Peygamber SAS Efendimiz Allah-u Teàlâ Hazretleri ile görüştü mü? Nasıl görüştü. Perde arasından mı, arkasından mı; yüz yüze mi, göz göze mi?
Allah rahmet eylesin, Süleyman Çelebi alim insan. Mevlid’i çok güzel yazmış. Ve hakikaten insan öteki kaynakları, hadisleri okuduğu zaman bakıyor ki hadisleri tercüme etmiş, Mevlid’e öyle geçirmiş. Büyük ölçüde, çok güzel malzeme toplamış.
Geçen gün bize Malatya’dan alim bir zât geldi. Peygamber Efendimiz ile ilgili bir manzume yazmış. Uzun bir manzume. Diyor ki:
“—Hocam ben bu manzumeyi ilk önce şiir olarak yazmadım.”
“—Ne yaptın?”
“—Önce Peygamber Efendimiz ile ilgili bilgileri, sair rivayetleri, âyetleri, hadisleri yazdım, topladım. Ondan sonra bunları şiir haline getirdim.”
Galiba Süleyman Çelebi de öyle yapmış. Kaynakları derlemiş, toplamış, önüne tarih kitaplarını, rivayetleri koymuş. Ondan sonra o Mevlid manzumesini yazmış. Çok güzel anlatıyor, çok mükemmel anlatıyor. Allah mekânını cennet etsin...
Diyor ki:
Şeş cihetten ol münezzeh Zülcelâl
Bî-kem ü keyf ona gösterdi Cemâl.
Âşikâre gördü Rabbü’l-izzeti
Âhirette öyle görür ümmeti.
Rivayetlerde de böyledir. “O altı cihetten münezzeh olan; yani sağ ve sol, ön ve arka, yukarı ve aşağı diye yön ve cihetten münezzeh olan Allahu Teâla Hazretleri niceliksiz, niteliksiz şekilde Cemâli’ni Resûlü’ne gösterdi.” diyor. Hadis-i şeriflerde de rivayetlerde de böyle anlatılıyor. Mi’rac ile ilgili hadis-i şeriflerde de böyle anlatılıyor.
Rasûlüllah SAS Efendimiz’e:
“—Rabbini gördün mü?” diye soruyorlar.
“—Bir nur olarak gördüm.” diye cevapları var.
Ondan sonraki çeşitli zamanlarda da görmeleri var. Allah-u Teâla Hazretleri nasib etmiş. Mûsa AS’a:
“—Sen tahammül edemezsin!” dediği halde, Rasûlüllah Efendimiz’i Mi’rac’a çıkarmış ve cemâlini göstermiş. Âhirette bizler de öyle göreceğiz.
Peygamber Efendimiz buyuruyor ki;
“—Siz dolunay, mehtap olduğu zaman Ay’ı görmekte sıkıntı çeker misiniz? Herkes bakar, herkes görür. İşte Rabbiniz’i âhirette öyle göreceksiniz. Aynen mehtabı görür gibi âşikâre göreceksiniz.”
Demek ki göreceğiz.