“Organizatör problemi olduğunu belirttiniz. Beynelmilel organizasyon nasıl olmalı, Türkiye için organizasyon nasıl olmalı. Parti kurma faaliyeti nasıl olmalı?” diye çok merak edilen konular olarak üç soru var.
Müslümanların birbirleriyle beynelmilel, yani milletler arası alakalarının mutlaka kuvvetli olması lâzım. Ama bu beynelmilel organizasyon tepeden olmuyor. İlk önce her ülke içindeki has halis müslümanların tespit edilmesi, bilinmesi lâzım. Onlarla ilgili irtibat kurulmalı. Sonra onların beynelmilel sahada birbirlerini desteklemesi ve beraber çalışmalar yapması şarttır.
Ama eğer milletlerin kendi içindeki organizasyonlar sıhhatli seçilmez ise bazıları provokasyon organizasyon olabiliyor. Gerçek, müspet İslâmî teşkilat olmuyor. Müslümanları kandırıcı bazı organizasyonlar olabiliyor. Aslında iman bakımından, akide bakımından veya aksiyon bakımından hataları olan organizasyonlar olabiliyor. Belki isim vermek de doğru olmaz diye düşünüyorum.
İsim vermiyorum ama, mesela Amerika’da birisi bunlardan birilerinin camisine gitmiş. Sıkışmış, ikindi namazını kılacak. Cami kılıklı bir bina görmüş. Gitmiş, kapıya çalmış. Kapıyı açan “Niye geldin?” demiş. “Namaz kılacağım, burası cami değil mi?” demiş. İçeriye almamışlar.
Kapısı namaz kılmak isteyene kapalı bir organizasyon gerçek, İslâmi bir organizasyon değil. Bu, benim bildiğim bir organizasyon ama isim söylemiyorum. Şimdi sen böyle bir organizasyonla birleşsen ne olacak, bileşmesen ne olacak. Zaten akidesi bozuk, kafası yamuk. Belki bir provokasyon, uydurma bir organizasyon.
O halde bütün beldelerdeki, bütün ülkelerdeki ihlaslı insanların birlik ve beraberlik içinde olması birbirlerini tanıması ve birbirleriyle işbirliğine geçmesi lâzım. Onlar bir arada olurlarsa o zaman iş ihlasla yürütülür. Bunun için de dış ülkeleri tanımak gerekiyor. Ziyaret etmek, oralara temsilciler göndermek, oralardan bazı kimseleri çağırmak gerekiyor. Hatta ticari münasebetler, evlilik münasebetleri ile yakınlaşmalar gerekiyor. İki ülkeyi de daha yakından tanımak gerekiyor. Ondan sonra o çalışmalar bir meyve vermeye başlayabilir.
Meselâ ben, Malezya’ya gittim ama Endonezya’ya hiç gidemedim. Bruney Sultanlığı diye bir sultanlık varmış, hiç görmedim. Çok zenginmiş, milli geliri fevkalade yüksekmiş, herkesi almıyorlarmış vesaire. Dünyanın her yerinde azınlık müslümanlar var. Veya kendileri ekseriyette oldukları halde yönetimleri farklı İslâm ülkeleri var. Bunların hepsinin tespit edilmesi ve bir merkezden, bir müesseseden, bir enstitüden takip edilmesi lâzım.
Problemlerin tespit edilmesi lâzım. Çözümlenmesi için beynelmilel toplantılar yapılması lâzım. Bu oluşumun yavaş yavaş sağlam bir şekilde büyümesi, gelişmesi gerekiyor. Bazıları devletlerin resmi teşekkülleri oluyor, onlara da söz geçirilemiyor. Devletin resmi ideolojisini temsil ediyor ve devletin kendisine emrettiği işler yapılmak isteniyor.
Tabii siz ona itibar etmeyip de kendiniz organizasyon yapmak istediğiniz zaman, bu sefer devlet size burada benim adımı kullanıyorsun diye tavır koyuyor. Bir takım güçlükleri var. Bu güçlükleri yenip dünyanın her yerinde ihlaslı, takva ehli müslümanların bir iş birliği içine girmesini sağlamak gerekiyor.