Nebati margarinlerde domuz yağı olduğu söyleniyor, duyduğumuzdan beri biz de almıyoruz. Fakat çocuklarımız bakkaldan bisküvi, çikolata vesaire alıyorlar, onlarda da nebati yağ var. Bu konuda bizi aydınlatır mısınız?


Nebati yağların hepsinde domuz yağı yoktur. Bazı firmaların sanayi bakanlığından aldıkları müsaade için verdikleri belgelerde, öyle don yağları kullanacaklarına dair ifadeler olduğundan, bazılarının kullandığı anlaşılıyor ama hepsinin domuz yağıyla yapıldığı söylenemez, adı üzerinde, nebati yağ. Nebat, “bitki” demek; nebati yağ “bitkisel yağ” demektir. Yani bitkiden çıkarılma. Ayçiçeğinden, pamuktan, mısırdan elde edilmiş olan yağı kimyevî bir usulle içine hidrojen, ilave etmek, hidrojenize edip katılaştırmak suretiyle tereyağ görünümünde bir yağ elde ediliyor; buna “margarin” deniliyor. Bunun nebati olanlarında bir şer’î mahzur yoktur.

 

Ama içine domuz yağı katılmış olan margarinler var mıdır? Vardır. Mesela biz Münih’te otururken oranın daha önceden durumunu bilen, bizden daha önce orada oturmuş olan kardeşlerimiz bize söylediler:

“—Alacağınız yağların muhteviyat kısmına bakın. Nebati yağın içine; ‘Lezzet olsun diye veya başka sebeplerle hayvanî yağ da katılmıştır’ diye yazıyorsa, o zaman onu almayın!”

Çünkü o hayvanî yağ dediği, işte basbayağı domuz yağıdır.  İçinde domuz yağı olduğu oradan anlaşılıyor. Bizim memleketimizde de formüllerine bakarsınız, kontrolünü yaparsınız. Özellikle devlet müesseselerinin, tarım kooperatiflerinin ürettiği şeyleri alırsanız, onlarda yalan yanlış beyan yapılmaz. Sorunuza doğru düzgün cevap verme mecburiyeti de vardır. Nebati margarinleri kullanabilirsiniz, şer’an bir mahzuru yok.

 

Ama bu izahı verdikten sonra, bir adım daha ileri giderek size bir başka tavsiyede bulunacağım. İçinizde doktor kardeşlerimiz de var, meseleyi biliyorlar. Nebati yağlar vücuda faydalı değil zararlı. Yâni hidrojenize edilmiş margarin yağlar ve genellikle bütün yağlar, tereyağı bile… Tereyağında bile bu var, zeytinyağında da var. Bunlar fazla alındığı zaman kanda kolesterol denilen bir fazlalık oluşuyor. O da damar sertliğine yol açıyor. Bu yağlar, yağ zerreleri damara yapışıyor. Damarları daraltıyor, kalp hastalıklarına yol açıyor. Bu sıhhî zarar, margarin yağlarında daha fazla oluyor, likid yağlarda daha az oluyor. Ama likid yağlar, akıcı yağlar da yine fazla miktarda alındığı zaman, kanda trigliserit denilen bazı maddeleri arttırıyor; o da zararlıymış. 

Demek ki esas itibariyle, genel bir kaide olarak sıhhatimizin korunması için bu yağ işinden biraz uzak durmamız gerekiyor. Ana kaide olarak yağları az kullanın, bir… İllâ kullanacaksanız margarin yağları kullanmayın, akıcı yağları kullanın, iki… Yağın katılaştırılmasının bir faydası yoktur. Sadece görünümü tereyağına benziyor. Görünümü güzel ama vücuda zararlı. Onun için akıcı, likid yağlar kullanın ve mümkün olduğu kadar da az kullanın! İllâ yağ kullanacaksanız, kullanmanız gerekiyorsa; bir teneke margarin kullanacağınıza bir kilo hâlis tereyağından kullanın, daha iyi.

 

Her şeyin hâlisini kullanın! Çünkü insan dünyaya bir defa geliyor, bu vücut insana bir defa veriliyor! Bir hasta oldu mu binlerce lira gidiyor, milyonlarca lira harcanıyor. Bu vücudu sıhhatli kullanalım. Hiç yağ yemesek, sırf ot yesek ölmeyiz. Bir şey olmaz. Yağı azaltmakta fayda vardır. Onu da ayrıca tavsiye ederim.

Yağı az yeyin! İllâ yiyecekseniz, akıcı yağları, en iyisi zeytinyağını tercih edin! Katı yağları mümkün mertebe kullanmayın. Pastaydı, börekti, çörekti; vıcık vıcık yağlar. İnsan gençken bir şey anlamaz.

“—Midem kaynıyor.”

Hazmedemiyor da ondan. 

“—Yemekten sonra bir hararet basıyor, iki saat üç saat devam ediyor.” 

İşte mide onu halledeceğim diye akla karayı seçiyor da ondan. Bu bakımdan sıhhatinize dikkat edin, yağı azaltın; sebzeyi, meyveyi taze taze, çok yeyin!

Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN