Mürşid-i kâmile karşı mürid, en çok hangi konularda dikkatli davranmalı?


Mürşid-i kâmil, Peygamber Efendimiz’in vekilidir. “Kâmil” diyor çünkü. “Mürşid-i nâkıs” demiyor, müteşeyyih demiyor, “sahte şeyh” demiyor.

Mürşid-i kâmil, Rasûlullah’ın hilafetini almış insandır. Hilafete vâsıl olmuş kimse demektir. Öyle insanların hâlini kitaplar yazıyor ki, onların halleri çok müstesnadır.

Müridin ona karşı dikkat edeceği en önemli nokta, hiç itiraz etmemektir. Mürşid-i kâmil ise hiç itiraz etmemektir. Emrini, buyruğunu tutmasıdır. Sözünü yerine getirmesidir, itaat etmesidir.

Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN

Benzer Sorular

Kaynağa git

Önceki soru:

Mürşide saygı ve itaat konusunda çok suçlanıyoruz, açıklar mısınız?

Sonraki soru:

“Şu şu şu sebeplerden dolayı sahabenin Peygamber Efendimiz’e olan teslimiyeti gibi müridin de aynı teslimiyeti mürşidine göstermesi gerekir.” deniliyor. Bazıları bunun aşırı olduğunu söylüyorlar, ne buyurursunuz?
Müridin şeyhinin davranışlarını kendi aklına göre yorumlaması, “Hocam şu noktada hata etti.” gibi sözler söylemesi, kendi düşüncesini bazı âyet ve hadislerle desteklemeye çalışması doğru mudur?
Herhangi bir tarikattan dersi olan kimse başka bir hoca efendiyi sevip ona derviş olabilir mi?
Bir şahıs daha önce bağlandığı, sonra vefat etmiş şeyhe olan bağlılığını sürdürebilir mi? Bir şeyh efendinin şeyh olması kaç yoldan, kaç şekilde belirlenebilir?
Yapmak istediklerimizi yapamıyoruz. Gereken şeyleri yapmada yetersiz kalıyoruz. Suç bizde mi sizde mi?
Bazı kimseler, “Bizim şeyhimiz son kâmil mürşiddir. Ondan sonra mürşid gelmeyecek. Zira, nasıl Peygamberimiz son peygamberse, o da son evliyadır.” diyorlar. Ne dersiniz?
Mürşide teslimiyetle, ashâb-ı kirâmın teslimiyeti arasında benzerlik var mıdır?