Kasîde-i Bürde hakkında bilgi verir misiniz?


Bir Kasîde-i Bür’e vardır, bir de Kasîde-i Bürde vardır. Yani bir sonu de ile biten, Diyarbakır’ın D’si, Eskişehir’in E’si: Bürde... Bir de bür’e, bür, yukarıdan kesme işareti e…

 

Kasîde-i Bürde Peygamber Efendimiz’in zamanında yaşayan Ka’b ibn-i. Züheyr’indir. O Peygamber Efendimiz’in aleyhine çalışan bir insanken, aleyhte sözler söylediği, şiirler yazdığı için Peygamber Efendimiz; “Bu mendeburun öldürülmesi gerekir.” diye işaret vermiş, sahâbe-i kirâm da onu fırsat kollamaya başlamışlar, bir yerde yakalasalar öldürecekler.

O da kendisinin öldürülmesi üzerine emir çıktığını, müsaade çıktığını anlayınca ödü patlamış. Ondan sonra Peygamber Efendimiz’i methedici bir kaside yazmış bu sefer, onun adı Kasîde-i Bürde, Ka’b b. Züheyr’in.

 

Peygamber Efendimiz’in meclisine kadar gizlice kendisini göstermeden gelmiş, birden karşısına çıkmış;

“—Yâ Rasûlallah! Ben bir kusur işledim ama soylu, asil insanlar affedici olur.” filan mânasında beyitler var şiirinde.

Efendimiz de affetmiş onu, o da müslüman olmuş, ashabdan olmuş, Efendimiz iltifat da buyurmuş, sırtındaki Bürd-ü Yemânîsini, Yemen işi hırkasını çıkartmış, onun sırtına ikram olarak, hediye olarak, şairin câizesi olarak giydirmiş; o da onu giymiş, onun için bu şiire Kasîde-i Bürde derler. Yani hırka mükâfatını almasına sebep olan kasîde… Bu Peygamber Efendimiz’in sahabesi olmuş olan bir kimsenin yazdığı şiirdir, Peygamber Efendimiz’in zamanındandır.

Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN