Mahallemizdeki imam, sakala karşı, i’tikâfa karşı... Büyük büyük kız çocuklarını okutuyor, “Mahzuru yok!” diyor. Bu imamın arkasında namaz kılınır mı?


Sakal, sünnet... İ’tikâf; bütün ilmihal kitaplarında bahsi olan bir ibadet... İ’tikâfa nasıl karşı olur. Ramazan’ın son on gününde Peygamber Efendimiz i’tikâf ederdi. Demek ki, adamın kafası sakat...

Başka yakın yerde cami varsa, orda kılması daha uygun olacak; çünkü, adamın kafasında eksiklik, sakatlık var... Nasihat edip, “Bu yaptığın şey yanlıştır. Bak, Büyük İslâm İlmihali’nde, Diyânet’in neşrettiği filânca kitapta şöyle şöyle var...” demek; onu müftüye gidip söylemek ve o kimsenin ıslahına çalışmak da uygun olur.

Mümkünse, daha başka bir kimsenin arkasında kılmağa çalışır. Mümkün olmadığı takdirde, cemaati terk etmez. Kendisi sevap kazanır, ötekisinin vebali kendisine kalır.

Peygamber Efendimiz buyuruyor ki:[24]

 

صَلُّوا خَلْفَ كُلِّ بَرٍّ وَفَاجِرٍ (البيهقي عن أبي هريرة)

 

 

(Sallû halfe külli berrin ve fâcirin) “İyi olsun, kötü olsun, her imamın arkasında namaz kılın!”

Çünkü, herkes imama bir kusur bulur, camiye gelmez; darmadağın olur iş diye cemaati önemli tutmuştur. Veballer imamlarındır, cemaatin değildir. Ama bu gibi âşikâre hataları olanları da söyleyip, düzeltmeğe çalışmak lâzım!

Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN

[24] Beyhakî, Sünenü’l-Kübrâ, c.IV, s.19, no:6623; Dâra Kutnî, Sünen, c.II, s.57, no:10; Ebû Hüreyre RA’dan.

Kenzü’l-Ummâl, c.VI, s.54, no:14815; Keşfü’l-Hafâ, c.II, s.29, no:1611;  Câmiü’l-Ehàdis, c.XIV, s.10, no:13657.