Hanımım iki defa sezeryanla doğum yapmıştı. Sağlığına zararlı olacağı korkusuyla kürtaj yaptırdık; bu câiz midir?


Sağlığa zararlı olacağı korkusunun tahkiki gerekirdi, incelenmesi gerekirdi. Bir tabîb-i müslim-i hâzıka soracaktı. Sorulacak doktor, müslüman doktor olacak; bir... İki; mesleğinde mâhir olacak; sıradan, bilgisiz, görgüsüz, tecrübesi az bir kimse olmayacak. Hâzık, hazâkat sahibi olacak, mâhir doktor olacak.

“—Benim bu hanımım iki defa sezeryanla, karnı ameliyat edilerek doğumu öyle yapmıştır. Şimdi de bir bebek belirdi karnında... Acaba bunu yine sezeryanla doğurmasında bir tehlike var mıdır? Ne yapalım?” diye ona soracaktı.

Niye müslüman diyor? Gayrimüslim der ki: “Canım, boşver, yap gitsin!” Gayrimüslim müslümanın derdini anlamaz ki... Onun için, takvâ ehli bir müslüman doktora soracak.

“—Nasıl, mümkün müdür, değil midir?” diye soracaktı.

O da muayene ederdi:

“—Kardeşim, sen yine bir sezeryan yaptırırsın. Bu çocuk doğabilir. Yazıktır, çocuğa kıyma!” diyebilirdi.

Veyahut da derdi ki:

“—Kardeşim, ben doktorum. Senin hanımın iki defa sezeryan olmuş, üçüncüsüne tahammülü yok! Hanımın canı elden gider, hayatî tehlike var...” derdi. O zaman aldırabilirdi.

Burada kişilerin kendi bildiklerine iş yapması doğru olmaz. Tabîb-i müslim-i hâzıkın karar vermesi gerekir.

Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN