Babam dine karşı. Fırsat buldukça bu konuda hakaret ediyor. Kumar da oynuyor, kötü huyları var. Bu gibi durumda nasıl hareket etmek lâzım?
Benim tavsiyem şu, denenmiş bir tavsiye: Bu kardeşimizin kendisi İslâm’ı yaşayacak. Ama babasına karşı evlatlık görevlerini babasına kendisini sevdirecek tarzda, dikkatli bir şekilde yapacak.
Mesela; “Babacığım, kahve ister misin?” diyecek. “Buyurun, terliğinizi getirdim.” diyecek. “Babacığım çok rüzgâr esiyor, yeleğini giy…” diyecek filan.
“—Allah Allah! Bizim kıza ne oldu?” filan; baba biraz şaşıracak, dikkatini çekecek.
“—Bizim kız iyi kızdır. Bizim kız babasını sever, saygılı bir kızdır. Terbiyeli kızdır.” diyecek, gizli gizli hayranlık duyacak.
Ona İslâm’ı methetmeye lüzum yok. İslâm’ın güzel olduğunu göstermek lâzım. Bu ablamız, bu kız kardeşimiz, evladımız, kızımız müslüman olarak yaşayacak. Müslümanlığı güzel yaşayacak. Annesine, babasına hürmeti güzel yapacak. Öylece İslâm’ı o tarzda sevdirecek.
Çünkü birçok insan aslında İslâm’a değil müslümanlara kızıyor! İslâm’ı anlayış tarzına ve uygulayış tarzına kızıyor! Biraz da günahkâr; kumar oynuyor, içki içiyor filansa, tabii o zaman ondan dolayı da kızar. Günahkâr olduğu için mü’mine kızar. İşin o tarafı da var. Fakat güzel ahlâk ile hareket ederek sonunda onu kazanmamız lâzım geliyor.
Benim rahmetli annem derdi ki:
“—Babası hristiyansa evlat kiliseye götürmeyecek ama, kiliseden omuzuna alıp eve taşıyacak! Kötü bir şey yapmaya götürmeyecek ama yine hizmet etmesine dikkat edecek, kalbini kazanmaya dikkat edecek!”
Ben bu nasihati talebelerimden birkaç kimseye yaptım. İslâm’a düşman, sakal bıraktığı için bizim talebeyi, yani oğlunu evden kovmuş filan bir kimseye böyle bir şeyler anlattım. O da bunu güzel uyguladı, sonra çok büyük değişiklikler oldu: Baba ve anne tevbekâr oldu. Anne kapandı, kız kardeş kapandı. Beraber hacca gittiler filan. Şimdi İslâm’a hizmet eden insanlar oldular.
Bir insanın bugünkü hâline bakmayın. İleride düzelir, diye ümit besleyerek, ona sabırla muamele edin. Tavsiyem bu!