Burada yüzlerce hanım var. Kocaları kendi ailelerini dinleyip de, hanımlara eziyet ederler. Buna ne dersiniz?


Burada kendi ailelerini dinleyip, hanımlara eziyet ederler derken; yani adam kendi anasının filan sözünü dinleyip, bu evlendiği kadına zulmediyor demek istiyor galiba... Öyle anlıyorum ben.

Şimdi, eziyetin hepsi zulümdür, hepsi günahtır. Eziyetin bir sevaplı, makbul, meşru, yapabilir, caiz tarafı yoktur; bu is günahtır. Kadına eziyet ancak şeyde var. Allah’ın emrini tutmadığı zaman… Namaz kılmıyor, asi oluyor filan.. Yani, o belli bir ölçüde vardır. Yoksa başka şekilde eza-cefa yoktur. Anasının hatırına, karısına eza-cefa etmek hiç yoktur. İşte. Erkekliği orada belli olacak zaten. Ne zulmedecek, ne zulmettirecek. Yani, ne anasının hakkını eksik şey yapacak, ne karısının hakkını eksik verecek. İdare etmesin bilecek. İki tarafın gönlünü hoş edecek. Haksızlık edene de haksızlığı yaptırtmayacak. İşin doğrusu budur.

Allah-u Teàlâ Hazretleri, zulmü kime yaparsanız yapın, ahirette bunu sorar. Meselâ, çocuğunu dövdü bir adam.?. Haksız dövmüşse, yarın analık-babalık-evlâtlık kalmadığı günde; evlât babasından davacı olacak. Diyecek ki: babam beni aşırı dövdü, haksız yere dövdü; hakkımı isterim diyebilecek. Adam karısını dövdü.? Yarın, Allah-u Teàlâ Hazretlerinin divanında davacı olununca; o ondan hakkını alacaktır.

 

O bakımdan, İslâm’da zulüm yoktur. Peygamber Efendimiz SAS Efendimiz erkeklere hitaben buyuruyor ki: Hanımlarınıza karşı hayırlı olun. Ben de hanımına karşı en hayırlı olanınızım sizin diyor Peygamber Efendimiz. Peygamber SAS Efendimiz’in hayatında, hadis-i şeriflerinde, hiç bir kimseye karşı olmadığı gibi; hanımlarına karşı da bir kötülüğü, bir ezası-cefası hiç rivayet edilmemiştir,

Sadece, Peygamber Efendimiz hanımlarına bir kere darıldı. Camiye gitti, bir süre camide kaldı. Hazreti Ömer, Peygamber Efendimiz’in yanına vardığı zaman ağladı. Onun böyle şey halinden, perişan halinden. Kırıldı hanımlarına, hanımlarının tavrına; ailevi bir şey oldu, o zaman mescidde kaldı. Sonradan hanımlar hatalarını anlayıp, özür dileyip, Allah’ın emrettiği hizaya gelince; tekrar eve döndü ama, o zaman bile; ne vurma, ne dövme, ne sövme, ne aleyhte bir söz, bir şey yok. Peygamber Efendimiz’in hayatı, bizim için en büyük örnektir.

 

Kadın dövmek, sadece çok büyük serkeşlik yaptığı zaman; belli ölçüler içinde birazcık var... Yani, hiç yok değil ama, çok belli ölçüler içinde vardır. İtaatli bir kadını dövmek yoktur.

Allah hepinizden razı olsun. Dünya ve ahiretin hayırlarına erdirsin. Sevdiği, razı olduğu bir şekilde güzel işler yaparak, Ömür geçirmeyi nasib etsin. Hem dünyada, hem ahirette mutlu eylesin. Hem kendinizi, hem sevdiklerinizi mutlu eylesin... Evlâtlarınızla, ana-babanızla, çevrenizle, sızı iki cihan saadetine nâil eylesin... Cennetiyle cemaliyle müşerref eylesin… Burada buluştuğumuz gibi, cennette de buluştursun.

Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN

Benzer Sorular

Kaynağa git