Günümüzde İslâm adına mücadele ettiğini iddia eden birçok grup var, bunlar yaptıkları her şeyi cihad içine sokuyorlar ve yaptıklarının eleştirilmemesi için bu kelimenin yani cihadın arkasına sığınıyorlar belki bazen de bu kelimenin mânasını çok kısır hale getiriyorlar. Bu konuda ne buyurursunuz?


Cevap: el-Cevap; doğrudur, haktır, hakikaten öyledir. Ben de öyle derim, cevabım o. Herkes yaptığı işin kendi nefsi için bile olsa cihad olduğunu iddia ediyor. Peygamber Efendimiz’e soruyorlar;

“—Kim Allah yolunda cihad edendir?”

Peygamber Efendimiz buyuruyor ki:[24]

 

 

مَنْ قَاتَلَ لِتَكُونَ كَلِمَةُ اللهِ هِيَ الْعُلْيَا، فَهُوَ فِي سَبِيلِ اللهِ

(حم. م .خ. د. ت. ن. ه. عن أبي موسى)

 

RE. 432/4 (Men kàtele li-tekûne kelimetu’llàhi hiye’l-ulyâ, fehüve fî sebîli’llâh) “Kim Allah-u Teàlâ Hazretleri’nin sözü en yüksek olsun, Allah’ın dini yayılsın, Allah’ın dinine hizmet olsun diye çarpışmışsa, o Allah yolunda çarpışmıştır. Kimin Allah yolunda cihad ettiğini Allah daha iyi bilir.” buyuruyor.

Kalplerine göredir, niyetlerine göredir. Yapılan işlere göredir. Yapılan işlerin plan program ve istikametine göredir. Ona göre cihad olur, Allah yoluna hizmet olur veyahut müslümanlara köstek olur, engel olur, zarar olur; ikisi de olabilir. Allah şaşırtmasın.

Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN

[24] Buhàrî, Sahîh, c.I, s.58, no:123; Müslim, Sahîh, c.III, s.1512, no:1904; Ebû Dâvud, Sünen, c.II, s.18, no:2517; Tirmizî, Sünen, c.IV, s.179, no:1646; Neseî, Sünen, c.VI, s.23, no:3136; İbn-i Mâce, Sünen, c.II, s.931, no:2783; Ahmed ibn-i Hanbel, Müsned, c.IV, s.392, no:19511; İbn-i Hibbân, Sahîh, c.X, s.493, no:4636; Tayâlisî, Müsned, c.I, s.66, no:486; Ebû Ya’lâ, Müsned, c.XIII, s.188, no:7253; Abdü’r-Rezzak, Musannef, c.V, s.268, no:9567; Beyhakî, Sünenü’l-Kübrâ, c.IX, s.167, no:18325; Neseî, Sünenü’l-Kübrâ, c.III, s.16, no:4344; Ebû Nuaym, Hilyetü’l-Evliyâ, c.V, s.98; Abd ibn-i Humeyd, Müsned, c.I, s.195, no:553; İbn-i Ebî Âsım, Cihad, c.II, s.588, no:242; Dâra Kutnî, İlel, c.VII, s.227, no:1311; Ebû Avâne, Müsned, c.IV, s.486, no:7428, 7429; Ebû Mûsâ el-Eş’arî RA’dan.

Kenzü’l-Ummâl, c.IV, s.472, no:10493; Keşfü’l-Hafâ, c.II, s.1557, no:2560; Câmiü’l-Ehàdîs, c.XXI, s.110, no:23091.