Bir arkadaşımız cinlerden dolayı rahatsızlık duyuyormuş, korkuyormuş.
Bu kardeşimiz günde beş yüz defa, ama mânasını düşünerek “Lâ havle ve lâ kuvvete illâ bi’llâhi’l-aliyyi’l-azîm” çeksin.
Lâ havle ve lâ kuvvete illâ b’illâhi’l-aliyyi’l-azîm ne demek? “Güç ve kuvvet Allah’ındır, Allah’tan başkası zarar veremez. Gücün, kuvvetin sahibi Allah’tır.” demek.
Allah’a sığınsın, Tevekkeltü ale’llah desin, Lâ havle ve lâ kuvvete illâ bi’llâhi’l-aliyyi’l-azîm desin. Çünkü bu Arş-ı A’lâ’nın hazinelerinden bir hazinedir.
“Lâ ilâhe illa’llàh” desin! Bu konuda Peygamber SAS Efendimiz buyurmuşlar ki:[51]
لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللهُ تَدْفَعُ عَنْ قَائِلِهَا تِسْعةً وَتِسْعِينَ بَاباً مِنَ الْبَلاَءِ،
أَدْنـَاهَا الْهَمُّ (كر. والديلمي عن ابن عباس)
RE. 462/5 (Lâ ilâhe illa’llàhu tedfeu an kàilihâ tis’aten ve tis’îne bâben mine’l-belâi, ednâhe’l-hemmü) “Lâ ilâhe illa’llàh sözü, bunu söyleyen kimsenin üzerinden 99 çeşit belâyı def eder. (Ednâhâ) En aşağısı, (el-hemmü) hem’dir; yâni tasadır, üzüntüdür, gam çekmektir, iç sıkıntısıdır.”
Lâ havle ve lâ kuvvete illâ b’illâhi’l-aliyyi’l-azîm’i anlamını düşüne düşüne çeksin. Allah’a tevekkül edene hiçbir varlık zarar veremez. Ne Amerika, ne Rusya, ne cinler, ne periler, ne şeytanlar…
إِنَّهُ لَيْسَ لَهُ سُلْطَانٌ عَلَى الَّذِينَ آمَنُوا وَعَلٰى رَبِّهِمْ يَتَوَكَّلُونَ
(النحل:٩٩)
(İnnehû leyse lehû sultànün ale’llezîne âmenû ve âlâ rabbihim yetevekkelûn) ayet-i kerimesinde Cenâb-ı Hak ne buyuruyor? “Şeytanın, cinlerin, iman edenlere ve Rabbine tevekkül edenlere gücü yetmez, dişi geçmez.” (Nahl, 16/99) demek oluyor.
Onun için Allah’a tevekkül edin! Allah, Kur’an-ı Kerim’de:
وَعَلَى اللهِ فَتَوَكَّلُوا إِنْ كُنتُمْ مُؤْمِنِينَ (المائدة:٢٣)
(Fetevekkelû inküntüm mü’minîn) “Mü’minseniz, Allah’a tevekkül edin!” (Mâide, 5/23) diye emrediyor.
وَتَوَكَّلْ عَلَى اللَّهِ (الاحزاب:٣)
(Fetevekkel ale’llah) “Allah’a tevekkül et!” (Ahzab, 33/3) diye çok ayet-i kerimelerde geçiyor.
Evrad kitabımızda tevekkül bölümü var; o ayet-i kerimeleri biliyorsunuz.
Allah tevekkülü emrediyor da, hiç tevekkül ediyor musunuz? Biraz tevekkül edin, biraz emir tutun. “Tevekkeltü ale’llàhi yâ Rabbi!” deyin, ne olacak?
Allah istemeden, birisi gelip de senin canını alabilir mi? Alamaz. Ömrün vadesi dolmadan canın çıkar mı? Çıkmaz. Allah sıhhat verdiyse, seni birisi hasta edebilir mi? Edemez. Seni ateşin içine atsalar, ateş seni yakar mı? Yakamaz.
Va’llàhi, bi’llâhi İbrâhim AS’ı yakmadı; Allah izin vermezse yakamaz. Denizden yarıp geçirir Allah, ateşi gülistan eyler. Kendisine tevekkül edene, ateşi gül bahçesi eyler, denizi yol eyler. Mûsâ AS’a yol etmedi mi?
Cenâb-ı Hak bize Kur’an-ı Kerim’de onları niye söylüyor? “İbret alalım, bilelim, korkmayalım!” diye.
Korkmayın! Korkarsanız, Allah’tan korkun.
“—Ya ben Rabbimin rızasını kaybedersem!” diye korkun, ağlayın! Ama lütfen Allah’tan gayrıdan korkmayın! Müslüman Allah’tan gayrıdan korkmaz. Şeytandan da korkmaz, cinden de korkmaz.
[51] Deylemî, Müsnedü’l-Firdevs, c.V, s.8, no:7280; İbn-i Asâkir, Târih-i Dimaşk, c.XVII, s.172; Kazvînî, Ahbâr-ı Kazvin, c.I, s.429; Abdullah ibn-i Abbas RA’dan.
Kenzü’l-Ummâl, c.I, s.82, no:226.