Fıkhî meseleleri öğrenmek için ne tavsiye edersiniz?


İnsanın ilmihâl kitaplarını okuması lazım. Sizler genç olduğunuz için, hayatın daha başlangıcında olduğunuz için, ilmihâl kitabını bahis bahis her gün okuyarak bitirmeniz lazım. Bir kere bitirdikten sonra bir daha başına geçip yine bitirmeniz lazım, yine bitirmeniz lazım, yine bitirmeniz lazım... Dinimizi öğrenmek için...

Dinin ahkâmını öğreneceksiniz. Her zaman birisine sorarak öğrenmek tarzında değil de, normal yollardan kendiniz bu bilgiyi elde etmeye çalışacaksınız. Hatta hoca olanlara gidip; “Bize fıkıh dersi verin, el-İhtiyar’ı okutun, falancayı okutun, filancayı okutun...” diye sorup bu dersleri takip etmek lazım.

Belki bizim de bunu yapmamız lazım. Tabii o zaman müşteri azalıyor. Fıkıh biraz zor bir ilimdir, onun için fıkhın bu kadar müşterisi olmaz. Belki fıkıh dersi vermemiz lazım. Çünkü fıkıh, insanın ne yapması gerektiğini bildiriyor, önemli bir ilim. Hangi şeyin doğru olduğunu, hangi şeyin sevap günah olduğunu, dînen uygun veya uygunsuz olduğunu bildiriyor.

 

Bunu kendiniz telafi edeceksiniz. Velev burada haftada bir fıkıh dersi bile yapsak, bütün fıkıh derslerini anlatıncaya kadar ömür biter, fıkıh bitmez.

O halde ne yapacaksınız? Her akşam bahisler okuyup, bir fıkıh kitabı baştan sona bir devredilecek, hatim olacak; Kur’an-ı Kerim’in hatmi gibi bir daha olacak, bir daha olacak... Siz de meseleleri öğrenmiş olacaksınız.

Meselâ, bir genç kız, “Ne zaman namaz kılabilir, ne zaman namaz kılmaz? Aybaşı halleri nedir?” bunu öğrenmesi lazım. Bu ayıp gibi oluyor, söylenmiyor. Vaizler de söylemiyor. Zaten vaizler söylese karşısında erkekler oluyor. Kadın vaize olması lazım, kadınlara konuşması, anlatması lazım. Veya yoksa bunları kitaplardan okuması lazım. Bu önemli.

Sonra evleniyorlar, çiftler, ne yapması gerektiğini bilmiyor; guslü bilmiyorlar, kelime-i şehadet getirmesini bilmiyorlar, hiçbir şeyden haberleri olmuyor. Bunlar bilgiyle telafi edilecek. Cahil oldu mu insan, mahvolur. O bakımdan, her gün fıkıh kitabından bir parça okumanızı tavsiye ederim.

 

“—Hangisini okuyalım?” diyecek olursanız;

Ahmed Hamdi Akseki’nin Kur’an kurslarında, İmam-Hatip okullarında okutulan harcıâlem bir kitabı var, hiç olmazsa ilk başta onu bir bitirin.

Sonra, rahmetli Fikri Yavuz’un Muamelâtlı İslâm Fıkhı kitabı, bütün fıkhı içine alır, şöyle bir okuyun! Ben senelerce önce, hatırlıyorum, yirmi sene önce, yeni çıktığı zaman, Almanya’da bir tıp doktoru kardeşimiz arkadaşlarıyla toplanıp o kitabı bahis bahis okuyup bitirmişlerdi. Siz belki ilahiyatçısınız, okumuyorsunuz, Türkiye’desiniz, İslâm ülkesinde okumuyorsunuz; o Almanya’da doktor, okuyor. Okuyan bilgili olur, okumayan cahil kalır.

Her şey de vaazla olmaz. Vaaz haftada bir çeşni olmuş oluyor, muhabbet olmuş oluyor. Ama İslâmî bilgileri metodik öğrenmek için biraz gayret sarf etmek lazım. Allah’ın rızası bu; buna sabredeceksiniz, bu da sevap, namaz kılmak gibi bu da önemli.

Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN