Başka bir tarikatin sohbetine gitme izni…


Bu hususta eskiden beri izin vermemişlerdir. Çünkü, gittiği yere kayar. Gittiği yer genel olarak uygun mu, değil mi bilinmez. Onun için, bizim Abdülaziz Bekkine Hocamız buyurmuş ki:

“—Bir şadırvana su koyulmuş, etrafında musluklar var. Sen kovanı dolduracaksın. Bir musluğun altına koyup da açıp öyle mi doldurursun, biraz ondan doldurup öbür musluğa, biraz ondan doldurup öbür musluğa, biraz ondan doldurup öbür musluğa mı gidersin?”

“—Bir musluktan doldururum.” demişler. Hak yolsa, bir yerden kovasını doldurması lâzım.

 

Esas itibariyle gidilen yer de önemli. İnsan meselâ, çocuğunu sokağa bırakamıyor, herkesle konuşturtmuyor. Aslında konuşturmak ister, iyi arkadaşlar edinmesini ister ama, iyi arkadaş olmaz diye de titizleniyor. Kiminle konuştuğunu araştırıyor, soruyor:

“—Evlâdım, o arkadaş kimdir, nasıl bir insandır?” diye soruyor.

 

Onun için gidilen yer çok önemlidir. Gidilen yer hakikaten nurlu, hakikaten şeriate bağlı, hakikaten tasavvufî ahlâka, âdâba riayetkâr bir yer ise, olabilir.

Ama bu da şarta bağlıdır. Kendi ihvanımızın toplantısının olmadığı bir yerde, yalnızsa veyahut herhangi bir sebeple bir başka yere gitmişse, o cemaatin içinde o gün misafir olarak bulunuyorsa, caizdir. Aslında kendi ihvanı ile olması esastır.

Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN