Birisi Turgut Özal’ın ölümü merasimini bahis konusu etmiş, aleyhinde sözler yazmış. “Onun Amerika’ya bağlılığına rağmen müslümanlığına inanıyor musunuz, inanmıyor musunuz?” gibi bir sözle soru sormuş.


Peygamber SAS Efendimiz tavsiye etmiştir, cenaze namazı kılınır. Bir kimsenin, Lâ ilâhe illa’llah diyen bir insanın cenaze namazını kimse kılmazsa, bütün o beldenin ahalisi mesul olur. Cenaze şöyle veya böyle olabilir. Bu ne olursa olsun, âşikâre olarak kendisi küfrünü ilan etmediyse, “müslümanım” dediyse onun cenaze namazını kılmak bütün müslümanlar için gereklidir.

Turgut Özal’a gelince; Turgut Özal bizim Mehmed Zahid Hocamız’a müntesib bir müriddir. Hocamız’a intisab ettiğini muhtelif vesilelerle umûmî yerlerde de söylemiştir. Özbekistan’a gittiği zaman da söylemiş, daha başka yerlerde de söylemiştir. Sorulduğu zaman söylemiştir. Binâen aleyh, bizim tekkenin dervişidir. Allah cümlenin hatasını, kusurunu, taksirâtını affeylesin...

 

Vefat eden bir kimsenin namazını kılmak gerekir, kılmamak yanlış olur. Bir mü’mine, bir başkası mü’min olduğu halde “kâfir” derse, o söz döner dolaşır, söyleyene gider. Böyle bir hadîs-i şerîf de vardır. Onun için kimsenin imanına söz söylemek de mü’min kimseye yakışmaz. Hatalarını örtmeye, iyi taraflarını yâd etmeye çalışmak da âdâbdandır.

O bakımdan bu soruyu soran kardeşimiz, âdetâ şöyle demek istiyor:

“—O mü’min değildi, kâfirdi. Onun namazı kılınmaz.”

Onun cevabını böylece vermiş oluyorum. İnsanların kusurlarından dolayı namazı kılınmaması gerekse kimsenin namazı kılınmaz. Çünkü herkes kusurludur, herkesin hatası vardır. İnsanların kusurlarına rağmen, Allahu Teâlâ Hazretleri bir zaman geliyor, af da ediyor:

 

لاَ تَقْنَطُوا مِنْ رَحْمَةِ اللَّهِ، إِنَّ اللَّهَ يَغْفِرُ الذُّنوُبَ جَمِيعًا (الزمر:٥٣)

 

 

(Lâ taknetù min rahmeti’llâh) “Allah’ın rahmetinden ümidi kesmeyin! (İnna’llàhe yağfiru’z-zünûbe cemîâ) Allah günahları toptan affedebilir.” (Zümer, 39/53)

Allah’ın rahmeti çoktur. Allah’ın rahmetinden ümit kesmek, ümitsizliğe düşmek haramdır, yasaktır. Allah tarafından yasaklanmıştır. Peygamber Efendimiz’in mübarek amcasını öldürmüş olan şahsa dahi sahabîdir diye hürmet ediyoruz, sonradan müslüman oldu diye.

Onun için bu soru, biraz sert bir sorudur. Bu kardeşin bu zihniyeti kendisine mahsus bir zihniyet değildir, geniş bir zihniyettir. Hatta öyle hocalar duydum ki; “Onun namazını kılanlar kâfir olur!” gibi sözler söylemiş. Böyle bir şey olmaz. O kadar, yüz binlerce insan namaz kıldı. Hepsine kâfir demek, olmadı, insafa sığmamıştır, doğru değildir.

Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN