Yaklaşık sekiz senedir evliyim. Üç ay önce tam dönüş yaptım. Hanımım da kapandı. Fakat ben sakal bırakınca, “Sakalını kesinceye kadar bu eve geri dönmem!” diyerek yedi yaşındaki çocuğumuzu da alıp gitti. Öz anam babam bile bana karşı. Şu an sakalımı kesip ailem ile birleşeyim mi, yoksa böyle sürsün mü?


Sakalını kesme. Ailene mektup yaz, de ki:

“—Peygamber Efendimiz, ‘Sakal bırakın!’ diyor. Alimlerimiz ‘Sakalı kazımak haramdır!’ diyor. Sen dönüş yaptın, ben dönüş yaptım. ‘Âhireti kazanalım. Allah’ın rızasını kazanalım!’ diye uğraşıyoruz. O yola girmişiz. Sen şimdi böyle sakaldan dolayı kalkıp evine gittiğin için, bir; kocaya âsi olduğun için, iki; eğer bu böyle devam ederse yuvayı yıkarsan, cennetin kokusunu bile koklayamayacaksın!

Çünkü, kendisi kocasından ayrılmak isteyen kadın, hem de sakaldan dolayı ayrılıyorsa, artık cennete girmek değil, cennetin kokusunu bile koklayamayacak. Halbuki cennetin kokusu 500 yıllık mesafeden duyulacak.

Yani iğde ağaçlarının etrafına koku yaydığı gibi cennetin kokusu 500 yıllık mesafeden duyulduğu halde, bir kadın kendi arzusuyla böyle bir şeyle kocasından ayrılmaya kalkarsa cennetin kokusunu bile koklayamaz...” diye bunları hadîs-i şerîflere dayanarak yazarsın.

“—Benim bir kötü niyetim yok. Allah’ın rızasını kazanmak istiyorum. Sen bu inadından vazgeç!” dersin. “Sakalı kesemeyeceğim, sen bilirsin.” dersin. O sonunda mecburen gelecek.

Yumuşak davranırsın, yumuşak mektuplar yazarsın ama sakalı kesmezsin, kesemezsin. Böyle bir kapris yüzünden kesilmez.

Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN