Unutkanlığın sebepleri nedir? Unutkanlığı önlemek için neler yapmak lazım?


Unutkanlığın maddî sebepleri vardır, fizyolojik sebepleri vardır, mânevî sebepleri vardır. Bazıları diyorlar ki:

“—Protein bakımından az olan beslenmelerde zihin fonksiyonlarında eksiklikler oluyor.”

Doktorların bildiği şeyler. Ama ben onların da doğru olduğunu sanmıyorum. Çünkü bizim eskiler aylarca bir hurmayla geçinirlermiş. Yine de pırıl pırıl hafızaları, muazzam zekâları varmış. Bu işte biraz maddiyatın tesiri olsa bile durum büyük ölçüde mâneviyatla ilgilidir.

Bir insanın unutkanlığı, büyük ölçüde günahlardan dolayıdır, harama baktığından dolayıdır. Harama bakınca, günahı işleyince sevabı kaçar, günaha girer; bir de hafızası zayıflar. Risâle-i Kuşeyrî’de anlatıyor:

 

Evliyâullahtan birisiyle talebesi yolda gidiyorlarmış. Karşıdan boylu poslu bir delikanlı geliyormuş. Talebe, mürid şeyhine diyor ki:

“—Hocam, üstadım! Allah şu delikanlıyı ne güzel yaratmış! Boylu poslu, yakışıklı, kaytan bıyıklı, hilal kaşlı, kırmızı yanaklı, efe, levent… Ne güzel yaratmış! Bunu bu kadar güzel yaratmış. Acaba bunu cehenneme atıp da cayır cayır yakar mı, kıyar mı?”

Yakar yakar. Kıyar kıyar. Sormuş işte. Soruya da dikkat etmek lazım. Her şey de sorulmaz. Sözün de, sorunun da mâkul bir maksadı olması lazım. Tabi soru saçma. Yakar mı yakar. Allah yüz güzelliğine bakmaz, huy güzelliğine bakar. Günah işlemişse yakar, sevap işlemişse cennetine sokar. Besbelli bir kanun, aşikâr. Bunu herkes çocukluğundan beri bilir. Tabi Hocaefendi onun o sorusuna cevap vermemiş; abes, boş, cevabı belli bir soru. Yalnız şöyle dönmüş.

“—Sen onun yüzüne o kadar dikkatli baktın mı?” demiş.

“—Baktım.” deyince;

“—Sen bu işin âkıbetini görürsün.” demiş.

Eve gitmiş. Adamın hafızası uçmuş. Kur’an-ı Kerim’i tam okuyamıyor. Ezberindeydi Kur’anı Kerim. Anlamış ki, birisinin yüzüne o kadar fazla dikkatli bakmaktan hafızasına zarar geldi.

 

Sonra bir şiir vardır. Birisi Vekil ibn-i Cerrâh isimli bir zâta;

“—Hafızam zayıf, unutuyorum.” diye yakınmış.

“—Vekil ibn-i Cerrâh’a, ‘Hafızam zayıf!” diye sordum. ‘Günahları terk et!’ diyerek bana ilacı, çareyi söyledi.”

Şöyle izah etmişti:

“—İlim, irfan Allah’ın bir ikramıdır. Allah âsilere o ikramı vermez. Günah işleyince kesiliyor.” demiş.

İlim hafızayla olduğundan günah işleyince kesiliyor.

İmam Buhârî bir milyondan fazla hadîs-i şerifi ezbere biliyor.

Neden? E bakışını, ömrünü günaha harcamamış. Sevaplı yolda yürümüş. Günaha daldıkça harama baktıkça hafıza zayıflar.

Atladığımız hadîs-i şeriflerden birisi var:

“—Karı koca birbirinin avret yerine bakarsa, körlük ârız olur. Açılması, soyunması doğru değil.” diyor.

Böyle sebepleri vardır. Mânevî bakımdan bu gibi şeyler edepsizlikler ve günahlar sebebiyle olur. Onun için büyüklerimiz;

“—Takvâya sarılırsa, lokmasına dikkat ederse, günahlardan gözünü, dilini, elini, midesini korursa hafızası kuvvetli olur.” demişler. Ben de naklettim.

Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN