Hırka-i şerifi, sakal-ı şerifi, Mevlânâ’yı, camileri ziyaret etmenin bid’at olduğunu söyleyenler var, doğru mu?
Bunlar ziyaret edilebilir ama bunları ziyaret etmek dinin aslıymış, esasıymış, farzmış, sünnetmiş veyahut mecburiyetmiş gibi bir mecburiyet olmadan, “Peygamber Efendimiz’in bu hırkası mı, sakal-ı şerifi mi?” diye ona teberrüken yapılabilir. Onda bid’at yok… Çünkü Peygamber Efendimiz’in zamanında kullandığı suları kapışırlardı. Tıraş olurken, berberin kestiği kılları kapışırlardı. Doğru olmasaydı, Peygamber Efendimiz onlara yasak ederdi.
Öyle bir şey yoktur. Peygamber Efendimiz’in her şeyi mübarektir, her şeyi güzeldir. O sevgiden dolayı onlar bid’at sayılmaz. Ama “Bu farzdır, vazifedir.” gibi bir merasim hâline getirmek olmaz.
Bilmiyorum aradaki inceliği anlatabildim mi?
Mesela kadın, başı yarım yamalak örtülü;
“—Ben bin bir tane cami ziyaret etmeyi nezrettim.” diyor.
“—Sekiz oldu, dokuz oldu, on bir oldu...” cami cami dolaşıyor.
Dinimizde böyle bir merasim, ibadet şekli yok. Kendi kendine böyle şeyler uyduruyor. Öyle olursa olmaz.
Ama Peygamber Efendimiz’in sakal-ı şerifi, öperiz başımıza koyarız; hırka-i şerifi, öperiz başımıza koyarız. Mevlâna, Allah’ın sevgili kullarından bir büyük alim diye, hakkında sevgi beslediğimiz bir kimse, kabir ziyareti olur. Yani yasak değil, müsaade olmuş bir şeydir, olur.
Zaten camilere gitti mi insan, sevap kazanır. Ama hadis-i şerifte geçiyor ki:[36]
لاَ تُشَدُّ الرِّحَالُ، إِلاَّ إلٰى ثَلاَثَةِ مَسَاجِدَ: الْمَسْجِدِ الْحَرَامِ، وَ مَسْجِدِي
هٰذَا، وَمَسْجِدِ اْلأَقْصٰى (خ. . د. ن . ه .حم . عن أبي هريرة؛ حم.
ق . ت . ه . عن أبي سعيد؛ ه . عن ابن عمرو)
RE. 474/4 (Lâ tüşeddü’r-rihàlü illâ ilâ selâseti mesâcid) “Üç mescidden başka bir mescide özel sefer yapılmaz.” “Şu mescidi ziyarete gideyim.” diye öyle ziyarete bir ibadet çeşnisi vererek gitmek olmaz.
Ancak şu üç mescide gidilebilir: ( El-mescidi’l-harâmi, ve mescidî hâzâ, ve mescidi’l-aksâ) [Mescid-i Haram, şu benim mescidim ve Mescid-i Aksa…] Yani, Mekke’deki Beytullah, Medine’deki Mescid-i Nebî, Kudüs’teki Mescid-i Aksa… Bunlara sefer yapılabilir, “Kudüs’e gideceğim, Medine’ye gideceğim...” diye yola çıkılır. Ama ötekilere çıkmak gerekmez.
Fakat camidir, tabii namaz kılmaya gideriz, başka sebeple gideriz; gidilebilir. Bunu dinin bir aslı, esasıymış gibi bir merasim edâsı vererek yaparsa bid’at olur, doğru. Çünkü dinimizin aslında, esasâtı içinde, kitaplarda böyle bir maddede, Cuma namazı, bayram namazı derken böyle bir şey de zikredilmiş değildir. Ama bunların normal bir sevgiyle, tabiî bir tarzda ziyaret edilmesi bid’at değildir. Hissiyata bağlı bir şey, zihniyete bağlı bir şey.
[36] Buhàrî, Sahîh, c.I, s.398, Tatavvu’ 26/14, no:1132; Müslim, Sahîh, c.II, s.1014, no:1397; Ebû Dâvud, Sünen, c.I, s.620, no:2033; Neseî, Sünen, c.II, s.37, no:700; İbn-i Mâce, Sünen, c.II, s.452, no:1409; Ahmed ibn-i Hanbel, Müsned, c.II, s.278, no:7722; Dârimî, Sünen, c.I, s.389, no:1421; İbn-i Hibbân, Sahîh, c.IV, s.498, no:1619; Tayâlisî, Müsned, c.I, s.192, no:1348; Ebû Ya’lâ, Müsned, c.X, s.283, no:5880; İbn-i Ebî Şeybe, Musannef, c.IV, s.67, no:15793; Beyhakî, Sünenü’l-Kübrâ, c.V, s.244, no:10043; Neseî, Sünenü’l-Kübrâ, c.1, s.258, no:779; Begavî, Şerhü’s-Sünneh, c.I, s.345; Ebû Hüreyre RA’dan.
Müslim, Sahîh, c.II, s.975, Hac 15/74, no:827; Tirmizî, Sünen, c.II, s.148, no:326; Ahmed ibn-i Hanbel, Müsned, c.III, s.45, no:11435; İbn-i Hibbân, Sahîh, c.IV, s.495, no:1617; Taberânî, Mu’cemü’l-Evsat, c.II, s.321, no:2101; Ebû Ya’lâ, Müsned, c.2, s.388, no:1160; İbn-i Ebî Şeybe, Musannef, c.3, s.419, no:15548; Beyhakî, Sünenü’l-Kübrâ, c.10, s.82, no:19921; Ebû Saîd el-Hudrî RA’dan.
İbn-i Mâce, Sünen, c.1, s.452, no:1410; Abdullah ibn-i Amr RA’dan.
Taberânî, Mu’cemü’l-Evsat, c.4,s.71, no:3638; Hz. Ali RA’dan.
Bezzâr, Müsned, c.1, s.291, no:187; Hz. Ömer RA’dan.
Ebû Nuaym, Hilyetü’l-Evliyâ, c.9, s.308; Ebû Ümâme RA’dan.]
Kenzü’l-Ummâl, c.XII, s.197, no:34648; Mecmaü’z-Zevâid, c.III, s.668, no:5848; Keşfü’l-Hafâ, c.II, s.354, no:3016; Câmiü’l-Ehàdîs, c.XVI, s.173, no:16525; RE. 474/4.