Hocam birinci hadiste buyurdunuz ki: Unutturan fakirlik gelmeden önce ve azdıran zenginlik gelmeden önce; bunun ortası nedir?


Peygamber SAS Efendimiz buyurmuşlar ki:[55]

 

بادِرُوا بالأَعمالِ سَبْعاً مَا تَنْتَظِرُونَ: إلاَّ فَقْراً مُنُسِياً، أوْغِنًى مُطْغِيًا

 

 (ت. ك. هب. و ابن المبارك عن أبي هريرة)

 

RE. 243/1 (Bâdirû bi’l-a’mâli seb’an mâ tentazırûn: İllâ fakran münsiyyen, ev gınen mutgıyen...) “Beklemekte olduğunuz şu yedi şey gelmeden evvel, güzel amellere koşuşturunuz:

1. (İllâ fakran münsiyyen) “İnsana her türlü vazifeyi unutturan fakirlik gelmeden önce…”

Fakirlik geldi mi telaşa düşer, geçim derdine düşer insan. ”Ben evde ne yiyeceğim, ne içeceğim, kirayı nasıl vereceğim?” falan diye o zaman serbest vakti kalmaz. “Haydi kazanacağım, fakirlikten kurtulacağım” diye bir telaşın içine girer, bütün görevlerini unutur. O ağır meşguliyet çöktü mü, o zaman ibadetleri yapamaz. “Onu mu bekliyorsunuz?  Şimdi müsaitken yapın yapabildiğiniz ibadeti!” demek istiyor.

 

2. (Ev gınen mutgıyen) Bazen de insanlar zenginlik geldiği zaman şaşırır, sapıtırlar. Adam fakirdi, iyiydi, camiye geliyordu, namazlıydı niyazlıydı. Zenginleşince şımarır, azar. Zaten adam kısmısı parayı kazandı mı, ilk önce ne yaparmış?

Güldüğüne göre bir şeyler biliyor. Onun için, azmaktan, sapmaktan korunun! Onlar gelmeden ibadetinizi fırsat eldeyken yapın!” demek istiyor. “Tehir etmeyin!” diyor.

Ya fakirlik gelir, ya zenginlik gelir, ya hastalık gelir bir şey yapamazsınız, ya ihtiyarlık bunaklık gelir... Ya ölüm gelir, ya Deccal gelir, ya da kıyamet kopar.

Sen kıyameti görecek misin, ben kıyameti görecek miyim? Mehmet kıyameti görecek mi, Mehmet Ali kıyameti görecek mi? Enes kıyameti görecek mi?

Peygamber Efendimiz buyuruyor ki:[56]

 

إِذَا مَاتَ اْلإِنْسَانُ فَقَدْ قَامَتْ قِيَامَتُهُ (الديلمي عن أنس)

 

(İzâ mâte’l-insânü) “İnsan öldüğü zaman, (fekad kàmet kıyâmetühû) onun kıyameti kopmuştur.” İnsanın kendisinin ölümü kıyametidir bitti, geliverir.”

Ama bir de sen böyle dipdiriyken, gafilken, gezerken, tozarken, bulutlar gökyüzü çatlamaya, yıldızlar dökülmeye yeryüzü sarsılmaya, denizler yarılmaya başlarsa o kıyametin korkunç ahvali…

Kıyamet şerli insanların başına patlayacak. Kıyametin o azaplarını şerli insanlar çekecek. Allah mü’min kullarının canını daha önce alacak. Allah bizi afiyet üzerine yaşatsın. İbadetinde taatinde daim eylesin…

Bir insan eğer zamanı varsa, o zamanı değerlendirmeli, ibadetini taatini yapmalı; sonraya bırakmamalı!

Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN

[55] Tirmizî, Sünen, c.IV, s.552, no:2306; Beyhakî, Şuabü’l-İman, c.VII, s.357, no:10572; İbn-i Ebi’d-Dünyâ, Kasru’l-Emel, c.I, s.12, no:109; İbn-i Adiy, Kâmil fi’d-Duafâ, c.VI, s.442, no:1919; Ukaylî, Duafâ, c.IV, s.230, no:1822; Hàkim, Müstedrek, c.IV, s.356, no:7906; Abdullah ibn-i Mübârek, Zühd, c.I, s.3, no:7; Ebû Hüreyre RA’dan.

Kenzü’l-Ummâl, c.XV, s.1357, no:43564; Câmiü’l-Ehàdîs, c.XI, s.83, no:10306.

[56] Lafız farkıyla: Deylemî, Müsnedü’l-Firdevs, c.I, s.285, no:1117; Enes ibn-i Mâlik RA’dan.

Kenzü’l-Ummâl, c.XV, s.1072, no:42748; Keşfü’l-Hafâ, c.II, s.1615, no:2618; Süyûtî, Câmiu’l-Ehàdîs, c.IV, s.65, no:2781.