Allah-u Teàlâ’nın Esmâ-i Hüsnâ’sında “tanrı” isminin olmadığını biliyoruz. Fakat birçok kitapta tanrı isminin kullanıldığını görüyoruz. Bu caiz midir?
Caizdir. Çünkü tanrı ismi Arapçadaki (ilâh) kelimesinin bizim dilimizdeki karşılığıdır. Arapçada ilâh var, Türkçede karşılığı tanrı demektir. Her dilin kendine göre kelimeleri vardır.
İlah kelimesi de Kur’an-ı Kerim’de geçiyor. Mesela:
وَإِلَهُكُمْ إِلٰهٌ وَاحِدٌ لَا إِلٰهَ إِلَّا هُوَ الرَّحْمٰنُ الرَّحِيمُ (البقرة:١٦٣)
(Ve ilâhüküm ilâhün vâhid, lâ ilâhe illâ hüve’r-rahmânü’r-rahîm) “İlâhınız bir tek Allah’tır. Ondan başka ilâh yoktur. O, Rahmân’dır, Rahîm’dir.” (Bakara, 2/163) âyet-i Kerimesinde geçiyor.
Allah-u Teàlâ Hazretleri için ilâh kelimesi kullanılıyor. Onun Türkçedeki karşılığı olan tanrı kelimesi de kullanılabilir, kullanılmıştır. Mevlid’de geçer, Tanrı Teàlâ diye diğer eski kitaplarda geçer. Eski büyüklerimiz câiz görmüşler, mahzur görmemişler.
İngilizler God derler. Yalnız şu vardır: Tanrı kelimesi cins isimdir. Hem Allah-u Teâla Hazretleri için kullanılır, hem de bâtıl tapılan mâbudlar için kullanılabilir. Ama Allah sözü Rabbimiz’in İsm-i Hâssı, İsm-i Âzamı olduğundan o tektir. Onu kullanmak daha sevaplıdır. Ama öteki şeyler de kullanılabilir. İlâh kelimesi kullanılır, Rahman, Rahîm, Melik, Kuddûs…
Bütün Esmâ-i Hüsnâ’sını kullanmak caizdir. Ama bizde bir reaksiyon meydana gelmiş. Tanrı kelimesi sanki yanlış gibi düşünülüyor, pek uygun görülmüyor. Allah desek daha iyi ama tanrı denildiği zaman da bir suç, bir günah olmuş olmuyor.