürülen, o da şehiddir.”

Allah’ın yanında olmaktan ne kasdediliyor? Abdülaziz Hocamız Rh.A, parantez içinde izah etmiş: “İnsan namazda iken Allah’ın yanında oluyor.”

Cenâb-ı Hak kullarının her zaman yanındadır.

 

وَهُوَ مَعَكُمْ أَيْنَ مَا كُنْتُمْ (الحديد:٤)

 

(Ve hüve meaküm eyne mâ küntüm) “Nerede olursanız olun ey insanlar, Allah-u Teàlâ Hazretleri yanınızdadır.” (Hadîd, 57/4) Her yaptığınızı görüyor, her söylediğinizi işitiyor. İçinizi, dışınızı biliyor. Her yerde hàzır ve nâzır... Çok güzel bir söz!

 

Demek ki, “Bir kimse yol kesicinin, haydudun, eşkiyanın karşısında malını ve canını korumak için mücadele ederken ölürse, şehid olur.” Malını bile, sadece canını değil... Sanılabilir ki, “Mal verilir, ne yapalım şerrine lânet denilir.” Öyle değil...

Öldürürse de haklıdır; çünkü, ötekisi yoluna çıkmıştır. Onun için, dînî bakımdan insanın haksızlığa prim vermemesi lâzım, edepsize yüz vermemesi lâzım! Teslim olmaması lâzım!

Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN

[38] Abdü’r-Rezzak, Musannef, c.X, s.116, no:18570; Abdullah ibn-i Abbas RA’dan.

Kenzü’l-Ummâl, c.IV, s.733, no:11236; Câmiü’l-Ehàdîs, c.XXI, s.108, no:23087.