“Allah dilemedikçe siz hiçbir şeyi dileyemezsiniz.” âyet-i Kerimesi aleyhimize kullanılıyor. Mesela pek çok günahkâr “Allah dilemediği için ben dileyemiyor ve ibadetlerimi yapamıyorum.” diyebiliyor. Bu nasıl açıklanır?


Bunu alimlerimiz açıklamışlar. Allah’ın iradesine karşı bir kulun başka bir irade kullanıp da Allah istemediği halde bir şeyi yapması mümkün değil. Olur mu? Güç kuvvet sahibi olan Allah istemeden, bir insanın bir şey yapması mümkün mü? Bu doğru, hiçbir şeyi yapamaz.

Ama Allah-u Teàlâ Hazretleri insanlara sorumluluk, mesuliyet yükleyecek bir ihtiyar, irade-i cüz’iyye vermiştir, ondan dolayı kişi mes’ul oluyor.

Kâfir; “Yâ Rabbi! Sen beni kâfir yapmışsın, ne yapayım, takdirim böyleymiş!” diyemez. Çünkü kâfire Allah Kur’an-ı Kerim’de hitap etmiş, davet etmiş, doğru yola gelmeyi söylemiş. O kabul etmediğinden, kabul salâhiyeti olduğundan, irade-i cüziyyesi olduğundan mes’ul oluyor. Yani mazeret olmuyor. Çünkü Allah mazeret olmayacak kadar da bazı şeyleri seçme hakkı vermiş. Ama bu seçme hakkı kâinatı yönetme hakkı değil.

“—Ben dağları deviririm, rüzgârları çeviririm, yağmurları yağdırırım, otları bitiririm.” diyebilir mi insan?

Diyemez. Yapamayacağı milyarlarca şey var, yapabileceği birazcık bir şeyler var; o da Allah’ın sözünü dinleyip doğru yola gelmek, emrini tutmak. Allah ona o salahiyeti, o kabiliyeti vermiş.

Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN