31. ŞEHİD OLMANIN KARŞILIĞI

32. ANNENİN KAZANDIĞI SEVAPLAR



Eùzü bi’llâhi mine’ş-şeytàni’r-racîm.

Bi’smi’llâhi’r-rahmâni’r-rahîm.

El-hamdü li’llâhi rabbi’l-àlemîn... Ve’s-salâtü ves’-selâmü alâ seyyidinâ muhammedin ve âlihî ve sahbihî ve men tebiahû bi- ihsânin ecmaîne’t-tayyibîne’t-tàhirîn... Emmâ ba’d.

Fekàle rasûlü’llàh SAS:


a. Evlilikte Aracı Olmak


Ebû Ruhm Rh,A’ten İbn-i Mâce rivâyet eylemiş ki, Peygamber SAS şöyle buyuruyor:64


مِنْ أَفْضَلِ الشَّفَاعَةِ أَنْ يُشْفَعَ بَيْنَ اثْنَيْنِ فِي النِّكَاحِ

(ه. عن أبي رهم)


RE. 449/3 (Min efdali’ş-şefâati en teşfea beyne’l-isneyni fî’n- nikâh.) “Şefaatin en faziletsidir, en faziletlilerinden birisi de budur...”

Şefaat ne demek? Birisine aracı olmak, vasıta olmak, hatırını ortaya koyup, “Bunun işini görüver, buna şu işi yapıver.” diye, birisinin nâmına birisine rica edivermek. Şefaat bu… Peygamber Efendimiz’in şefaati ne demek?

“—Yâ Rabbi, ne olur şu benim ümmetimi affet!” demesidir.


(Min efdali’ş-şefâati) “Şefaatin en faziletlilerindendir, (en teşfea beyne’l-isneyni) iki kişinin arasında şefaat etmen, şefaatçi olman, (fî’n-nikâh) evlenme konusunda...”

Yâni gidiyorsun, diyorsun ki kızın babasına:



64 İbn-i Mâce, Sünen, c.VI, s.116, no:1965; Ebû Ruhm Rh,A’ten. Câmiü’l-Ehàdîs, c.XXII, s.31, no:24219.

528

“—Bu oğlanı ben tanırım, babasını da tanırım; iyi insandır. Ver kızını buna... Ben rica ediyorum.”

Çünkü evlilik İslâm’da ibadettir. Evlinin mânevî makamı yüksektir, bekârlık tehlikelidir.

Sahabe-i kiram, Allah’ın huzuruna bekâr gitmeye utandıklarını söylemişlerdir. Vefatı anında bile;

“—Hemen beni nikâhlayın!” demişler.

“—E öleceksin biraz sonra...” denilince;

“—Olsun, ben Rabbimin huzuruna bekâr gitmekten utanıyorum.” demişlerdir.


Nikâh önemli bir husustur. Müslümanların nikâha dikkat etmesi lâzım, önem vermesi lâzım ve acele etmesi lâzım! Çoluk çocuğunu çabuk evlendirmekte acele etmesi lâzım! Eğer çocuklar, anne babası bu hususta acele etmediğinden bir cahillik, bir çapkınlık yaparsa, vebal babanındır, annenindir. Çocuğun da vebali vardır ama annenin de, babanın da sorumluluğu, vebali

529

vardır. Çünkü, nikâh işine yardım etmemiş, acele etmemiştir.

Evlenen insan için de, nikâh kendisinin dininin yarısını kurtarmasıdır, dininin bütün olmasına sebep olan iştir. Ayrıca tanıdığı ve çevre, eş, dost sayısını ikiye katlamaktır; çünkü hanımının tarafı artık kendisinin yakını olmuş oluyor. O bakımdan maddî faydası vardır, mânevî faydası vardır.


Fakat nikâhtan murâd, en önemlisi evlat sahibi olmaktır, hayırlı evlat yetiştirmektir. Bir insan için hayırlı evlat yetiştirmekten daha önemli bir maddî ve mânevî servet, sermaye tasavvur edilemez. Çünkü evladı hayırlıysa annesine, babasına hem hâl-i hayatında faydalı olur, hem de öldükten sonra faydası olur. Öldükten sonra da affedilmesine sebep olur, kabrine nur yağmasına sebep olur, azaptan kurtulmasına sebep olur.

Onun için, dünya ve ahiret sermayesi olan evlâtların iyi yetiştirilmesine son derece dikkat etmek gerekir, çok dikkat etmek gerekir, fevkalâde gayretli olmak icâb eder. Bu bakımdan, müslümanların bu işe çok dikkat etmesi lâzım! Ayrıca müslümanların kendi evlatlarını iyi müslüman yetiştirdikleri gibi, çok çocuk sahibi, evlat sahibi olmak sûretiyle de müslümanların sayısını arttırmaya gayret etmesi lâzım! Müslümanların hem mevcûdu mümkün olduğu kadar iyi yetiştirmesi lâzım, hem de sayı yönünden artırmak için, Allah rızası için gayret göstermesi gerekiyor.


b. Hamileliğin Mükâfatı


Peygamber Efendimiz SAS diğer hadis-i şerifinde buyuruyor ki:65




65 Ebû Ya’lâ, Müsned, c.IV, s.345, no:2460; İbn-i Hacer, el-Metàlibü’l-Âliyye, c.V, s.333, no:1815; Abdullah ibn-i Abbas RA’dan.

Kenzü’l-Ummâl, c.XVI, s.395, no:45078; Câmiü’l-Ehàdîs, c.XII, s.42, no:24255; RE.449/3.

530

إِنَّ الْمَرْأَةَ الْمُسْلِمَةَ إِذَا حَمَلَتْ، إِنَّ لَهَا أَجْرُ الصَّائِمِ الْقَائِمِ الْمُحْرِمِ


الْمُجَاهِدِ فِي سَبِيلِ اللهِ، حَتَّى وَضَعَتْ؛ وَإِنَّ لَهَا مِنْ أَوَّلِ رَضْعَةٍ


تُرْضِعَهُ أَجْرُ حَيَاةِ نَسَمَةٍ (أبو الشيخ عن ابن عباس)


(İnne’l-mer’ete’l-müslimete) “Müslüman hanım, (izâ hamelet) hamile kaldığı zaman... Evlendiler, hanım hamile kaldığı zaman, (inne lehâ ecru’s-sàimi’l-kàimi’l-muhrimi’l-mücâhidi fî sebîli’llâh) hamile kaldığı zamandan sevabı yazılmaya başlanıyor.” Ne sevabı yazılıyor: (Ecru’s-sâim) “Oruç tutan, (el-kàim) gece namaz kılan, gündüz sâim, gece kàim demek bu Allahu âlem. Gündüzleri hep oruç tutan, geceleri kalkıp hep sabaha kadar namaz kılan, (el- muhrim) hac için ihrama girmiş, (el-mücâhid fî sebîli’llâh) Allah yolunda cihad eden insan gibi sevap var.” Şu hale bak! Allah yolunda cihad eden insan gibi sevap var. Hacca gidip, orada ihrama girmiş, hac vazifesini yapmakta olan insan gibi sevap var. Bütün gündüzleri oruç tutan insan gibi sevap var. Bütün geceleri kalkıp sabahlara kadar teheccüd kılan insan gibi sevap var. Hamile kaldığı zaman bu sevaplar çalışmaya başlar. (Hattâ vadaat) “Doğum oluncaya kadar, kurtuluncaya kadar devam eder.”

Kurtuldu mu diyorlar yâ… Hamile kadın için soruyor arkadaşları:

“—Ayşe Hanım kurtuldu mu?” diyorlar.

Yâni kolay değil o çocuğun büyümesi ve doğumu… Doğuncaya kadar annesi ne zahmetler çekiyor.

(Ve inne lehâ fî evveli rad’atin türdiahû) “İlk emzirmede, memeyi çocuğun ağzına koyup da ilk emzirmede bu kadına, (ecru hayati nesemetin) bir hayat kurtarma sevabı vardır. Daha ilk emzirmede, bir hayat kurtarma sevabı verilir.” Bunu hanımlara söylemek lâzım ki, ne kadar sevaba nail olduklarını anlasınlar.


c. Saadet Sebebi Üç Şey

531

Madem iş böyle nikâhtan, evlilikten açıldı, bu sayfadan hanımlarla ilgili bir hadis-i şerif daha seçelim, vaaz konu birliği içinde tamam olsun.

Peygamber SAS Efendimiz buyuruyor ki:66


مِنْ سَعادَةِ المَرءِ المُسْلِمِ في الدُّنْيا: اَلَجَارُ الصَّالِحُ، وَالْمَسْكَنُ الوَاسِعُ،


والمَرْكَبُ الهَنِيءُ (حم. ك. هب. عن نافع بن عبد الحارث)


RE. 449/8 (Min saadeti’l-mer’i’l-müslimi fîd-dünyâ) “Dünyada müslümanın, müslüman kişinin saadetinin alâmeti, mutluluğunun alâmeti, ama bu mutluluğun ne olduğunu biraz sonra açıklayacağım, mutluluğunun alâmeti nedir, mutluluğu şudur yâni, mutluluğundan bir parça da şudur:

(El-câru’s-sàlih) Salih bir komşusu olması. Salih, dindar, âlim, müttakî, güvenilir, salih bir komşusu olması bir.

(Ve’l-menzili’l-vâsi’) Geniş bir evi olması. Daracık değil, sıkıntılı değil, rahat, geniş bir evi olması iki.

(Ve’l-merkebü’l-henî’) İyi bir bineğinin olması. Böyle huysuz değil, güzel, iyi bir tatlı, hoş bir bineğinin olması.”

Ben başka bir hadis-i şerîften buraya bir eklemeyi daha yapmak istiyorum:67



66 Ahmed ibn-i Hanbel, Müsned, c.III, s.407, no:15409; Hàkim, Müstedrek, c.IV, s.268, no:7602; Buhàrî, Edebü’l-Müfred, c.I, s.54, no:116; Beyhakî, Şuabü’l- İman, c.VII, s.82, no:9558; Abd ibn-i Humeyd, Müsned, c.I, s.149, no:385; Tahàvî, Müşkilü’l-Âsâr, c.VI, s.267, no:2328; Şeybânî, el-Âhâd ve’l-Mesânî, c.IV, s.179, no:2336; İbn-i Esîr, Üsdü’l-Gàbe, c.I, s.1056; İbn-i Abdi’l-Ber, el-İstîâb, c.I, s.470; Mizzî, Tehzîbü’l-Kemâl, c.XXIX, s.280; Nâfî ibn-i Abdü’l-Hàris RA’dan.

Kenzü’l-Ummâl, c.XV, s.813, no:43234; Mecmaü’z-Zevâid, c.VIII, s.299, no:13532; Câmiü’l-Ehàdîs, c.XI, s.423, no:11117.

67 İbn-i Hibbân, Sahîh, c.IX, s.340, no:4032; Taberânî, Mu’cemü’l-Kebîr, c.I, s.146, no:329; Hatîb-i Bağdâdî, Târih-i Bağdad, c.XII, s.99, no:6528; Ebû Nuaym, Hilyetü’l-Evliyâ, c.VIII, s.388; Sa’d ibn-i Ebî Vakkas RA’dan.

Kenzü’l-Ummâl, c.XI, s.92, no:30753; Câmiü’l-Ehàdîs, c.IV, s.218, no:3085.

532

وَالْمَرْأَةُ الصَّالِحَةُ


(Ve’l-mer’etü’s-sàlihatü) “Bir de zevcesinin sàliha olması. Yâni eşinin hayırlı, müslüman, mütedeyyin bir insan olması.”


Allah-u Teàlâ Hazretleri cümlemize saadetin her türlüsünü hem dünyada, hem ahirette ihsân eylesin... Yuvalarımızı saadethâne, devlethâne, ni’methâne eylesin... Evlatlarımıza da hayırlı yuvalar ihsân eylesin... Cümlemize hayırlı gelinler, hayırlı güveyler, hayırlı torunlar ihsân eylesin...

Evlatlarımızın salih kimseler olarak yetiştirilmesini, onları salih kimseler olarak yetiştirmemizi nasib etsin...

Hayatımızda mürüvvetlerini görmemizi nasib etsin... Gördükten sonra da onların dualarını, kabirlerimize gönderdikleri hatimleri, Yasinleri, Tebârekeleri, zikirleri, tesbihleri, duaları, onları bol bol kazanmayı nasib eylesin...

Kabirde ruhumuzu şâd edecek evlatlar, torunlar ihsân eylesin... Tâ kıyamet kopuncaya kadar bizim neslimizden hep mü’min, müslim, Allah’ın sevgili kulları gelsin... Fasık, fâcir, kâfir, zâlim gelmesin...

Allah bizi gafletten uyandırsın... Vazifeleri güzel yapmayı nasib etsin... Her yönden mutluluğa erdirsin...

El-fâtihah!


2000 - Avustralya

533
33. CENNETE GÖTÜREN AMELLER