“Dünya ve içindekiler mel’undur.” hadis-i şerifini nasıl anlamalıyız?


Dünya, yâni şu hayatımız... Dünya ve içindekilerin Allah indinde bir kıymeti yoktur. Burada kalacaktır, fânidir. Hayırlı olan, Allah indinde kıymetli olan ibadettir, taattir, hayırdır, hasenattır, ahirette fayda edecek şeylerdir. Böyle anlayacağız.

Hadis-i şerifin tamamı şöyle: [45]

 

الدُّنْيا مَلْعُونَةٌ، مَلْعُونٌ مَا فِيهَا، إلاَّ ذِكْرَ اللهِ وَمَا وَلاَهُ، وَعَالِمًا

 

 أوْ مُتَعَلِّمًا (ه. عن أبي هريرة؛ طس. عن ابن مسعود)

 

RE. 208/3 (Ed-dünyâ mel’ùnetün, mel’ùnün mâ fîhâ, illâ zikra’llàhi ve mâ vâlâhü, ve àlimen, ev müteallimen)

Tirmizî ve İbn-i Mâce Ebû Hüreyre RA’dan rivayet etmiş, sahih hadistir. Peygamber SAS Efendimiz buyurmuşlar ki:

(Ed-dünyâ mel’ùnetün, mel’ùnün mâ fîhâ) “Dünya mel’undur, kıymetsizdir, Allah’ın lânetine uğramıştır; içindeki her şey de kıymetsizdir, mel’undur. Allah’ın lânetine uğramış şeylerdir, lânetli şeylerdir, uğursuz şeylerdir.

(İllâ zikra’llàhi ve mâ vâlâhü) Ancak, Allah-u Teàlâ Hazretleri’nin zikri ile, ona taalluk eden şeyler, Allah’ın sevdiği şeyler müstesnâ... (Ve àlimen) “Öğreten müstesnâ, muallim müstesnâ... (Ev müteallimen) Öğrenci müstesnâ, öğrenen müstesnâ...” Yâni, bunlar iyidir, Allah bunları seviyor.

Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN

[45] Tirmizî, Sünen, c.VIII, s.302, no:2244; İbn-i Mâce, Sünen, c.XII, s.136, no:4102; Beyhakî, Şuabü’l-İman, c.II, s.265, no:1708; Begavî, Şerhü’s-Sünneh, c.VII, s.197; Ukaylî, Duafâ, c.IV, s.491, no:1051; Hakîm-i Tirmizi, Nevâdirü’l-Usül, cI, s.255; Ebû Hüreyre RA’dan.

Taberânî, Mu’cemü’l-Evsat, c.IV, s.236, no:4072; Abdullah ibn-i Mes’ud RA’dan.

Kenzü’l-Ummâl, c.III, s.186, no:6084, 6085; Câmiü’l-Ehàdîs, c.XIII, s.14, no:12440.