İntisab ve bey’at aynı kişiye mi yapılır?
Evet, aynı kişiye yapılır. Bir insanın bir yere bağlılığı olur. Peygamber SAS Efendimiz’in zamanını düşünün! Peygamber Efendimiz’in zamanında insanlar iki kişiye mi bağlanıyordu? Hayır bir tek kişiye bağlanıyordu, Peygamber Efendimiz’e bağlanıyordu.
Zâten bir kaç kişiye bağlandı mı insan; o başka şey söylerse, bu başka şey söylerse, ne olur? O zaman ya bunu dinleyecek, ya ötekisini dinleyecek. Birisini dinleyince, ötekisini dinlememiş olacak, ona bağlılık olmayacak. Dinlemediği insana bağlılık olur mu? Olmaz.
O bakımdan, intisab ve bey’at ayni şeydir. Bir kişiye olur ve o şekilde devam eder.
Bu intisab ve bey’atın ayrılığı hikâyesini uydurma olarak yakın zamanda particiler çıkarttılar. Şeyhe bey’ati reddetmek için ve tasavvuftan fırlayıp çıkmış olarak. “Bu ayrıdır, bu ayrıdır...” gibi hikâyeler söylediler, olmayan şeyleri söylediler.
Halbuki, Sultan Ahmed bile gelmiş, Aziz Mahmud-u Hüdâî’ye bey’at etmiş. Demiş ki:
“—Efendim, isterseniz padişahlığı da bırakayım!”
“—Hayır evlâdım, padişahlığa devam et!” demiş.
Ama ona bağlanmış. Bu meseleyi anlayamadıkları için karıştırdılar, işi berbat ettiler. Bid’at çıkardılar, mahvettiler. Erbâb-ı tasavvufu da darılttılar kendilerine...