İlahiyat fakültesini kazanmış ama İmam Hatip Lisesi mezunu olmadığı için Arapça öğrenmekte zorluk çekiyormuş.


Muhterem kardeşlerim! Ben İlahiyat Fakültesi’nde profesör idim, emekli oldum, biliyorum. Arapça da okuttum, Farsça da okuttum, başka dersler de okuttum. İmam Hatip’ten gelen çocuklar da, sıfırdan ilahiyata başlayanlar da Arapça’yı çok güzel öğrenebiliyorlar. Moralini bozmasın. Bu mümkündür. Siz de öğrenirsiniz. İyi bir öğretici bulursanız, kolayından bir öğretmeye başlarsa öğrenirsiniz.

Ben lise talebesiyken babamın arkadaşı Mahmud Bayram hoca vardı, Allah razı olsun:

“—Lise talebeleri dilbilgisi okudukları için çabuk anlarlar. Bana gönder de, onlara Arapça öğreteyim!” demiş.

Sağ hâlâ… Bizim caminin yakınında dairesi var, cemaate de gelir, Allah razı olsun… Bana ilk derste hemen çekimleri yazdırdı. İkinci derste cümle kurdurmaya başladı. Yani ben Arapça cümleler kurmaya başladım, cesaret verdi. Çünkü öğretiş tarzı güzeldi.

Dedem o sırada rahatsızdı. “Ben Arapça öğreniyorum.” diye çok seviniyordu. İki aylık Arapça talebesiyim, dedeme Arapça mektup yazdım.

Demek ki öğrenebilir insan, moralinizi bozmayın. Siz de öğrenebilirsiniz. Esnafken, tüccarken, memurken de olur. Yeter ki azmedin. Yeter ki basit usulü ile bir anlatma olsun. Olabilir. Allah kolaylıklar versin.

Sonra insan bir konuyu sevdi mi, çabuk öğrenir. Arapça da sevilir, Kur’an lisanıdır, cennet lisanıdır. Arapça sevilir muhterem kardeşlerim, hepinize tavsiye ederim. Bugün bir İngiliz, bir Fransız müslüman oldu mu yaptığı ilk iş ne? Arapça öğrenmek. Çünkü Kur’an’ı onunla anlayarak, dinini onunla güzel yaşayacak.

Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN