Ben bir yıl evvel sözlendim ve ardından nikâhım yapıldı. Sözlüm dindar birisi olduğu için yöremizdeki âdetlere karşı ailem ona muhalefet etti. Babam her içeri girip çıktığında nişanlımın ayağa kalkmasını istedi. O da; “Ben bunu yapamam. Hocalarımız dahi bunu bizden istemiyor.” diye karşılık verdi. Babam tamamen nikâhlımdan ayrılmamı istiyor. Benimle nikâhlım arasında bir bağ olduğu için ayrılmak istemiyorum. Beyim de ayrılmak istemiyor. “Aile ne derse beni tercih etmelisin.” diyor. Beyimi tercih ettiğimde ailemden kopacağımı düşünüyorum. Ne yapmam gerektiğini bilmiyorum.


Gayet net, yapılması bilinmeyen bir durum değil. Nikâhlı olduğu için kocasına itaat edecek. Ama kocanın o ayağa kalkma konusunda ısrarı, inadı doğru değil.

Peygamber SAS Efendimiz’in sahabe-i kirâma sözü var, Sa’d ibn-i Muaz Hazretleri, gelirken:[8]

 

قُومُوا إِلَى سَيِّدِكُمْ (خ. م. د. حم. عن أبي سعيد الخدري)

 

(Kùmû ilâ seyyidiküm) “Efendiniz için ayağa kalkın!” buyurmuş. Kavminizin ulusu, hürmete şâyan şahsı diye öyle söylemiş.

Kalkılabilir. Babaya kalkılır. Örfümüzde vardır. İslâmiyet örfe değer veriyor. O bakımdan, nişanlısının kalkmam demesi doğru olmamış. Kaynatayla damadın arası açılmış. Nikâhlı, yani kocasının sözünün dinlemek zorunda. Nikâhlanmasaydı...

İşte bu gibi problemler oluyor. Yani evleninceye kadar sözlü kalsaydı, o zaman anası babası istemeyince anasının babasının istediği tarzda hareket edebilirdi. Şimdi hareket etme hürriyetine sahip değil, çünkü ötekinin nikâhlı karısı, onun emrine uyacak.

Tavsiyem: Kocasına uyacak. Annesine babasına durumun ciddiyetini anlatacak. “Ben mecburum, nikâhlanmış bulunduk.” diyecek, onları yumuşatmaya çalışacak. Kocasına da birileri; “Kalkmakta, hürmet etmekte beis yokmuş, sen de nobranlığı bırak, biraz geçimli ol.” diyecek.

Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN

[8] Buhàrî, Sahîh, c.X, s.251, no:2816; Müslim, Sahîh, c.IX, s.223, no:3314; Ebû Dâvud, Sünen, c.XIII, s.442, no:4539; Ahmed ibn-i Hanbel, Müsned, c.III, s.22, no:11184; Beyhakî, Sünenü’l-Kübrâ, c.VI, s.57, no:11096; Neseî, Sünenü’l-Kübrâ, c.V, s.62, no:8222; Ebû Saîd el-Hudrî RA’dan.