Birisi, “Biz Mekke-i Mükerreme’ye Ramazan’da geldik.” diyor. “Bize âfaki olduğumuz için sadece hacc-ı ifrâd yapacaksınız.’ dediler. Müjdeli hadisten faydalanmak için hacc-ı temettü yapsak olur mu?
Alimler demişler ki Mekke ahalisinin haccı sadece hacc-ı ifrâddır. Mekke ahalisi sadece hac yapar. Dışarıdan gelen insan da Ramazan’da buraya geldi umre yaptı. Ramazan’da umre yaptı ama hac mevsimi girmeden o zamanda umre yapmıştı. Hac mevsimi Şevval’de, bayramdan sonra başlıyor. Buraya geldi, umresini yaptı yerleşti.
Ne olmuş oldu? Mekke ahalisi gibi oldu. Mekke ahalisi hacc-ı ifrâd yapar diye, onun için kitaplar böyle yazar. Hatta “Eğer umre yaparsa bu usûle uymadığı için kurban keser ama ceza kurbanı keser.” derler.
Alimlerin bu hususta çeşitli görüşleri var.
Peki bu durumda daha iyisi nedir? Haccı bitirdikten sonra umre yapar. Hacdan sonra, hac, hacc-ı ifrâdı bitti. Ondan sonra bir ara umre mescidine gider. Oradan ihramlanır, bir umre yapar. Hacdan sonra olur.
Hz. Aişe Validemiz buraya hacca gelirken hanımlık hâli olmuş. Ahali ile beraber umre yapamamış. Ondan sonra üzülmüş. Hac bittiği zaman Peygamber Efendimiz’e:
“—Herkes hem hac hem umre yaptı. Ben kadınlık halleri dolayısıyla, o zaman mazeretim olduğundan umre yapamamıştım. Şimdi sadece hac yaptım döneceğim. Bu umresiz oldu.” deyince, Peygamber Efendimiz yanına kardeşi Abdurrahman’ı katmış, onu Ten’ime, şimdiki umre mescidinin oluğu yere göndermiş. Orada ihrama girmiş, umreye niyet etmiş, bir umre yapmış.
Buna dayanarak, hacdan sonra umre yaparsa olur. O sevabı öyle almış olur. O cezalı dedikleri duruma düşmemiş olur.