Yahudiler ve Hristiyanlar da Deccal’ı biliyor muydu?


Bütün peygamberler Deccal’in tehlikesini ümmetlerine anlatmışlar. O halde eski ümmetlerde de Deccal fikri var. Tamam, yahudilerde var, Deccal gelecek diye; hristiyanlarda var, Deccal gelecek diye... Neden? Çünkü kaynak aynı... Allah-u Teàlâ Hazretleri… Kâinatı yaratan Rabbimiz, Mevlâmız, peygamberlerine böyle bir imtihanı haber vermiş.

Bu konuda Peygamber SAS Efendimiz şöyle buyuruyor:[67]

 

إِنَّهُ لَمْ يَكُنْ نَبِيٌّ قَبْلِي إِلاَّ حَذَّرَ أُمَّتَهُ الدَّجَّالَ، أَعْوَرُ عَيْنِهِ الْيُسْرَى

 

بِعَيْنِهِ الْيُمْنَى ظُفْرَةٌ غَلِيظَةٌ، بَيْنَ عَيْنَيْهِ مَكْتُوبٌ:كَافِرٌ (ط. حـم. و

البغوي، طب. كر. عن سـفينة)

 

RE. 140/11 (İnnehû lem yekün nebiyyün kablî illâ hazzere ümmetehü’d-deccâl, a’veru aynehü’l-yusrâ bi-aynihi’l-yümnâ zafratün galîzan beyne ayneyhi mektûbun: Kâfir.)

Hadis-i şerif uzun. Buyuruyor ki SAS Efendimiz:

“Benden önceki peygamberlerden hiçbir peygamber yoktur ki ümmetini kör Deccal’in, sol gözü kör, sağ gözü perdeli, alnında kâfir yazılı olan Deccal’in tehlikesinden ümmetini uyarmasın, haberdar etmesin, tembihlemesin...”

“—Aman Deccal’e uğrarsanız, sizin nesilleriniz, torunlarınız, çocuklarınız ileriye doğru Deccal’le karşılaşırsa aman aldanmasın!” diye, her peygamber Deccal’e karşı ümmetini hazırlamış, uyarmış. “Aman, Deccal gelirse Deccal’e uymayın, aldanmayın!” diye her peygamber Deccal’i anlatmış.

O Deccal’in sol gözü kör, sağ gözünde bir kalın perde var. Yâni, ne sağı doğru düzgün görüyor, ne solu görüyor. Tek gözlü, bir gözünde de perde var… Bir gözü görmüyor, sadece dünyayı görüyor diyelim, ahireti görmüyor. Bir gözü de perdeli, dünyayı da doğru düzgün görmüyor, yanlış görüyor. Alnında da kâfir yazıyor. Yâni dikkatli bakan, basireti olan bir mü’min onun kâfir olduğunu, aldatıcı, yalancı olduğunu anlar.

Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN

[67] Ahmed ibn-i Hanbel, Müsned, c.V, s.221, no:21979; Taberânî, Mu’cemü’l-Kebîr, c.VII, s.84, no:6445; İbn-i Adiy, Kâmil fi’d-Duafâ, c.II, s.440; İbn-i Asâkir, Târih-i Dimaşk, c.II, s.229; Sefine RA’dan.

Mecmau’z-Zevâid, c.VII, s.654, no:12517; Kenzü’l-Ummâl, c.XIV, s.364, no:38787.