Süleyman Şeker Hoca’nın ‘Hac Rehberi’ isimli kitabında; “Meş’ari’l-Haram’da, hacının kul hakkı da bağışlanır.” diyor. Siz ne buyurursunuz?
Ben ne buyuracağım? “Allah Allah!” derim, “Çok şükür yâ Rabbi!” derim, “Allahu ekber!” derim. Bunu Süleyman Şeker Hoca söylemiyor ki kitaplar yazıyor. Meş’ari’l-Haram, yani Müzdelife’de, Allah kul haklarını bile affediyor. Ondan sonra Mina... Mina’da da affolunuyor. Arafat’ta affolunmayıp sonraya kalanlar Müzdelife’de affolunuyor. Müzdelife’de affolunmayıp daha sonraya kalanlar Mina’da affolunuyor; Allah affediyor. Kul hakkını nasıl affeder? Peygamber Efendimiz ne buyurmuş?
“—Yâ Rabbi! Senin her şeye gücün yeter, her şeye kàdirsin; hak sahibini razı edersin, mükâfat verirsin, razı olunca vazgeçer; ötekisini de kul hakkından kurtarırsın.” Allah her şeye kâdir.
Tavaf ederken bazen dua edenleri duyuyorsunuzdur veyahut tavaf dualarının mânalarını okurken gözünüze ilişmiştir. Tavaf ederken nasıl dua ediliyor:
“—Yâ Rabbi! Benim üzerimde sana karşı borçlar var, sana karşı kulluğumda, ibadetimde eksikliklerim var; bunları affet. Bir de kullara karşı borçlarım var, kullara karşı olan borçlarımı da benim üzerimden al; sen onlara o hakları ver, beni o haklardan kurtar!” diye dua ediliyor.
Allah-u Teàlâ Hazretleri dilerse böyle yapar, ama dilemezse yapmaz; o kulu yakasına yapıştırabilir. Bilemeyiz. Kitaplarda müjde vardır. Hacı Meş’ari’l-Haram’da, Mina’da Allah’ın lütfuyla kul haklarından da kurtulacak.
Burada açıklamam gereken bir şey var:
Adam birisinin tarlasını gasp etmiş veya arsasına gecekonduyu yapmış. Adam kan kusuyor, üzülüyor. Yeri gasp etmiş, sahibini de biliyor. O burada duayla affolunmaz. Öyle şey yok! Sahibi belli olan hakları sahibine ödeyecek. Sahibini bulamadığı haklar affolunur.
Ya kendisi farkına varmadan üzerine haklar binmiştir; kimin hakkı olduğunun farkına varmaz, ya da sahibinin kim olduğunu biliyordur da adamı bulamıyordur; adam ölmüştür, izini kaybetmiştir, çok pişmandır. “Yâ Rabbi! Ben bundan nasıl kurtulacağım?” diye üzülüyordur. Öyleyse affolunur. Yoksa yeri yurdu belli olan borç ödenmeden kul hakkından kurtulamaz.
“—Tamam ben hacca gittim artık ödemeyeyim.”
Öyle şey yok! Kimsenin hakkını almaması lazım, almışsa ödemesi lazım. Ödeyemediği haklar affolunur. Yoksa kulun hakkı boynunda dururken olmaz. Ya gelmeden evvel helalleşecek, ödeyecekti ya da “Artık gittiğim zaman ödeyeceğim.” diye şimdiden iyice kastedecek, niyetlenecek, “Yâ Rabbi! Ben geciktim ama sen beni affet, gidince ödeyeceğim.” diyecek. Kul hakkı ancak sahibi bilinmediği zaman affolunur.