Hocam iki müslümanın birbirine vurması yasak. Bir müslüman kardeş; “Sen bu gruptan ya da bu cemaatten çıkacaksın, ben o hocayı sevmiyorum; çıkmazsan seni döverim, dövdürtürüm” derse, tehdit edilen ne yapsın? Cemaati, hocayı mı terk etsin, yoksa tehdit edenle mücadele mi etsin? Açıklar mısınız?


Bu tehdit haksız ve mantıksız bir tehdittir, zulümdür. Birisine böyle baskı yapmak efeliktir, kabadayılıktır, zorbalıktır. Bu doğru değil! Zorbalığa taviz vermek de doğru değil.

Bizim bir arkadaşımızı anlatıyorlardı. Hudutta, hacca gidecek, rüşvet istemişler. Bavulunu yere koymuş, rahat bir yere oturmuş;

“—Ben rüşvet vermem. Rüşvet vermeyince siz de beni epeyce uğraştıracağa benziyorsunuz, şöyle bir rahat oturayım.” Demiş.

Bakmışlar ki hacı efendi hiç öyle bir insan değil, “Aman, geç!” demişler. Karayoluyla hacca giden kardeşlerimizden bir grup, Hicaz’da anlattılar, yine böyle rüşvet almak için zorluk çıkarmak istemişler. Onlar da müsaade etmemişler. Yani haksızlıkla mücadele etmek de önemlidir.

 

Bilmem duydunuz mu, o hadis-i şerifi ilk okuduğum zaman ben çok etkilendim:

Bir insan dağ yolunda, çöl yolunda, ıssız bir yerde giderken önüne haramîler çıksa, “Çık paraları, sökül paraları, ver malını!” dese ne yapacak?

Peygamber Efendimiz diyor ki; “Malını korumak için çarpışan, ölen şehiddir.”

Ben sanıyordum ki “al paraları, malımı” diyecek, canını kurtarıp geçecek. “Malını korumak için çarpışan şehiddir.” diyor. Demek ki yüz vermemek lâzım. “Müslüman böyle bir şeyde eyvallah demez.” diye bilecek. Yüz verilmeyecek. Tabi bu da önemli bir şeydir.

Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN