• /
  • Kütüphane
  • /
  • Mehmed Zahid Kotku (KS) ve Tasavvuf
  • /
  • 201 ilâ 220. sayfalar
181 ilâ 200. sayfalar

Onun için Peygamber SAS Hazretleri buyurmuşlar ki:

(A'da adüvvüke nefsükelletî beyne cenbeyke) "Senin en azılı düşmanın, şu senin iki omuzun arasındaki, iki canibin arasındaki nefsindir" diyor. İçindeki nefsindir diyor. İki tarafın arasındaki diye tabir ediyor.

Aziz ve muhterem kardeşlerim!.. Elbette Peygamber Efendimiz'in sözü haktır ve sözlerin en doğrusudur. Bizim en büyük düşmanımız elbette bizim içimizdeki kendi nefsimizdir, kendi benliğimizdir, enemizdir, egomuzdur.

Aziz ve muhterem kardeşlerim!.. Onun için, Peygamber-i Zîşân SAS Efendimiz şöyle buyurmuş: "Küçük savaştan büyük savaşa geldik." Bu nefisle olan mücadeleyi, büyük savaş olarak anlatmış. "Küçük savaştan geldik büyük savaşa..." Düşmanların en düşmanı olan nefsi terbiye edersen, tezkiye edersen, temizlersen, aklarsan, düzeltirsen, ıslah edersen felâh bulursun!..

(Kad efleha men zekkâhâ) (Şems 9)"Kim nefsini temizler de ıslah ederse, terbiye ederse, düzeltirse felah bulacak, dünyada ve ahirette rahat edecek!.."

(Ve kad hâbe men dessâhâ) (Şems 10) Nefsine terbiye edememiş insan da, ne olacak?.. Hakir olacak, ahirette muazzam zarara uğrayacak. İnsanlar ahirette yaptıklarını bulmayacaklar mı, ettiklerini bulmayacaklar mı?.. Ahiretteki zarar dünya zararına benzemez.

201

Dünya da insan dükkan açar, zarar eder, kapatır, başkasını açar. Memuriyete girer, ordan ayrılır pazarda pazarcılık yapar, hamallık yapar, odunculuk yapar... Sırtına bir ip bağlayıp dağdan odun getirip sattı mı ondan bile para kazanır. Dünyadaki iflaslar mühim değil, ahiretin iflâsı mühim... Orda perişan olacak. Kim nefsine terbiye ederse kurtulacak, felah bulacak; kim nefsini temizleyemezse, ıslah edemezse, nefsi öyle nefsi emmare olarak kalırsa, zarara uğrayacak.

Bu güzel kulluklar yapmamıza bazı maniler var, engeller var... Bize bu güzel kulluğu yaptırmayan sebepler var... Kâfir ülkesinde olsak düşman yaptırmıyor; "Namaz kılamazsın, başını örtemezsin!.. Başını örtersen okula gelemezsin!.. Ezan okuyamazsın!.." diyor. Almanya'da olanlar, Avrupa'da olanlar bilir, demokratik bir ülke olmasına rağmen neler olduğunu... Bir de komünist ülkelerde, zulüm yapılan ülkelerde; işte namaz kılanı öldürürler, işkence ederler. Bulgaristan'dan ve diğerlerinden biliyoruz.

En mühim işimiz Allahu Teâlâ Hazretleri'ne kulluk etmek... Bunun karşısında bazı düşmanlar var... Bu düşmanların en azılısı da hepimizin başında olan, baş belâsı düşmanımız nefsimiz... Bu işin kimse farkında değil... Bu işi okutmuyorlar, öğretmiyorlar, anlatmıyorlar. Eski devirlerde Kur'an-ı Kerim'e başladı mı:

202

(Bismillahir rahmanir rahim. Rabbi yessir velâ tüassir rabbi temmim bil hayr.) diyerek çocuklara ilk önce peltek peltek rabbi yessir demesi öğretilirdi. 4 yıl 4 ay, 4 günlük olunca euzü besmele çektirilirdi, derse başlatılırdı.

Önce elif be öğretilirdi. Elif uzun boylu... Be beli bükük, te ona benzer, se ona benzer... Cim karnında bir nokta, ha ona benzer, hı ona benzer... Böyle oyunlarla, benzetmelerle öğretilirdi. Oğlum Kur'an-ı Kerim'e geçti, kızım Kur'an-ı Kerim'e geçti; maşaallah!.. Amme cüzünü ezberledi, maşallah... Hatim indirdi maşallah, hatim duası maşallah...

İnsan Kur'anı Kerim'e bağlı oldu mu, Allah'ın kitabına sarıldı mı muhterem kardeşlerim; Allah'ın yolundan haberdar olur. Allah'ın bildirdiği tehlikeleri öğrenir, kendisini korur, küçük yaşta öğrenir. Ama Allah'ın yoluna girmeyen, Allah'ın emirlerini tutmayan, Allah'ın dininden haberi olmayan insanlar, bu tehlikelerden hiç haberdar değildirler.

İnsanoğlunun içinde bir nefis olduğunu, insana kötülükleri emreden nefs-i emmâresi olduğunu insanlar bilmiyor. İnsanlara içinden geldiği gibi özgür, içinden ne söylüyorsa onu yapması tavsiye ediliyor. Ve gruplar kuruluyor, partiler kuruluyor, özgürlük için mücadele veriliyor. Ben istediğimi yapabilirim diyor.

203

İnsanlar utanmayı kaldırmışlar, arlanmayı kaldırmışlar. Yeşillik demişler, yeşiller partisi demişler, homoseksüeller demişler, falanca demişler, filanca demişler... Utanma yok, arlanma yok, sıkılma yok; özgür yaşayacağım diye hayvani, orman hayatı gibi bir hayatı yaşıyorlar. Neden?.. Kâinatı yaratan yaratıcıdan haberleri yok insanların... Çoğunun O'nun gönderdiği peygamberden haberi yok...

Bak ne buyuruyor Rabbimiz:

(Ve mâ erselnâke illâ rahmeten lil âlemîn) (Enbiya 107)Allah-u Teâlâ Hazretleri Peygamberimiz'i niçin göndermiş insanlara?.. "Ey Resulüm biz seni ancak alemlere rahmet olarak gönderdik!" Rahmet ne demek, yağmur mu demek?.. Hayır, acımak demek. "Acıdığımız için insanlara seni gönderdik. Ey Resulüm insanlara merhametimizden seni gönderdik. Ey Resulüm insanları dünyada ve ahirette zarara uğramasınlar, cehennemde cayır cayır yanmasınlar, dünyaları zehir, zindan olmasın, ahiretleri mahv olmasın diye, insanlara acıdığımızdan seni haberci olarak biz gönderdik." diyor Allah-u Teâlâ Hazretleri...

204

Gönderme sebebi ne?.. İnsanlara acıması, insanların iyiliğini istemesi... Allah'ın bu acımasından, merhametinden kendilerini doğru yolu göstermek istemesinden, insanların çoğu haberdar değil... Onun için, burnunun doğrultusuna, nefsinin istediğine gidiyor.

Elhamdü lillâh, biz müslümanlar daha güzel biliyoruz ki, nefis diye bir düşman var... Şeytan diye görenmez bir düşman var... İnsanın içinden gelen her şeyi yapmaması lâzım... Allah'ın emirlerini tutması lâzım... Allah başınızı örtün demiş, örtmek lâzım... Açılmayın demiş, açılmamak lâzım...

İçki içmeyin demiş, aklı götürdüğü için içkiyi içmemek, içkiyi satmamak lâzım... İçki ticareti yapmamak lâzım... İçkinin hamallığını bile yapmamak lâzım...

Faiz yemeyin demiş, hiç kimse kimsenin sırtından, bedavadan geçinmesin diye... Alnının teriyle geçinsin diye... Faiz yememek lâzım, yedirmemek lâzım, hatta faiz ahdine şahit bile olmamak lâzım... Belâ getirir insana, ceza getirir.

Tabii ki, insanların çoğu bilmiyor ama, onlara da Allah hidayet ihsan eylesin... İlim, irfan, ihsân nasib eylesin... Bir de bildikten sonra, işte nefsini ıslah etmek meselesi geliyor. Peki sen hastalandığın zaman ne yapıyorsun?.. Tıp tahsili yaptın mı, yapmadın... Nedir mesleğin?.. "Mühendisim, tüccarım, esnafım, demirciyim, elektrikçiyim,halıcıyım, şucuyum, bucuyum..." diyor. Eh tıp tahsili yapmadın; içinden bir ağrı duyuyorsun, ne yapacaksın?.. Doktora gideceksin. Neden?.. Bu ağrıları, sızıları, hastalıkları bilen mütehassıs insanlar, bu hususta tahsil yapmışlar da onun için...

205

İşte, bu nefsimizi de terbiye etmenin çaresini aramak lâzım... Nefsi terbiye edecek mütehassısı bulmak lâzım... Ve Allah-u Teâlâ Hazretleri hiçbir devirde hiçbir karyeyi hiçbir beldeyi, hiçbir kavmi peygambersiz bırakmadığını Kur'an-ı Kerim'de bildiriyor:

(Ve in min ümmetin illâ halâ fîhâ nezîr) (Fatır 24) "Allah'ın oraya bir ikazcı, bir ihbarcı, haberci peygamber göndermediği hiçbir toplum yoktur!" Demek ki rahmetinden, adaletinden dolayı kullarına acıdığından dolayı Rabbimiz, her insan topluluğuna haberci göndermiş. Kur'an-ı Kerim'den böyle biliyoruz. Allah-u Teâlâ Hazretleri herkese kendi emirlerini duyurmuş.

Onun için, tarih kitaplarını okurken, arkeolojik kazıları yaparken, takip ederken görüyoruz ki, her devirde Allah'ın varlığını, birliğini anlatan, insanları ahlâka, edebe, akla çağıran bir insan yollanmış.

Meselâ Sokrates diye biri var... Yunanlıların filozofu diyorlar. Şimdi bu Yunanlılar çok tanrılara, putlara tapıyorlar. Onların karşısına çıkıyor, tapmayın bu putlara diyor. Devlet bunu yakalamış. "Sen bizim tanrılarımıza neden dil uzatıyorsun? Neden bizim dinimizi tehdit ediyorsun? Kim söyledi sana bunları böyle yapmanı?.. Nereden çıkarıyorsun bir tanrıya ibadet etmeyi, Allah'ın varlığını, birliğini?.."deyince; rivayetlerde var bu, diyor ki: "Bana bir mânevî varlık geliyor, bunu böyle bildiriyor." diyor. Yani çok tanrıya, çok puta tapan bir kavmin içinde, bir Allah'a ibadet etmeyi varlığını birliğini anlatan bir insan, "Bana bir melek geliyor, bunları bana bildiriyor." diyor. Demek ki, onlara hakkı bildiren bir insan çıkmış.

206

Nemrut'un kavminde İbrahim AS'ın çıkıp: "Ey kavmim! Bu ellerinizle yaptığınız putlara niye tapıyorsunuz? Az önce bir taştı, ağaçtı; oydunuz, yonttunuz, niye tapıyorsunuz buna?.. Tapınmayın buna!.." dediğini biliyoruz.

Mısırlıları biliyorsunuz, firavunları var... Piramitler yapmışlar, mezarlar yapmışlar. Ama Mısır tarihini incelediğimiz zaman, firavunların tarihinin içinden de, insanın insana tapmaması gerektiğini, bir Allah'a ibadet etmeyi; Allah'ın varlığını, birliğini söylemiş olan insanların yaşadığını öğreniyoruz. Allah'ın sözüne delil getirmeye hacet yok ama, bütün bunlar, ilim ve irfan, arkeoloji ve tarih bize bildiriyor ki, her devirde, her yerde, "Lâ ilahe illallah" diyen, "Allah'tan başkasına tapınmayın!" diyen, "Putları rab edinmeyin, doğru yolda yürüyün, günahları bırakın!" diyen insanlar daimâ mevcut olmuş.

Peki peygamberlerin evveli Adem AS, ahiri de bizim peygamberimiz Muhammed Mustafa SAS... Bunların ikisinin arasında ne kadar peygamberler gelmiş geçmişse, biz onların cümlesine iman ettik, haktır ve gerçektir diyoruz. Yüzyirmidörtbin peygamber diyorlar, sayısını Allah bilir. Bu kadar peygamberler geldi geçti. Peygamber SAS Efendimizin asr-ı saâdetinden, o mübarek devirden sonra kıyamete kadar insanların hidayeti ne olacak?.. Daha eski ümmetlere, beldelere, kavimlere Allah peygamber gönderdiğini bildiriyordu. Peygamber Efendimiz ahir zaman peygamberi... Onun hayatından sonra insanların hidayete ermesi nasıl olacak?..

207

Peygamber SAS Hazretleri buyuruyor ki:

(El ulemâü veresetül enbiyâ') "İslâmın alimleri, dinin bilginleri; Allah'ın kitabını, Peygamber Efendimiz'in sünnet-i seniyyesini bilen insanlar, alimler, peygamberlerin varisleridir." Ümmetin kendilerine emanet edildiği kimselerdir. Hani kıymetli bir şey itimatlı bir kimseye emanet edilmez mi? Kıymetli bir mal, mülk, zinet, para vs. emin bir kimseye emanet edilmez mi?.. Peygamberlerin ümmetlerini emanet ettikleri kimselerdir.

Onun için, Peygamber SAS Efendimiz'in zamanından kıyamete kadar, her zaman, her yerde yine Allah-u Teâlâ Hazretlerinin emrini tutan, yolunca giden, emrini öğreten, insanları doğru yola çağıran, ve insanlara Hakkı, hayrı gösteren insanlar daima mevcut olmuştur ve olacaktır. Artık hiç iyi insan kalmadı sözü yalandır, yanlıştır, hadislere aykırıdır. Her devirde böyle insanlar mevcut olacaktır ve mevcuttur. Aranızda vardır, her zaman var olacaktır. Hattâ hadis-i şeriflerde Peygamber SAS Efendimiz buyuruyor ki:

(Lâ tezâlü tâifetün min ümmetî zâhirîne alel hakkı hattâ tekmes sâah) "Kıyamet kopuncaya kadar ümmetin içinden bozulmamış, hakkı tutan, hayrı gözeten, hak için çalışan bir grup insan mevcut olacak!.. Onlara hiç kimse yardım etmese bile, hiçbir zarar olmayacak. Onlar hak bildikleri yolda, tek başına kalsalar bile, az bir grup halinde kalsalar bile çalışacaklar."

208

Allah-u Teâlâ Hazretleri işte bizi o, beğendiği, razı olduğu taife-i merdıyyeden eylesin... Hakkı tutan haktan yana olandan eylesin... Bir de bu nefsini terbiye etme meselesini halletmeyi nasip eylesin...

Sen kızdığın zaman sen nefsine hakim olabiliyor musun?.. Sana hak geldiği zaman hakkı kabul edebiliyor musun?.. Batıl iş, yanlış bir iş yapınca sana ikaz edildiği zaman kabul edebiliyor musun?.. Sabredebiliyor musun, nimetlere şükredebiliyor musun?.. Allah'ın yolunda, Allah'ın emrettiği güzel ahlâka sahip olabiliyor musun? İşte onların hepsine sahip olmaya çalışmak lâzım!..

Bu da hastanın doktor elinde tedavi olduğu gibi mürşidi kamillerin dizinin dibinde oturarak, onların nasihatlerini dinleyerek, onların terbiyesini kabul ederek, o terbiyeyi alarak olur.

Yakın zamana kadar... Bizim büyüklerimiz anlatıyorlar ki, Allah selâmet versin Ömer Ziyaüddin Efendimiz'in oğlu Prof. Yusuf Ziya Binatlı diyor ki: "Bizim delikanlılığımız zamanında --siz delikanlıların şimdi neler yaptığını düşünün de bu sözleri anlayın-- biz birbirimizle karşılaştık mı, birbirimize şöyle derdik; 'Mirim --yâni emirim, komutanım, büyüğüm; ben senin emrindeyim, sen benim amirimsin gibi güzel bir ifade-- hangi tekkeden feyz alıyorsun? Efendim, hangi mübarek zata müntesibsin?' diye sorardık, biz birbirimize..." diyor. "Şimdiki zamanın delikanlıları da, 'Hangi takımı tutuyorsun?' diye soruyor." diyor. Bakın, kavramlar ne kadar değişmiş. O zamanın gençliği, ne kadar güzel gençlikmiş.

209

Allah-u Teâlâ'nın en sevdiği kullar kimlerdir?.. Genç yaşındayken, nefsini yenip de Allah yolunda yürüyen, ibadet ve tâatte devam eden kimselerdir. Ne güzel ki, genç yaşında --zâten ağaç yaşken eğilir-- nefis terbiyesini almak için terbiye müessesine gidiyor. Mekteb-i edebe gidiyor, kaydını yaptırıyor da, o çalışmaları yapıyor.

Allah-u Teâlâ Hazretleri cümlemizi nefsini terbiye edenlerden, ömrünü Allah-u Teâlâ Hazretleri'nin yolunda, güzel ahlâk ile, a'mâl-i sâliha ile geçirenlerden eylesin... Huzuruna sevdiği, razı olduğu kullar olarak, güzel, alnı açık, yüzü ak varmayı nasib eylesin... Cennetiyle, cemaliyle cümlemizi müşerref eylesin...

Aziz ve muhterem kardeşlerim!

Kalabalık çok, izdiham fazla... Tabii, zaman geçiyor. Şimdi gelen kağıtlardan anladığım kadarıyla 28 Kur'an-ı Kerim hatmi, 32 Kelime-i tevhid hatmi, 3 Yâsin, 20 Salât-ı Tefriciye hatmi, 1 adet hatim, (Uşak Hakyol Vakfı), 20 bin Kelime-i Tevhid ve 1001 İhlası Şerif bir başka kardeşimizden, Antalya'dan 83 hatimi kardeşlerimiz Hocamız'ın ruh-i pâkine okumuşlar.

210

İlân etmiştik dergilerimizde: "Hocamız için şu şehirlerde toplantılar yapacağız. Ruhuna hediye etmek üzere herkes hatim okusun, tevhid çeksin, salât ü selâm getirsin ve sevaplarını o şehirlerdeki toplantılarımızda bağışlayalım!" demiştik. Şimdi bunlar gelmiş, beraberce bunların duasını yapalım. Ondan sonra da, ders tarifi istiyorlar, intisab etmek istiyorlar. Onların da tariflerini yapalım. Vakit de kalırsa sorular var soruların mühimlerini cevaplandırmaya çalışırız:

(İhlâs, Felak, Nâs, Fâtiha Sûreleri ve Eliflâm mim okunduktan sonra:)

Hatim Duası:

Sübhâne rabbiyel aliyyil a'lel vehhâb...

Elhamdü lillâhi hakka hamdihî ves salâtü ves selâmü alâ hayra halkıhî seyyidinâ ve senedinâ ve kurreti uyûninâ ve tâci ruusînâ muhammedinil mustafâ... Ve âlihî ve sahbihî ve men tebiahû biihsânin zevis sıdkı vel vefâ...

Yâ Rabbi, yâ Rabbi, yâ Rabbel Alemîn!.. Yâ mücîbed deavât!.. Yâ hafiyyel evtâd!.. Yâ ekremel ekremin!.. Cümlemizin yapmış olduğumuz ibadetlerimizi, taatlerimizi ve Hocamızın ruh-i paki için okumuş olduğumuz hatimleri, salât ü selâmları, Yasin-i Şerifleri, İhlâs-ı Şerifleri, kelime-i tevhid hatimlerimizi; ibadet, tâat, zikir ve tesbihatlarımızı, lütfunla, kereminle ya rabbi dergah-ı mecd-i ulûhiyyetinde ahsen ve etem olarak makbul eyle... --Afyon'dan üç hatim daha okunmuş-- Ya Rabbi! Bu aciz, naçiz zikirlerimize, hatimlerimize, ibadetlerimize, tâatlerimize lutfunla, kereminle, o fazl u kereminden, o sonsuz gayb hazinelerinden ecr-i cezîl, sevab-ı kesîrler ihsân eyle...

211

Yâ Rabbel Alemîn!... Peygamber Efendimiz SAS:

(İnde külli hatmetin da'vetün müstecabetün) buyurmuş. "Her hatim indirildiği zaman, yapılan duaları Allah lütfuyla, keremiyle kabul eder." buyurmuş. Şu bizim yapmakta olduğumuz, yapacağımız duaları o makbul dualardan eyle...

Ya Rabbi! Hâsıl olan ücûr u mesûbatı evvelâ Peygamber Efendimiz, serverimiz, önderimiz, rehberimiz, canımız, başımızın tacı, gözümüzün nuru Muhammed Mustafa --aleyhi efdalüs salevât ve ekremüt tahiyyât vet teslîmât-- Hazretleri'ne acizâne, fakîrâne, halisâne arz ve hibe ve hediyye eyledik, şu anda vasıl eyle yâ Rabbi!..

Peygamber Efendimiz'i cümlemizden hoşnud ve râzı eyle yâ Rabbi!.. Peygamber Efendimiz'in sevgisine, iltifatına, şefaatine, teveccühüne, rızâsına bizleri vasıl eyle yâ Rabbi!...

Peygamber SAS Efendimiz'in o yıldızlar misali kıymetli ashab-ı kiramına ayrı ayrı; Peygamber Efendimiz'in zevceleri, mü'minlerin anneleri olan validelerimiz Ümmehât-ı Müslimîn --rıdvânullahi teâlâ aleyhim ecmaîn-- Hazretleri'nin cümlesinin ruhlarına; Peygamber Efendimiz'in mübarek evlatlarının ve zürriyet-i tayyibesinin --rıdvânullahi teâlâ aleyhim ecmaîn-- hazretlerinin ruhlarına; ve Peygamber Efendimiz'in mânevî varisleri olan ulemâ-yı muhakkıkîn, evliyâ-yı kirâm sâdât ve meşayıh-ı turûk-u âliyyemizin; tâ Ebubekir Sıddîk ve Aliyy-i Murtazâ'dan, Peygamber Efendimiz'in asr-ı saâdetinden şeyhimiz, üstâdımız Muhammed Zâhid Bursevî'ye kadar, asırlar boyu dünyadaki İslâm Alemi'nin her tarafında yaşamış, gelmiş, geçmiş, göçmüş olan evliyâullahın, sadât u meşayıh-ı turûk-u aliyyemizin, mürşid-i kamillerimizin, ulemâ-yı muhakkıkînimizin ruhlarına ayrı ayrı hediye eyledik cümlesine vâsıl eyle yâ Rabbi!.. Ayrıca iki hatim daha indirilmiş; onların da sevaplarını dâhil eyle ya Rabbi!..

212

Peygamber SAS Efendimiz'in şefâati kübrâsına ve evliyaullah büyüklerimizin şefaatlerine, iltifatlarına, mânevî yardımlarına, himmet ve teveccühlerine cümlemizi mazhar eyle ya Rabbi!..

Yâ Rabbel Alemîn! Ahirete irtihal ve intikal etmiş olan bütün müslüman analarımızın, babalarımızın, dedelerimizin, ninelerimizin, ecdâd u ceddât, akraba u taalûkatımızın; ihvan kardeşlerimizin, yârânımızın, sevdiklerimizin, arkadaşlarımızın, dostlarımızın; bize hal-i hayatlarında dua vasiyet etmiş olanların, bizi de duadan unutmayın diye bizden dua bekleyen mevtâmızın ruhlarına da ayrı ayrı hediye eyledik vasıl eyle yâ Rabbi!..

Senin hazinelerin vermekle bitmez yâ Rabbi!.. Hepsine ayrı ayrı ihsan eyle yâ Rabbi!.. Hepsinin ruhlarını şad eyle yâ Rabbi!.. Hepsinin makamlarını a'lâ eyle yâ Rabbi!.. Nurlarını ve kabirlerindeki sürurlarını ziyade eyle yâ Rabbi!.. Kabirlerini cennet bahçesi eyle yâ Rabbi!..

Yâ Rabbi! Kendilerine bu sevabları hediye ettiğimiz, saydığımız kimselerin içinde dünyada işlediği kusurlardan, günahlardan dolayı kabirde azab görmekte olanlar varsa, azablarını def' u ref' u izâle eyle yâ Rabbi!.. Seyyiatlarını, günahlarını, hasenâta tebdil eyle yâ Rabbi!.. Ruhlarını şad eyle yâ Rabbi!.. Kabirlerini pürnur eyle yâ Rabbi!..

213

Yâ Rabbel Alemîn! Biz de bir gün gelip bu konduğumuz fâni alemden göçeceğiz, burası bir misâfirhânedir. Ahirete göçtüğümüz zaman, bizi de böyle arkamızdan hayır dualarla anacak evlâtlara, dostlara, arkadaşlara, salih halvetlere sahib eyle yâ Rabbi!.. Fâni hayatımızda bizlere nefsimizi ıslah etmeyi nasib eyle yâ Rabbi!..

Yâ Rabbi! Ahlâklarımızı düzeltmeyi nasib eyle!.. Yâ Rabbi! Günahlardan, haramlardan kurtulmayı nasib eyle!.. Yâ Rabbi! Bizde sevmediğin ne gibi hâl, huy, sıfat, fikir ve düşünce varsa bizi onlardan kurtar, meded yâ Rabbi!.. Sen yardım edersin. Yâ Rabbel Alemîn! Bizi bu kötü huylarımızdan, hallerimizden kurtar yâ Rabbi!.. Bizi sevdiğin haller ile hallendir yâ Rabbi!.. Bizi sevdiğin güzel sıfatlarla sıfatlandır yâ Rabbi!.. Sevdiğin güzel ahlâka sahib eyle yâ Rabbi!..

Sevdiğin güzel kullarına dost eyle yâ Rabbi!.. Sevdiğin güzel kullarının yolunda yürüt yâ Rabbi!.. Sevdiğin güzel amelleri işlemeye muvaffak eyle yâ Rabbi!.. Sevdiğin, temiz niyetlere sahip eyle yâ Rabbi!.. Kalbimizi pâk eyle yâ Rabbi!.. Kalbler de demirin paslarla paslandığı gibi paslanır; kalbimizin paslarını izâle eyle yâ Rabbi!.. Kalbimizi ışıl ışıl, şıkır şıkır çalışan kalp eyle yâ Rabbi!.. Gönlümüzün manevi perdelerini kaldır yâ Rabbi!.. Basiretlerimizi küşâde eyle yâ Rabbi!..

214

Cümlemize hakkı hak olarak görüp onu uymayı nasip et yâ Rabbi!.. Batılı batıl olarak görüp ondan sakınıp, kaçınmayı, uzak durmayı nasip et yâ Rabbi!.. Kendisini doğru yoldan sanıp da, aslında yanlış yolda yürüyen gafillerden etme bizleri yâ Rabbi!.. Cahillerden eyleme yâ Rabbi!.. Gafletten, cehaletten uyarıp kurtar yâ Rabbi!..

Yâ Rabbel Alemîn!.. Bizleri dinde fakih eyle... Özünü, aslını, mahiyetini tam ve doğru olarak anlayıp, kavramayı nasib eyle... Kur'an-ı Kerim'in ehli olmayı nasib eyle... Şu hatimlerini indirdiğimiz Kur'an-ı Kerim'in mânâsına da nüfûz etmeyi nasîb eyle... Mânâsını hayatımızda tatbik etmeyi nasib eyle... Kur'an ahlâkıyla ahlâklanmayı nasib et... Kur'an-ı Kerim'in yolunda yürümeyi nasib et...

Peygamber SAS Efendimiz'in sünnetinden, yolundan ayırma yâ Rabbi!.. Bid'atlara bulaştırıp saptırma yâ Rabbi!.. Sırât-ı müstakimden ayaklarımızı kaydırma yâ Rabbi!.. İzzetten sonra bizleri zillete uğratma yâ Rabbi!.. Kabul edildikten sonra kapından kovulan kötü kullarından etme yâ Rabbi!.. Günden güne hali güzel olanlarından eyle yâ Rabbi!.. Salâh-ı hâl nasip eyle yâ Rabbi!.. Salih ameller işlemeye muvaffak eyle yâ Rabbi!..

215

Cümlemize helâl, güzel, temiz kazançlar nasip eyle yâ Rabbi!.. Haramlardan, günahlardan cümlemizi koru; gözlerimizi haram baktırma yâ Rabbi!.. Kulaklarımızla haramı dinlettirme yâ Rabbi!.. Dillerimizle yalanı, dolanı, haramı söylettirme yâ Rabbi!.. Ellerimizi harama uzattırma yâ Rabbi!.. Midemize haram lokma sokturma yâ Rabbi!.. Ayaklarımızla sevmediğin yollara yürütme yâ Rabbi!..

Yâ Rabbi! Gözümüzü ibret alan göz eyle... Kulağımızı hakkı duyan kulak eyle... Elimizi senin yolunda hayrı hasenata uzatmayı nasib eyle... Ayağımızı senin yolundan yürüyüp, senin dinine hizmet etmeyi nasip eyle... Her âzâ ve cevarihimizi her çeşit günahtan koru yâ Rabbi!.. Her türlü hayır işlemeye muvaffak eyle yâ Rabbi!..

Yâ Rabbi! Bu okuduklarımızdan hasıl olan ucûr u mesûbatı hassaten bu akşam aziz hatırası için, yâdı için toplandığımız şeyhimiz, mürşidi kamilimiz, esseyyid, elfadıl, kutbul aktâb ve gavsül vasılîn Muhammed Zâhid Kotku ibni İbrahim el-Bursevî Hocamız Hazretleri'nin ruh-i pakine hediye eyledik; vasıl eyle... Himmetlerini üzerimize hâzır eyle yâ Rabbi!..

216

Yâ Rabbel Alemîn! Beldelerimizi ve sair müslüman kardeşlerimizin beldelerini, her çeşit maddi ve manevi, semavi, arazi afetlerden, felaketlerden, kıtlıklardan, kuraklıklardan, sıkıntılardan koru yâ Rabbi!.. Halklarımızın, insanlarımızın içinde fasıkların, facirlerin, müşriklerin, kâfirlerin türemesinden, üremesinden koru yâ Rabbi!.. Beldelerimizi zalimlerin, fasıkların, facirlerin, kâfirlerin düşmanların hakim olmasından koru yâ Rabbi!.. İstilaya uğramış beldelerimizi kâfirlerden kurtar yâ Rabbi!..

Yâ Rabbi! Cümlemize senin din-i mübinine en güzel tarzda hizmetler vermeyi nasib eyle... Malımızla, canımızla, ağzımızla, gözümüzle, elimizle, her türlü âzâ ve cevarimizle din-i mübîn-i islâma hüsnü hizmetle hâdim olabilmemizi nasib eyle... Yavuz Sultan Selim sultanlığıyla kulağına kölelik küpesi takmış. Bizi de senin dininin hizmetçileri, köleleri eyle yâ Rabbi!..

Ömrümüzü rızâna uygun geçirmeyi nasib eyle yâ Rabbi!.. Gafletle geçirtme yâ Rabbi!.. İkaz eyle yâ Rabbi!.. Hâdî ismin hürmetine bizi hidayet üzere daim eyle yâ Rabbi!.. Yâ Rabbel Alemîn! Evladlarımızı, nesillerimizi, zürriyetlerimizi de koru... Onları imandan sonra küfre düşürme yâ Rabbi!.. Onları bizlerden daha da iyi eyle yâ Rabbi!.. Yeniden has, halis ve kâmil müslüman bir nesil ihsân eyle yâ Rabbi!..

217

Müslümanların arasındaki tefrikaları, ihtilafları, hasetleri, çekişmeleri, rekabetleri izâle eyle yâ Rabbi!.. Müslümanların gönüllerini birbirleriyle cem ve te'lif, birlik ve beraberlik içinde eyle yâ Rabbi!.. Kâfirlerin birliklerini perişan eyle yâ Rabbi!.. Ehl-i küfrü, ehl-i fesâdı perişan eyle yâ Rabbi!.. Müslümanların aleyhine yaptıkları hileleri kendi aleyhlerine ma'kûs eyle yâ Rabbi!.. Kendilerini zarara sok yâ Rabbi!.. Müslümanlara zulmetmiş olan zalimlerin, kâfirlerin mallarını, canlarını, evlâtlarını, iyallarını ve her çeşit imkânlarını müslümanlara ganimet olarak ihsan eyle yâ Rabbi!.. Diyarlarını müslümanlara bahşeyle yâ Rabbi!..

İslâm'ı dünyanın her yerine yaymaya bizi muvaffak eyle yâ Rabbi!.. Senin din-i mübinine hizmet için kurduğumuz vakıflarımızı, derneklerimizi, radyolarımızı, gazetelerimizi, yapmış olduğumuz faaliyetlerimizi hayırlı faaliyetler eyle yâ Rabbi!.. Semereli çalışmalar yapmayı nasib eyle yâ Rabbi!.. Bizim çalışmalarımızla da insanların doğru yola gelmesini nasib eyle yâ Rabbi!.. Gafillerin uyanmasını nasib eyle yâ Rabbi!.. Şaşıranların hidâyete ermesini nasîb eyle yâ Rabbi!.. İmansızların imana gelip, hidâyete ermesini nasîb eyle yâ Rabbi!..

218

Ömrümüzü rızâna uygun, hayırlı, verimli, feyizli geçirmeyi nasip eyle yâ Rabbi!.. Mü'minin ömrünün uzun ve hayırlı olması makbuldür; cümlemize uzun ve hayırlı ömürler ihsan eyle yâ Rabbi!.. Ömürlerimiz bir gün gelip elbette nihayete erecektir. Abdestliyken, oruçluyken, dilimiz zikrinle meşgulken, ayağımız hayırlı bir yolda iken, cami yolundayken, hac yolundayken, umre yolundayken, cihad yolundayken, İslâm'a menfaat yolunda iken; gözümüzden perdeler kaldırılıp da yâ Rabbi cennetdeki makamlarımızı, nimetlerimizi göstere göstere, aşk ile, şevk ile "Eşhedü enlâ ilâhe illallah ve eşhedü enne muhammeden abdühû ve rasûlüh" diye diye, şu can emânetimizi sevdiğin bir kul olarak, mü'mini kâmil olarak teslim etmeyi, mü'mini kâmil olarak öbür aleme göçmeyi cümlemize nasib eyle yâ Rabbi!..

Kabrimizi cennet bahçesi eyle yâ Rabbi!.. Kabir içinde şu okuduğumuz, hatimler indirdiğimiz Kur'an-ı Kerim'leri bize yoldaş eyle... ibadet ve tâat, hayrât ve hasenatlarımızı kabirlerimizde yoldaş eyle yâ Rabbi!.. Kabirden kalktığımız zaman, bizi Peygamber SAS Efendimiz'in Livâül Hamd'i altında peygamberlerle, sıddıklarla, şehidlerle, salihlerle, mürşidi kamillerimiz, evliyaullah büyüklerimizle beraber haşr eyle yâ Rabbi!..

219

Mahşer gününün sıkıntılarına bizleri düşürtme yâ Rabbi!.. Defter, divan açtırıp, hesaba çekip bizleri mahşer halkına mahcub düşürtme yâ Rabbi!.. Settar ismin hürmetin ayıplarımızı, günahlarımızı setr eyle yâ Rabbi!.. Gaffar isminin hürmetine bizleri mağfiret eyle yâ Rabbi!.. Affedicisin, affetmeyi seversin; bizleri affet yâ Rabbi!.. Erhamer rahimînsin; bizlere merhametinle muamele eyle yâ Rabbi!.. Ekremül ekremînsin; yâ Rabbi, bize amellerimizden çok çok mükafatlandırmayı taltif eyle...

Arşı A'lâ'nın gölgesinde gölgelendir yâ Rabbi!.. Defter divan açmadan bigayr-i sebk-i azâbin ve ikabin duhûl-i evvelîn ile Firdevs-i A'lâ'na, Peygamber SAS Efendimiz'in arkasından dahil eyle yâ Rabbi!.. Peygamber SAS Efendimiz'e Firdevs-i A'lâ'da komşu eyle yâ Rabbi!.. Havz-ı Kevser'inden doya doya nûş etmeyi cümlemize nasib eyle yâ Rabbi!.. Senin cemâlini gören, selâmına eren, Rıdvân-ı ekberine vasıl olan kullarından eyle yâ Rabbi!..

İsm-i A'zâm'ın hürmetine yâ Rabbi!.. Esmâ-i Hüsnâ'n hürmetine yâ Rabbi!.. Kur'an-ı Azîmüşşân hürmetine yâ Rabbi!.. Habib-i Edîbin Muhammed Mustafa'n hürmetine yâ Rabbi!..

220
221 ilâ 240. sayfalar
©2024 Kotku Enstitüsü v2.8.2