“Bu memlekette cuma namazı kılınmaz!” diyenler var; ne buyurursunuz?


Cuma namazı kılınır. Peygamber Efendimiz’in Mekke’de bulunduğu sırada, müslümanlar daha Medine’de hakim değilken, daha Cuma Sûresi inmeden, sahabe Medine’de cuma namazı kılarlardı. Peygamber Efendimiz Medine-i Münevvere’ye hicret ettikten sonra, henüz daha hakimiyet tamamen müslümanların eline geçmeden, Medine-i Münevvere’ye doğru giderlerken, Kuba mescidinde Cuma Sûresi nazil oldu. Orda topluca cuma namazı kıldılar.

Onun için, Peygamber Efendimiz’in zamanında da, ondan sonraki zamanlarda da, müslümanların grup teşkil edebildiği yabancı ülkelerde de, meselâ Bizans’ta, Konstantıniyye’de cuma namazı kılınmıştır. Halen Avrupa’da, Amerika’da, bir çok yerde, hakimiyet müslümanlarda olmadığı halde cuma namazı kılınıyor. Caizdir, kılınır. Allah kabul etsin, ecirleri çok olsun... Müslümanlar haftada bir toplanmış oluyor.

Ve cuma namazı çok muhteşem bir namazdır, çok yerinde bir namazdır. Her cuma müslümanlar bir araya geliyorlar. O kalabalık bir daha kolay kolay başka hiç bir şekilde toplanamıyor. Her cuma camiler tıklım tıklım doluyor.

Ankara’da hatırlarım caddeler dolar. Herkes birer kâğıt alır, karton alır; caddeler dolar. Hacı Bayram Camii’nin çevresinde vs. camilerde... O kalabalığı bir daha nerede yakalayacaksın? Cumayı kıldırmayacak olursan, halka tebliği nasıl yapacaksın?

O bakımdan; ne hikmete uygun, ne akla uygun, ne nakle uygun, ne fıkha uygun, ne tarihe uygun, ne ayete uygun, ne hadise uygun!

Kılınır, hiç korkmayın! O sözlerin hiç kıymeti yok...

Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN