Okulu yeni bitirdim, henüz askerliği yapmadım. Uzun zamandır sakallıyım. Ailem ve çevrem sakalımı kesmem için çok baskı yapıyor. Özellikle babam, sakalımı kesmezsem evlâtlıktan reddedebileceğini söylüyor. Ayrıca sakala o kadar kötü şeyler söylüyorlar ki, en sonunda dinden çıkacaklarından korkuyorum. Ne yapmalıyım; bana yardımcı olabilir misiniz? Ayrıca, ailemin hidayeti için, benim de sabredebilmem için dua eder misiniz?


Allah sabırlar versin... Bu gibi durumda olan kardeşlerimize ben tavsiye ediyorum ki, geniş olacaklar, sinirlenmeyecekler! Çünkü, çok yaygın bir cahillik var... Bu millet İslâm’ı unutmuş, başka şeyleri öğrenmiş. Yâni, şimdi başka şeyleri bilen bir topluluğun karşısındayız. Onlara yumuşak yumuşak, tatlı tatlı İslâm’ı anlatacağız. Kibarca anlatılınca, yumuşak anlatılınca, deliller gösterilince, işi münakaşaya boğmadan güleç yüzle, tatlı dille anlatılınca, iyi netice alınabiliyor. Böylece emr-i ma’ruf nehy-i münker yapmağa, gerçekleri söylemeğe gayret etsinler. Allah yardımcı olsun...

Tabii, Allah-u Teâlâ Hazretleri hidayet versin de... Allah-u Teâlâ Hazretleri’nin hidayet vermesinin şartı, insanın edepli olmasıdır. Yâni, edepsiz oldu mu insan; Allah onu hidayete getirmez!.. Zalimlere, fasıklara, edepsizlere hidayet vermez!.. Adamda bir kabiliyet olacak da, ondan sonra hidayete gelecek.

Bakın, her zaman okuduğumuz Yâsin Sûresi’nin baş sayfasındaki ayet-i kerimeyi hatırlayın:

 

إِنَّمَا تُنذِرُ مَنْ اتَّبَعَ الذِّكْرَ وَخَشِيَ الرَّحْمَانَ بِالْغَيْبِ (يس:١١)

 

(İnnemâ tünziru meni’ttebea’z-zikre ve haşiye’r-rahmâne bi’l-gayb) “Senin sözün, senin ikazın, irşadın ey Rasûlüm; gaybe inanan ve zikre tabî olan insana tesir eder. Ötekisine tesir etmez!” (Yâsin, 36/11) diyor.

Edepsiz alamıyor, o hidayete mazhar olamıyor. Allah hatasını anlayıp, hatasından tevbe edip, edep sahibi olmaya muvaffak eylesin de, hidayet ondan böyle bucak bucak kaçmasın...

Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN