Yalova’da falanca cemaatte, Mehmed Zahid Hocamız aleyhine çok kötü sözler söylüyorlar.”


Tasavvufî cemaat mi?

“—Evet, tasavvufî / sûfî cemaat…”

Pekiyi, tasavvufta şeriate aykırı iş yapmak var mı? Peygamber Efendimiz:

 

اُذْكُرُوا مَوْتَاكُمْ بِالْخَيْرِ

 

(Üzkürû mevtâküm bi’l-hayr) “Siz ölülerinizi hayırla yad ediniz!” demedi mi?

Başka bir rivayette:[57]

 

اُذْكُرُوا مَحَاسِنِ مَوْتَاكُمْ (ق. عن ابن عمر)

 

(Üzkürû mehâsini mevtâküm) “Ölülerinizin iyiliklerini anınız!” buyurmadı mı?

Ben karşılarında hazır lokma… Beni kötüleyebildikleri kadar kötülesinler; Mehmed Zahid Hocamız’a ne çatıyorlar? Onun aleyhinde ne konuşuyorlar?

“—Vefat etmiş bir kimsenin aleyhinde konuşmayın!” diye hadis-i şerif var.

Benim aleyhimde konuş: “Es’ad Coşan şöyledir, böyledir...” de, olsun bitsin. Mehmed Zahid Hocaefendi’yi ne kötülüyorsun?

Onlar tasavvufî cemaat miymiş? Böyle tasavvuf mu olur? O hocayı kötüleyecek, müridi oradan soğutacak, beri tarafa geçirecek.

 

“—Bu silsiledeki zevat şuraya kadar iyi de, buradan sonrası hiçbir şey değil.”

Yahu, “Buraya odunun bile eğrisi yakışmaz.” demişler. Bu oyuncak değil ki, irşad makamı! Peygamber Efendimiz’in irşad vazifesinin devamı makamı. Odun gelse burada mum olur. O silsilenin başı neyse, devamı da odur.

 

Er yarın Hak divanında belli olur!

 

Sen burada onu kötülüyorsun ama, bir kere yaptığın fiil yanlış bir fiil, İslâm’a uymayan bir fiil. Hüsnüzan edeceksin.

 

Fötr şapka giymiş, ayağını bir sandalyeye atmış, elinde pipo, sakal yok, bıyık yok, artistik bir poz vermiş...

Allah rahmet eylesin ama, yok ki böyle... Sigara mükeyyefâttan. Derviş mükeyyefâtı değil, meşru mübahâtı bile terk ediyor. Bu mükeyyefât vücuda zararlı, ciğere zararlı; tekkede bu ikrâm edilir mi?

“—İçme hocam bu sigarayı.” diyorsun.

“—Sen benim sigarama karışma!” diyor.

Niye karışmayayım? Şeriat, Peygamber Efendimiz her şeye karışmış; dişinin fırçasına bile karışmış, saçının şekline bile karışmış, bıyığına bile karışmış. Niye karışılmasın?

Ciğerin hasta oluyor. Paran havaya gidiyor. Dumanını yel alıyor, parasını el alıyor, derdi sana kalıyor. Seni zarara uğratıyor bu… Niye karışmayayım?

 

Sigara içerken, sigarayı pencerenin kenarına bırakıyor. Başına sarığı giyiyor, “Allahu ekber!” deyip namaza duruyor. Namazı kıldırıp geliyor.

“—Hocam olur mu yani? Hocaya yakışır mı?”

“—Sen benim sigarama karışma!”

“—Bir insana günah olarak, kendisine bir şey söylendiği zaman ‘Sen benim işime karışma! Sen kendi işine bak!’ demek yeter.” diyor Peygamber Efendimiz.

“Pekiyi…” diyecek. Nasihat doğru sözlü oldu mu, “Pekiyi…” demesi lazım.

Efendimiz sigara içmiş mi? Hangi âyetten, hangi hadisten çıkıyor bunun delili?

Millet bu ölçülere dayanmadan kötüleme yaparsa, o tasavvuf değil… Derviş çalmaya kalkarsa, o da tasavvuf değil...

Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN

[57] Beyhaki, Sünenü’l-Kübra, c.IV, s.75, no:6981; Abdullah ibn-i Ömer RA’dan.