Şeyhi olmayanın şeyhi şeytan mıdır?


Bu söz tasavvuf kitaplarında yazılmıştır. Eski büyük mutasavvıflardan bir zât-ı muhteremin ifadesidir. Belki Hâris b. Esed el-Muhâsibî’nin olabilir. Malum, insanın ilim görmesi için hocaya ihtiyacı vardır. Bir ümmetin irşadı için Allah celle celâlühû peygamber göndermiştir.

 

وَإِنْ مِنْ أُمَّةٍ إِلَّا خلَا فِيهَا نَذِيرٌ (فاطر:٢٤)

 

(Ve in min ümmetin illâ halâ fîhâ nezîr) “Hiç bir ümmet, topluluk yoktur ki, Allah oraya bir haberci, bir nezîr, tehlikelerden haber veren bir vazifeli şahıs göndermiş olmasın!” (Fâtır, 35/24)

İnsanların bilgi kazanmaları için alime, mürşide, haberciye, bilgi veren kimseye ihtiyacı oluyor. Bu sebepten dolayı eğitimler daima hoca, talebe, mektep, alim, terbiye yoluyla yürümüştür.

Eğitimlerin en önemlisi de insanın nefsinin iyi terbiye edilmesidir.

Çünkü Kur’an-ı Kerim’in şahitliğiyle sabittir ki:

 

قَدْ أَفْلَحَ مَنْ زَكَّاهَا. وَقَدْ خَابَ مَنْ دَسَّاهَا (الشمس:٩-١٠)

 

(Kad efleha men zekkâhâ. Ve kad hàbe men dessâhâ.) “Kim nefsini terbiye ederse felah bulur, terbiye edemeyen de helâk olur.” (Şems, 91/9-10)

Kur’an-ı Kerim’de bu kadar açıkça beyan ediliyor; o halde nefis terbiyesi şart. Terbiye edilmezse, helâk oluyorsa, demek ki o zaman büyüklerimizin bu sözünün de bir mesnedi var. Nefsi terbiye edecek bir mekanizma içine girmemişse, o zaman iki sebepten şeyhi yoktur. Ya lüzum görmüyordur…

Lüzum görmüyor ama çırak ustaya muhtaçken, talebe hocaya muhtaçken, ümmet peygambere muhtaçken, her şey bu usûl ile yürürken, bilmeyenin gidip bilenden sorup öğrenmesi esasken;

 

فَاسْأَلُوا أَهْلَ الذِّكْرِ إِنْ كُنتُمْ لَا تَعْلَمُونَ (الانبياء:٧)

 

(Fes’elû ehle’z-zikri in küntüm lâ ta’lemûn) “Bilmiyorsanız, bilen insanlara, ilim erbabına sorun!” (Enbiyâ, 21/7) denirken, istemiyorsa; o bakımdan doğru olmuyor.

Ya lüzum görmüyordur, ya kibrinden gerek görmüyordur. Kibir ve gurur, nefisten geliyor. Bu işi lüzumsuz görüyorsa, ayet-i kerimeye karşı geliyor demektir. Veyahut şeytan başka türlü aldatıyorsa, o zaman şeytanın sözünü dinliyor, Kur’an-ı Kerim’in bu emrini yerine getirmiyor demektir.

O bakımdan büyükler böyle bir veciz söz söylemişler:

“Şeyhi yoksa, demek ki şeytanın tuzağına düşmüştür ki, bu nefis eğitimini yapmıyor.” mânasında anlaşılabilir.

Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN