Hangi durumlarda selâm vermemek daha uygundur?
Günah işleyen bir insana selâm verilmez. Bunun dışında Kur’an okuyan, vaaz veren, namaz kılan, abdest alan, yemek yiyen insana selâm verilmez. Çünkü meşguldür. O zamanlar selâm alma mecburiyeti de yoktur.
Diğer zamanlarda, müslümanın bildiğine bilmediğine selâm vermesi sevaptır. Konya’da Hacı Veyiszâde’nin (Allah mekânını cennet eylesin) bir menkabesini duymuştum: Çarşıya gidermiş; -sağa, sola, önüne, yanına, bildiğine, bilmediğine “Es-selâmü aleyküm! Es-selâmü aleyküm! Es-selâmü aleyküm!” diye selâm vere vere gidermiş. Bu, Abdullah ibn-i Ömer RA gibi hareket etmek oluyor.
Abdullah ibn-i Ömer bir keresinde diyor ki, sahabeden bir arkadaşına:
“—Kalk çarşıya gidelim!”
O da kuşkulu kuşkulu bakıyor, diyor ki:
“—Ey Ömer’in oğlu! Ben senin huyunu, hâlini bilirim. Sen çarşı pazarı pek sevmezsin. Orda yalan yere yemin edilir, eksik tartılır, aldatmaca filân olur... Çarşı pazar şeytanın çok dolaştığı yerdir. Sen niye çarşıya, pazara gitmek istiyorsun; anlat bakalım!” diyor.
Abdullah ibn-i Ömer RA diyor ki:
“—İnsan çoktur; selâm veririz, sevap kazanırız.” diyor.
Bilmediğine de selâm vermek ve böylece sevap kazanmak lâzım! Ama günah işliyorsa veya müslüman değilse; o zaman selâm verilmez.