Mürşide teslimiyetle, ashâb-ı kirâmın teslimiyeti arasında benzerlik var mıdır?


Mürşide bağlılık, sahabe-i kirâmın Peygamber Efendimiz’e bağlılığı gibi olacak ve bu bağlılık hâlis, muhlis olacak!

Hâlis, muhlis, candan bir bağlılık, bazı meseleleri konuşmağa, müzakere etmeğe ve ikaz etmeğe mânî değildir. İnsan sevdiği babasına da, kardeşine de, oğluna da ikazda bulunabilir. “Baba arkanda şu var, araba geliyor, kenara çekil!” dediği gibi, tehlike gördüğü zaman, bildiği bir şey varsa söyleyebilir. Bu söylenir, normaldir.

Peygamber Efendimiz’e Hazret-i Ömer’in bazı hususlardaki tavırları mâlûm... Ama bu onun ona bağlılığının eksikliğinden değildi. Dine bağlılığının samîmiyetinden idi. Mü’minin mü’mine hakkı, hayrı her zaman söylemesi, tavsiye etmesi lâzım geldiğinden, ihvân ve şeyh arasında da böyledir.

Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN

Benzer Sorular

Kaynağa git

Önceki soru:

Bir mürşide bağlanmanın ahirette ne gibi kazancı olur?

Sonraki soru:

Peygamberler gibi büyük velîler de ma’sum mudur?
Bulunduğumuz yerde bazı insanlar tasavvuf dersi veriyorlar. “Tasavvufta mürşid-i kâmile gerek yoktur. Mürşidsiz yapabiliyoruz.” diyorlar. Mürşidsiz olabilir mi? Bunların yaptığı doğru mudur?
Beyazid-i Bestâmî Hazretleri’nin “Şeyhi olmayanın şeyhi şeytandır.” sözünü açıklar mısınız?
Şeyhi olmayanın şeyhi şeytan mıdır?
Said-i Nursî Hazretleri bir mürşide bağlı mıydı?
Ölmüş olan bir kişinin kadın vekili hanımlara tarikat dersi verebilir mi? “Kadından mürşid olmaz, verdiği ders de geçersizdir.” diyorlar, doğrusu ne?
Bir şahıs daha önce bağlandığı, sonra vefat etmiş şeyhe olan bağlılığını sürdürebilir mi? Bir şeyh efendinin şeyh olması kaç yoldan, kaç şekilde belirlenebilir?
Mürid kendisinden ayrıldığı zaman, mürşid ondan haberdar olur mu?
Bazıları silsilenin kesildiğini ve bu zamanda silsileden birisinin olamayacağını ileri sürüyorlar; ne diyelim?
Bir mürşid-i kâmilin kasetten izlenilen sohbeti, huzurunda olan sohbetiyle aynı tesire sahip mi?