Hz. İsâ’nın nüzulü hakkında bilgi verir misiniz?


Ebû Hüreyre RA’dan rivayet edildiğine göre, Peygamber Efendimiz kıyametin, yâni ahir zamanın ahvaline ait bir takım hususları bize bildiriyor. Mâlûm, “Deccal çıkacak, İsâ AS nüzûl edecek.” diye, ta o zamanlardan Rasûlüllah SAS Efendimiz bildirmiş. Burada hadis-i şerifte buyruluyor ki:[59]

 

طُوبَى لِعَيْشٍ بَعْدَ المَسِيحِ، يُؤْذَنُ لِلسَّمَاءِ فِي الْقَطْرِ، وَ لِلأَرْضِ

 

فِي النَّبَاتِ، فَلَوْ بُذِرَتَ حَبَّةَ عَلَى الصَّفَا لَنَبَتَتْ؛ وَلاَ تَبَاغُضَ،

 

وَلاَ تَحَاسُدَ، حَتَّى يَمُرَّ الرَّجُلُ عَلَى اْلأَسَدِ فَلاَ يَضُرُّهُ، وَيَطَأُ

 

 عَلَى الْحَيَّةِ فَلاَ تَضُرُّهُ (حل. عن أبي هريرة)

 

RE. 314/2 (Tùbà li-ayşin ba’de’l-mesîh, yü’zenü li’s-semài fi’l-katri, ve li’l-ardı fî’n-nebàti; felev büziret habbetün ale’s-safâ lenebetet; ve lâ tebâguda ve lâ tehàsüde, hattâ yemürre’r-racülü ale’l-esedi, felâ yedurruhû; ve yetau ale’l-hayyeti, felâ tedurruhû.)

 

 

“Mesih’ten sonraki hayata ne mutlu, ne kadar güzel o hayat!”

İsâ AS’ın lakabı Mesîh idi. Yâni, İsâ AS nüzul edecek, Deccal’ı öldürecek, yeryüzünde İslâm’ı hàkim kılacak, İslâm şeriatıyla hükmedecek. Peygamber Efendimiz’in şeriatıyla hükmedecek. İşte onun o nüzûlünden sonraki hayata ne mutlu! Neden? “İnsanların hepsi sàlih, iyi kimseler oldukları için.” diyor şerhte, sebebini öyle açıklıyor.

“Kuraklık olmayacak, gökyüzünden yağmurlar, rahmetler şıkır şıkır yağacak. Yeryüzüne müsaade edilecek, otlar bitecek; bolluk bereket olacak. Bir küçük hububat tanesi, bir tohum ekilse yere; yere değil düz, kaygan taşın üstüne ekilse, orada bitecek. Toprakta değil, taşın üstüne ekilse bitecek.

İnsanlar arasında birbirlerine buğz etmek olmayacak, hasetleşmek olmayacak. Sadece insanlar arasında değil, hatta kişi aslanın yanından geçecek, aslan ona zarar vermeyecek. Yanlışlıkla yılana basacak, yılan onu sokmayacak.” diye bildiriyor Peygamber Efendimiz.

İzah olarak da; insanlar iyi olacaklar. İnsanların yeryüzünde çektikleri bütün sıkıntılar, başlarına gelen bu belâlar, musibetler günahlarından dolayı olduğundan, onlar olmayınca, Allah bolluk, bereket verecek ve dünyanın hali böyle olacak.[60]

 

Bu konuda başka bir hadis-i şerifte Peygamber SAS Efendimiz şöyle buyurmuşlar:[61]

 

وَاللهِ لَيَنْزِلَنَّ ابْنُ مَرْيَمَ حَكَمًا عَادِلاً، فَلَيَكْسِرَنَّ الصَّلِيبَ، وَلَيَقْتُلَنَّ

 

الْخِنْزِيرَ، وَلَيَضَعَنَّ الْجِزْيَةَ، وَلَيَتْرُكَنَّ الْقِلاَصَ، فَلاَ يَسْعَى عَلَيْهَا،

 

وَلَتَذْهَبَنَّ الشَّحْنَاءُ، وَالتَّبَاغُضُ، وَالتَّحَاسُدُ، وَلَيَدْعُوَنَّ إِلَى الْمَالِ

 

 فَلاَ يَقْبَلُهُ أَحَدٌ (م. عن أبي هريرة)

 

RE. 456/4 (Va’llàhi leyenzilenne'bnü meryeme hakemen àdilen, feleyeksirenne's-salîbe, ve leyaktülenne'l-hınzîre, ve leyedaanne'l-cizyete, ve leyetrükenne'l-kılâsa, felâ yes'â aleyhâ, ve letezhebenne'ş-şahnâu, ve't-tebâğudu, ve't-tehâsüdü, ve leyed’uvenne ile'l-mâli, felâ yakbelhu ehadün.)

Bu hadis-i şerifi Müslim, Ebû Hüreyre RA’dan rivayet etmiş. Peygamber SAS Efendimiz zamanından çok sonra olacak olan bir hadiseyi, Allah-u Teâlâ Hazretleri’nin kendisine bildirmesiyle bize nakletmiş. Buyurmuş ki:

(Va’llàhi) “Allah’a yemin olsun ki, (leyenzilenne'’bnü meryeme hakemen àdilen) Meryem’in oğlu İsâ AS, yeryüzüne adaletli bir hakim olarak inecek.”

Neden? Allah tarafından gönderilmiş olduğu halde bozulmuş olan dinleri dolayısıyla, Hz. İsâ’ya mensubiyet iddia eden Ehl-i Salîb ve İsevî denilen kimselerle aramızda ihtilaf var. Biz Allah'ın birliğini söylüyoruz, onlar Hz. İsâ'nın ulûhiyetine kàil oluyorlar.

Allah'tan gayri ilâh yoktur. (Lâ ilâhe illa’llah, muhammeden rasûlü’llah… İsâ rasûlü’llah ve abdu’llah...) Biz bunu söylüyoruz, onlar yanaşmıyorlar.

Ellerinde büyük imkânlar var. Kocaman teşkilâtlar var, gizli ordular var. Kendi dinlerini yaymak üzere Afrika'ya, Amerika'ya, kutuplara, Asya’ya salıyorlar, İslâm ülkelerine salıyorlar.

 

Hz. İsâ inecek, àdil bir hakem olarak hükmedecek. O âdil hakim nasıl hükmedecek, ne yapacak:

(Feleyeksirenne’s-salîbe) “Putu kıracak.” İsâ AS o tapındıkları haçı, o putu kıracak, onun yanlışlığını onlara gösterecek.

(Ve leyaktülenne'l-hınzîr) “Hınzırı da, domuzu da öldürecek.”

Domuzu kendilerine bayrak ettiler, sembol ettiler, dinlerinin sembolü hâline getirdiler. Halbuki yahudilere de yasaklanmıştı. Zararlarını biliyorlar. Vücuda zararını, akla zararını, diğer zararlarını biliyorlar.

İşte o hınzırı da öldürecek, bu inat da bitecek. Bu puta tapma inadı da bitecek. Hz. İsa domuzu da haklayacak. Tamam, bir domuzları var tutundukları, ona da tutunamayacaklar.

(Ve leyedeanne'l-cizyete) “Cizyeyi üzerlerinden alacak.”

Hıristiyanlar cizye veriyordu, vermeyecekler; çünkü müslüman olacaklar. Şerhte Hocamız öyle izah ediyor: (Yahmilennehüm ale'l-islâm) “Artık İslâm'a girecekler. O zaman gayrimüslimlere mahsus cizye verme vergisi bahis konusu olmayacak. Değişecekler. Hatalarından dönüp Allah'ın istediği noktaya, o peygamber onları getirecek ki, gönlü mahzun olmasın. O kendi ümmetini o noktaya getirecek.

 

(Ve leyetrükenne’l-kılâsa felâ yes'â aleyhâ) “Genç develer bir tarafa bırakılacak, kimse onlar üzerinde, oraya oraya koşturmayacak.”

Devesi, bir Arabın canıdır, ciğeridir, bütün varıdır; sütünü içer, etini yer, derisini kullanır, üstüne biner. O mübarek hayvanı Allah-u Teâlâ Hazretleri tam çöle göre yaratmıştır. Ayakları tabla gibidir, kumun içine batmaz, lap lap basar. Allah-u Teâlâ Hazretleri o mübarek hayvanın sırtına bir depo yaratmıştır; bir su içti mi, bir yiyecek yedi mi, o sırtındaki hörgücünde toplanan şeyle üç-dört gün gider mübarek.

 

Niçin kimse devenin üstüne binmeyecek, oraya oraya koşturmayacak? Çünkü zenginleyecekler, daha güzel vasıtalar çıkacak, daha büyük imkânlar çıkacak.

(Ve letezhebenne’ş-şahnâu ve’t-tebâğudu ve't-tehâsüd) “Birbirine karşı düşmanlık, buğz etmek, hasetleşmek gidecek.” Hz. İsâ onları izale ettirecek. O kötü duygular, kinler kalmayacak.

(Ve leyed’uvenne ile'l-mâli felâ yakbelhu ehadün) “Mala çağıracak insanları, ‘Gelin, şu malı alın!’ diyecek de, kimse istemeyecek.” Bol, ne yapsın... “Ne yapayım, nereye koyayım?” diyecek. İşte böyle haller olacak.[62]

Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN

[59] Deylemî, Müsnedü’l-Firdevs, c.II, s.450, no:3943; Ebû Hüreyre RA’dan.

Kenzü’l-Ummâl, c.XIV, s.384, no:38844 ve s.390, no:38859; Camiü’l-Ehadis, c.XIV, s.133, no:13951.

[60] M. Es’ad Coşan, Hadis Dersi, 18. 10. 1981, İskenderpaşa Camii.

[61] Müslim, Sahih, c.I, s.369, no:221; Ahmed ibn-i Hanbel, Müsned, c.II, s.272, no:7665; İbn-i Hibban, Sahih, c.XV, s.227, no:6816; Ebu Ya’la, Müsned, c.X, s.279, no:5877; İbnü’l-Ca’d, Müsned, c.I, s.420, no:2867; Ebû Hüreyre RA’dan.

[62] M. Es’ad Coşan, Hadis Dersi, 23. 03. 1986, İskenderpaşa Camii.