Askerlik çağım geldi. Askere gidince, orada gayr-i İslâmî bir iş yaptırırlarsa, ne yapmam lâzım?


Bir kere neyle karşılaşacağı belli olmaz insanın... Biz askere niçin gidiyoruz? Buradaki müslüman kardeşlerimizi koruyalım diye gidiyoruz. Buradaki müslüman kardeşlerimize kimse hücum etmesin diye gidiyoruz. Bizim ordumuz olmasa; ordu teşkilatımız, mekanizmamız, gücümüz kuvvetimiz olmasa, biz burada namaz da kılamayız, Yunanlı Trakya’dan gelir, Bulgar kuzeyden gelir... Ermeni Van’a gelir, zâten gelmek için uğraşıyor buraya... Suriyeli Ermeniler, Süryânîler nereye kadar gelirler... Bizim bu kalabalığımız bile onları durduruyor. Biz aslında askerlik yaparken, bir hizmet yapmış oluyoruz.

Tabii, temenni ederiz ki, herkes orada bu güzel şuura sahip olsun... Şahsen ben kendim askere giderken, Hocamız sağdı. Öğleyin Hocamız’ın elini öptüm, bir saat önce gideyim asker ocağına diye gayret ettim. Niye öyle yaptım? Askerlik ocağı mübarektir, sevaptır diye... Bu mübarekliği bazı komutanların dinsiz densiz hareketleri, sözleri zedeliyor ama, mekanizma esas itibariyle güzel... İyi insanların elinde güzel olur. Kötü insanların elinde kötü oluyor.

O bakımdan, şu andaki mekanizmanın esas itibariyle koruyucu olması dolayısıyla; altmış milyon müslümanın huzur içinde ibadet ve tâat yapmasını sağlayıcı bir mekanizma olduğu için, bu gözle, bu niyetle askerlik yapmak doğru oluyor. Kusurlu bir şey yapmamağa çalışırsınız, Allah’a dua edersiniz.

Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN