Pardesü tesettür yerine geçer mi, ille çarşaf mı olmalı?
Muhterem kardeşlerim! Bu konuda alimler toplanmışlar, müzakere etmişler, bir kitap yazmışlar. Dün akşam elimdeydi, bu sabah da masamda duruyor, ciddî bir kitap... Bizim fıkıh kitaplarından ben delilleri getirdim, burada bize derse gelen kadınlar daha önceden sormuşlardı. Onlara eski senelerde söylemiştim.
Çarşaf mecburiyeti yok dinimizde... Cilbâb kelimesi var Kur’an-ı Kerim’de... Bu cilbâb’ın ne olduğu hususunda ulemâmızın kavilleri çok muhteliftir:
“—Omuzları örten bir başörtüden, topuklara kadar inen bir örtüye kadar, bu işi gören her kıyafete şamildir.” diye ulemâmızın kat’î kanaati vardır. Hanefî fakihlerinin, büyüklerimizin kanaati de budur.
Binâen aleyh, İslâm’ın örtmesini emrettiği azalarını, altı görülmeyecek şekilde, münâsib bir bollukta, şeffaf olmayan bir kumaşla örtündüğü zaman tesettür yerine gelmiş olur. İlle çarşaf olma mecburiyeti yoktur. Ulemamızın, Hanefî fukahâsının, din alimlerinin, kitap yazmış, toplantı yapmış insanların genel kanaati budur.
Bizim dinimiz tek bir model, tek bir kıyafet üzerinde durmuyor. Zâten İslâm ülkelerinde de kıyafetler muhtelif... Yâni aynı ölçüyü sağlıyor ama, formlar, şekiller farklı olabiliyor; örtünmeyi esas alıyor.