Cennet-cehennem kaygısıyla ibadet etmekle şirke bulaşılmış olur mu?


Bulaşılmış olmaz. Şirk demek, Allah’a ortak koşmak demek. Burada Allah’a ortak koşma yok! Yalnız, bir ahiret hesabı yapılıyor, “Cehenneme düşmeyeyim, cenneti kazanayım!” diye... Bu hesabı Kur’an-ı Kerim’de Allah kendisi teşvik ettiği için, “Bakın, cehennemden korkun! Cehennem ateşinden korunun!” dediği için…

Ayet-i kerimede:

 

وَسَارِعُوا إِلَىٰ مَغْفِرَةٍ مِّن رَّبِّكُمْ وَجَنَّةٍ عَرْضُهَا السَّمَاوَاتُ وَالْأَرْضُ

 

 أُعِدَّتْ لِلْمُتَّقِينَ (اۤل عمران:١٣٣)

 

(Ve sâriû ilâ mağfiretin min rabbiküm ve cennetin arduhe’s-semâvâtü ve’l-ardu üiddet li’l-müttakîn) [Rabbinizin bağışına ve takvâ sahipleri için hazırlanmış olup genişliği gökler ve yer kadar olan cennete koşun!] (Al-i İmran, 3/133) diye cenneti teşvik ettiği için, bunda bir şirk bahis konusu değildir. O düşünce doğru değil!

Şirk ne zaman bahis konusu olur. Meselâ:

“—Ben burada namaz kılacağım ama hem namazımı kılayım, hem de genel müdür görsün, bana müdürlük versin!” derse, o zaman şirke düşer.

Yâni, namazı bir Allah için kılıyor, bir de genel müdürden bir mevkî koparmak için kılıyor; o şirk olur.

Bu onun gibi değil! Cennet ve cehennem düşüncesi ile kendisine çeki-düzen vermek Kur’an-ı Kerim’de de teşvik edilen bir durum olduğundan, bu normal bir şeydir, şirke girmez.

 

Yalnız, büyüklerimiz demişler ki:

“—Asıl muhlis kullar, hâlis kullar cennet için de değil, cehennem için de değil, her şeyi Allah rızası için yaparlar.”

Meselâ; evliyâullahtan bir zâta birisi gelmiş, demiş ki:

“—Levh-i Mahfûz’da ben senin ismini cehennemliklerin arasında gördüm; ne diye namaz kılıyorsun, ne diye ibâdet ediyorsun?”

Demiş:

“—Ben o yazının kaç sene önceden beri orada olduğunu görüyorum.” Yâni, kendi ismini Levh-i Mahfûz’da cehennemlikler arasında görüyormuş. “Ama, ben ibâdeti cennet için, cehennem için yapmıyorum ki, Allah rızası için yapıyorum; yapmağa devam edeceğim! Cehenneme düşsem de yine yapacağım; bu benim vazifem!” demiş, ibadete devam etmiş.

Ertesi gün bakmış ki, kendisiyle bir gün önce konuşan kimse gelmiş, demiş:

“—Yâhu, bugün bir şey oldu!”

“—Ne oldu?”

“—Baktım, senin ismin cehennemliklerin arasından silindi, cennetliklerin arasına yazıldı.” demiş.

Buradan güzel bir şey öğreniyoruz: Ne olursak olalım, Allah rızası için yapacağız her şeyi... Cennet için, cehennem için değil, Allah rızası için yapacağız. Yüksek olan duygu budur.

Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN