“Bey’at şeyhe yapılır.” diyorsunuz. O halde 12 tarikat var ve başlarında şeyhler var... O zaman herkes baş olmak ister; emir nasıl seçilecek? Akşemseddin ile Fatih’in durumu açıklar mısınız?
Bey’at Peygamber Efendimiz’in varislerine yapılır. Peygamber Efendimiz’in varisleri de kendi aralarında birbirleriyle irtibatlıdır. Her biri öyle baş olmak istemez, bil’akis herkes baş olmamak ister orada... Oranın usulü, orada herkes baş olmamak ister, kenara çekilmek ister ama; (El-emrü fevka’l-edeb) emrolunduğundan, vazife geldiğinden, irşad vazifesi kendilerine yöneltildiğinden, boyunlarını bükerek Allah’ın yoluna hizmet ettiklerinden öyle yaparlar. “Öbür kardeşim benden daha üstündür; ona ittibâ edelim!” derler.
Evliyaullahın kendi aralarında da sistemi vardır. O bakımdan, bir karışıklık olmaz. Asıl karışıklık alim olmayan şahıslara uyulduğu zaman olur. Çünkü, alim olmayan insanlar milyonlarcadır, milyarlarcadır. Hangi birine uysan, herkes bir baş olmak istiyor. Baş olduğu zaman da kurum kurum kuruluyor, çalım satıyor. O bakımdan, asıl karışıklık o zaman çıkar ve ondan çıkıyor.
Bir devletin başına filânca geçiyor, öteki devletin başına ötekisi geçiyor; harb ediyorlar. “Neden harb ediyorsunuz?” diyorsun, bir sebep buluyor. Bir cihangirlik arzusu, bir kavga; böyle gidiyor.
Onun için, asıl ittibâ Allah’adır. Allah’ın emrini en iyi bilen kimseye ittibâ olunur. Bir insanın imam olması için, önder olması için, emir olması için sıralama vardır. O sıralamada Arapçayı bilmek, Kur’an’ı en iyi bilmek, hadisi en iyi bilmek, ictihad yapabilecek kadar fıkıh bilgisine sahip olmak gibi hususlar vardır. Bunlara sahip olmayan kimselere ittibâ sahih değildir. Onların amacı bir makamı elde etmektir, gasbdır.
Akşemseddin’le Fatih’in durumu çok klasik bir misal oldu şimdi... Doğru bir misal değildir. Fatih de o zamanın halifesine bağlı bir kimseydi. O inceliği bilmediği için, millet yalan yanlış misaller veriyor. Halifeye bağlıydı, halifenin bir emiriydi. Halifeden ferman alıyorlardı. Osmanlı hükümdarları halifeden ferman alarak vazifeye başlamışlardır. Kendisi baş değildir, tâbîdir. Asıl baş olan halifedir.
Onun için, bu misal yanlış bir misaldir.