Tasavvufta Hakk’a yakınlaşma çizgisi ne olmalıdır? Hallâc-ı Mansur gibi “Enel hak” demek ölçüyü zorlamak mıdır?
Hallâc-ı Mansur’un ölçüyü zorladığı mutasavvıfların çoğu tarafından kabul edilir. Ene’l-hak sözü üzerinde de çeşitli yorumlar yapılmıştır. Birisi şöyle cevap veriyor: “Ene’l-hak demeseydi de, Ene’l-bâtıl mı deseydi? Yâni, ben hak değilim, ben bâtılım mı deseydi?”
Tabii, Allah tarafından yaratılmış, müstesnâ, eşref-i mahlûkat olmak dolayısıyla insanda ilâhî bir yön vardır. Sonra insan zikirle kendi varlığından geçtiği zaman, kendi varlığı kalmıyor ortada... O bir vasıl hâli, Allah-u Teàlâ Hazretleri’ne vuslat hâli, fenâ fillâh hâli oluyor. O zaman, kendisini görmediği zaman böyle bir söz söylenmiş olabiliyor. Bunu yaşamayan insanlar anlayamıyorlar, onlara anlatmak da biraz zor oluyor.
Yâni, “Ene’llah” demiyor, “Ben Allah’ım, ben tanrıyım” demiyor, “Enel hak” diyor, “Ben hakkım” diyor. Bu söz yorum kaldıran bir sözdür. Ama söylediği söz dolayısıyla, biraz yanlış anlaşılmalara sebep olacak bir söz söylediği için, şer’î bakımdan cezâlandırılmıştır. Mutasavvıfların bazıları savunuyorlar, “O bu sözü şu maksatla söylemiştir.” diyorlar, yorumlama yapıyorlar.