Biraz İslâm’da alış veriş münasebetlerinden bahsetseniz? Duyuyoruz da bazı müslüman ağabeylerimiz 30 bin lira aylıkla evli adamı işçi olarak çalıştırıyor. Bu konularda İslâm’ın hükmü nedir?


Demek ki canı yanmış biraz. Para az olduğundan dolayı bizden de destek istiyor.

Müslüman kardeşlerim! Müslümanlar birbirlerine hakkaniyet esasına göre hareket edecekler. Bir işçinin hakkı neyse ondan az vermek zulümdür. Onu zayıf tarafından, mecbur diye, yakaladı diye onu öyle götürmek haksızlık olur. Ondan hayır gelmez. Ötekisi oradan tasarruf yapmaya çalışmasın. Kardeşine bahşişini, işçiliğinin karşılığını bolca versin. O bakımdan onu istismar etme durumuna düşmesin.

 

Ama bazen de şöyle durum olur:

Adamın verebileceği para bellidir, kazancı bellidir; ayda şu kadar kazanıyor. 100 bin kazanıyor, 30 bin lirasını işçisine verecek, 70 bin lirasını kendisi alacak mesela. Der ki; “Ben bu kadar verebilirim.” O başında kendisi razı olmuş, girmişse oraya, adamın da işi kendine göre mahdut, o gelmediği zaman bir başkası o işi yapabilecek durumda olduktan sonra o anlaşma olduğundan beriki 30 bin lira verene bir vebal gelmez. Çünkü aile 30 bin lira ile geçinilmiyor. İlle bir kişinin çalışmasıyla da geçinilecek diye bir şey yok. Artık ne diyelim... Her şey, iki tarafa da zulmetmeyecek tarzda yürümesi lâzım.

Tabii, İslâm’da alış veriş meselelerinden de bahsetmek lâzım. Alış veriş meseleleri hadislerin içinde geçiyor. Onları yeri geldikçe mutlaka söyleriz. Hep havadan sudan bahsedip de esas meselelere temas etmemek filan gibi bir şey bir İslâm alimine yakışmaz. Hak neyse sırası geldiği zaman onu aynen söyleyeceğiz. Kimse kimseyi istismar etmeyecek. Hak sahibinin hakkı alnındaki ter kurumadan kendisine verilecek. Peygamber Efendimiz işçiler hakkında diyor ki;

“—İşçinin daha alnının teri kurumadan parasını verin ve parayı da işçiyi çalıştırmadan, evvelden kendisine söyleyin.”

 

Bir insan;

“—Bak kardeşim, ben bu işe şu kadar para verebilirim; razıysan başla, değilsen başlama, başkasını arayayım.” diyebilir.

Çünkü insanlar çeşit çeşit ücretler isteyebiliyorlar. Bir başkasını bulur, onu çalıştırabilir.

O bakımdan İslâm’ın ölçülerine uymayı herkese tavsiye ederiz. Bir insan kendi işçisini bol bol hakkını verirse ondan zarar görmez. Onun hakkını çiğnemek suretiyle, onun hakkından kesmek suretiyle de birisi fayda sağlıyorsa, yani işçiyi istismar ediyorsa o patron da o paradan hayır görmez. İki taraf da hakkını bilmeli.

Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN