Caminin tuvaletinde ayakta bevl etmek için yerler var. Orada bazı kardeşlerimiz ayakta bevl ediyorlar. Bunun düzeltilmesini rica ediyorum.


Mâlum biliyorsunuz bu bevl, idrar demek; yani küçük abdest demek. Bunun sıçrantıları insanın üstüne sıçrarsa kabir azabına sebep oluyor. Titiz olmak lazım, sıçrattırmamak lazım, dikkat etmek lazım, çömelmek lazım. Usulüne uymak lazım. Biz temiz insanlarız. Hem kendimiz temiz olacağız hem kalbimiz temiz olacak hem de elbisemiz temiz olacak. Paçalarımıza sıçrarsa olmaz. Paçalarımız modaya uygun olarak uzun olur da yerlerde sürünürse olmaz. Biraz kısa olacak. Suudi Arabistan’da entari yapıyorlar, etekleri arkadan uzuyor, erkekler giyiyor; olmaz!

Orada takvâ ehli insanlar “Yerlere sürünmesin.” diye biraz yüksek yapıyorlar. Doğru.

Çünkü İslâm temizlik dinidir. Sıçrama çok olduğundan dolayı ayakta bevl etmek doğru değildir, mekruhtur. Onun için çömeleceğiz. Sonra açıkta bevl etmek uygun değildir. Kapalı yerde yapmaya çalışması lazım.

 

Bu camimiz, bu cemaate dar geliyor. Allah razı olsun, Allah adetlerinizi çoğaltsın. Allah size dünya ve âhiretin hayırlarını ihsan etsin. Bizim bu camimizin kapasitesi üstünde cemaati var. Biz “Bu cemaate hizmet olsun.” diye o yüznumaraları büyütmeye niyetlendik. Niyetimizde bu var ama insanın eli her niyet ettiği şeye de kolay ermiyor. Kolay değil. Para toplayıp bu işi yapacağız. 

Sayenizde yan tarafı epeyce geliştirdik, yıktık, yeniden yapacağız, güzelleştireceğiz. Yüznumaraları da büyüteceğiz. O zaman inşaallah öyle küçük abdest yeri hiç yapmayalım. Daima hep kabinde olsun, kimse görmesin. Hem de öyle ayakta olmasın.” diye kardeşimizin ikazı yerindedir. Dikkat edelim. Önemli bir pratik şey. İlgileniyoruz, niye ilgilenmeyelim? Günde en aşağı iki üç defa olan bir şey. İnsanın başına gelen bir şey, dikkat etmezsek çok olan bir şey.

 

Kimisi yüznumaraya gidiyor. Ondan sonra hemen dönüp geliyor. Gel bakalım buraya! Aç bakalım pantolonunu… Bak iç donun sırılsıklam. Çünkü beklemedi, istibra etmedi. Temizlemeden yürüyor. Yürüyünce o birikintiler damla damla çıkar. Hem abdest bozulur. Abdesti almışsın. Şadırvanda abdest aldın, yürüyüp gelirken oradaki birikmişler dışarı çıkıyor, burayı ıslatıyor.

Olmaz! Adamakıllı berî olacak. İbra edecek; ondan kurtulmuş olacak. Silecek, yıkayacak, tedbir alacak.

Biz temiz insanlarız. Öyle kâfir gibi geliyorlar, görüyoruz. Uluslararası seyahatlerde benzin istasyonlarına geliyoruz. Sesini de duyuyor insan. Şaldır şuldur, şaldır şuldur, şaldır şuldur… Şapır şupur, şapır şupur; çıkıp gidiyor. Biz öyle değiliz. Bizim işimizin temiz olması lâzım!

Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN