6. EVLENME

7. NİKÂH



a. Dinî Nikâhta Problemler


1. Soru:

Biz bir oğlan ve kız arasında şer’î nikâhı yaptık. Arada ihtilâf oldu, büyüdü, bozuşma durumuna geldi. Kız tarafı biz boşuyoruz diyor, oğlan tarafı boşamam diyor. Hüküm nedir?


Boşanamazlar! İşte böyle ihtilâflar çıkar. Millet bu nikâhın önemini bilmiyor. Hadi bir şer’î nikâh yapıyorlar, karı-koca oluyorlar. Düğün yapılmamış bir karı-kocalık hâli oluyor. Ondan sonra bozuşuyorlar; o başkasıyla evleniyor, öbürü başkasıyla evleniyor. Halbuki başkasının hanımı... Bu nikâh oyuncak değildir. Ya bunu ciddî olarak tatbik etsinler, nikâhlılarsa ona göre hareket etsinler, ayrıldıkları zaman mehrini vermek şartıyla... Ya da yapamayacaklarsa; o zaman nikâhlanmadan, nişanlılık durumuyla, resmî bir tarzda, bu işleri evleninceye kadar yürütsünler.


2. Soru:

Nişanlı iken dînî nikâh kıyılmış, düğünden önce ayrılmışlarsa, nikâhın fesholması için ne yapmak lâzım?


Nikâhın feshi erkeğin elindedir. Erkek, “Ben seni boşadım!” dediği zaman, nikâh biter. Zifaf olmadığı için, mehrin yarısını kıza vermesi gerekir.


3. Soru:

Evlenmek istediğim kızla rahat görüşebilmek için, evlilik hayatına başlamadan önce dinî nikâh yapabilir miyim; böyle bir şey olur mu?


Nikâh nikâhtır. Bunun birkaç çeşidi yoktur. Nikâhlandı mı, bunlar evli olurlar, mehir tahakkuk eder. O zaman istedikleri gibi rahat konuşabilirler birbirleriyle; nikâhlı insanlar olurlar.

143

Ama nikâhlanmadan da bu işler olur. Asırlar boyu böyle devam etmiştir, bir mahzuru yoktur. Hiç görmeden de birbirleriyle evlenenler olmuştur. Anneler, akrabalar gelirler, giderler hallederler. Şimdi bazısı ne yapıyor; söz gelmişken burada bir nasihat çekelim: “Görüşelim.” diye nikâh yapıyor; “Dinî nikâh yaptık, evlendik.” diye evlilik işini de yapıyor, zifaf ediyor, gerdeği yapıyor ama iki tarafın haberi yok…

“Nasıl olsa nikâhlandık.” diye bir de karı koca oluyorlar. Ondan sonra araları bozuluyor. Bana telefon açıyorlar:

“—Hocam, şimdi hâlimiz ne olacak?” Allah akıl fikir versin. Allah iyilik, hoşluk versin. Öyle yapmayın. Sonra birbirlerine darılıyorlar.

Erkek diyor ki:

“—Ben sana çektirmek için seni boşamayacağım!” Hadi, işin içine inat giriyor. Kız da birisiyle evleniyor. Sen ötekinin karısıydın. İşler karmakarışık oluyor.

Onun için güzel sormuş aferin:

“—Ben nişanlımla telefonla konuşabilir miyim?” diyor.

Yüz yüze konuşabilirsin ama daha öteye gitme, şu çizgiden bu tarafa geçme, sonra çok fena şeyler olabiliyor.


4. Soru:

İmam nikâhı?


Nikâh olduğu zaman, nikâhlı eşi oluyor, o zaman nikâhlı olur, serbest olur. Ama şimdi bu nikâhın ehemmiyetini millet bilmiyor.

Cahiller mi bilmiyor? Okumuşları da cahil, onlar da bilmiyor. Nikâhlanıyorlar, ondan sonra nasıl olsa tescil ettirmedik; hadi ondan sonra o oraya gidiyor, o oraya gidiyor... Ya o senin resmen karın; tuh, Allah ıslah etsin seni! Sen onu bıraktın, o gitti bir başka yere... Karmakarış oluyor. İşin ciddiyetinden haberi yok. Herkes ciddiyetini idrak etsin. Nikâh... Eşi oldu, mihrini vermesi lâzım, mecburiyetlerine uyması lâzım. Ona dikkat etsinler. Nikâh oyuncak değil.


5. Soru:

144

Bazı yerlerde nişanla birlikte nikâh da yapılmaktadır. Bu durumda nişan ile düğün arasında uzun süre geçmesinin hükmü nedir?


Bu tarafeynin kendisine kalmış bir şeydir. İki taraf, kız ve oğlan tarafı isterse, istediği zaman nikâhı yapar, nikâhlanmış olur. Dinen böyle... Şartlarına uygun olarak nikâh yaptığı zaman, nikâhlanmış olur. Ama resmen nikâhlanmadığı zaman, arada bir bozuşma olduğu zaman, bu evli gibidir. Evliliğin şartlarına riayet etmesi gerekir. Kimisi bohçayı kaptığı gibi, “Tamam, alâkamız bitti.” diyor gidiyor. Halbuki, evli kalıyor. O gidiyor ötekisiyle evleniyor, bu gidiyor berikisiyle evleniyor. Bu işi iyi bilmediklerinden hatalı şeyler çok oluyor.

Bizim Hocamız onun için tavsiye etmiş ki, “Resmî nikâhı yaptıktan sonra dinî nikâhı yapın ki, böyle cahilliklerden dolayı bir takım saçma şeyler yapılmasın!” diye...

Nişanlı olan bir insanın ille nikâhlı olması diye bir mecburiyet yoktur. Nişanlılık devresinde de, normal ölçüler içerisinde konuşursa, günah olmaz. Orasını da söyleyelim.

Allah nişanlanan ve evlenen kardeşlerimize huzurlar, afiyetler nasib etsin... Bereketli, hayırlı olsun...


6. Soru:

Nişanlıyız, nikâhlanmak uygun mu?


Nikâhın ciddiyetini bilmek lâzım. Bazıları nikâhlanıyor da, resmi nikâh olmadığı zaman, sonra bozuşuyorlar. Dinî nikâhın mehirini de vermiyorlar. Bozulmasını kabul etmiyorlar veya erkek “Boşadım!” demiyor; gidip başkalarıyla evleniyorlar. Bu gibi tehlikeler var. Resmî nikâhı yaparlarsa oradan da bir zorlama olur, daha iyi olur.


7. Soru:

Önce dinî nikâh yapıp, sonra resmî yapılması konusunda emriniz nedir?

145

Mehmed Zâhid Kotku Hocamız’ın vasiyeti, tavsiyesi bana şu oldu:

“—Kişiler önce resmî nikâhı yapsın, dinî nikâhı ondan sonra yapsınlar.”

Neden? Çünkü resmî nikâh kayıtlı, resimli, imzalı oluyor; bozulması kolay olmuyor. Ama dinî nikâh; “boşadım” deyince boşanıyor. İki taraf nikâhlanıyor, sonra birbirlerine kızıyorlar, ayrılıyorlar. Mesela kız ayrılıyor, kocası da diyor ki:

“—Ben seni boşamadım!”

Gidiyor başkasıyla evleniyor. Başkasıyla nikâhlıyken bu tarafla evlenemez ki, ötekisi boşamadı ki... Böyle pürüzler çıkıyor. Millet dinî nikâhın önemini bilemiyor. Onun için, işi sağlama bağladıktan sonra yapmak daha iyi. Çünkü cahil. Nikâhın şakası olmuyor. Bazı şeyde şaka olmaz. Şaka olmayan şeylerden bir tanesi nikâhtır.


8. Soru:

Bir fakülte öğrencisiyim. Haram işlememek için bir kimseyle nikâh kıymak istiyorum. Bunun bir mahzuru var mı? Bazı sorumlulukları yerine getirmemiş olur muyum?


Muhterem kardeşlerim!

Ben Türkiye’nin bugünkü şartları içinde bu çeşit birçok işle karşılaşmış bir kardeşinizim. Allah’ın emri emirdir. Şakası yoktur. Dinî nikâh da nikâhtır.

Dinî nikâhın ehemmiyetini millet anlamıyor. Dinî nikâhı önceden yapıyor. Ama ortada resmen bir belge yok. Resmen bir belge olmayınca da medenî kanun bunların nikâhlarını muteber saymıyor, nikâhlı saymıyor. Bunları evli saymıyor. Evli saymadığı için de iki taraftan birisi bu işi beğenmeyip bozmak istediği zaman başını alıp kalkıp gidiyor. Ötekisine karşı vazifelerini yapmıyor veyahut başka ters şeyler oluyor.

Onun için bizim [Mehmed Zahid Kotku] Hocamız cennetmekân derdi ki;

“—Evladım, resmen nikâhını yapmamış bir insanın dinî

146

nikâhını kıyma!” Çünkü adam dinî nikâhı yapıyor, sonra bir kavga ediyorlar; ayrılıyorlar. Kız gidiyor birisiyle evleniyor, adam gidiyor başkasıyla evleniyor… Kız iki kocalı oldu. Birisine nikâhlıyken gitti başkasıyla evlendi. Bütün evliliği günah olacak. Bilmiyor işin ciddiyetini!

Sonra bozuşuyorlar, mehir meselesi var! Erkek verecek, vermiyor. Böyle şey olmaz. İşin ciddiyetini kavrasınlar. Resmî nikâhı yapsınlar, dinî nikâhı ondan sonra yapsınlar. Çünkü resmî nikâhı yapmayınca dinî nikâha ciddiyet atfetmiyorlar. Yanlış oluyor.


9. Soru:

Dinî nikâh yapmış olan bir insan ille zifafla sorumlu mudur?


“Böyle bir şey yoktur. Nikâh ille duhulü ve zifafı gerektirmez. Gayrı medhûlün bihâ olarak nikâhlı olarak, henüz daha

evlenmemiş olarak bir devre olması mümkündür. Bunun bir mahzuru yoktur. Aksine zifafı yapmakta mahzur vardır. Çünkü kanunla bağlanıp teyit edilmediği için sonunda çocukları olur, veled-i zinâ muamelesi görür. Ters şeyler olabilir. Bu iş şakaya gelmez. Bazı müslüman geçinen gençlerin de acayip şeyleri oluyor.

Bir yerde bazı şeyler anlattılar, onun için ben bu işlere çok ciddiyet atfedilmesini istiyorum. Oyuncak değildir. Nikâhın şakası olmaz. Nikâhın şakası da ciddidir, ciddisi de ciddidir. Nikâh en ciddi işlerden birisidir.

“—Aldın mı?

“—Aldım.” “—Vardın mı?

“—Vardım.” dedi mi biter bu iş.

“—Şaka yapmıştım. Çok sıkıştırdılar da öyle dedim…” Öyle şey yok! Geçmiş ola! Mükellefiyetleri insanın omzuna yüklenir.


10. Soru:

147

Kardeşim müftülükte müslüman olduğunu söylediği bir Romen kadınla evlendi. Ne yapmalıyız? Görüşme devam etmeli mi? Kendisinin İslâmî yaşantısı biraz zayıf.


Evlenmişse nasıl evlendi?

Tabii müslümanlar olarak bir büyük problemimiz var. Nikâhın rüknü icap ve kabuldür; yani kadın ve erkek, şahitlerin huzurunda birbirleriyle anlaşıyor. Suistimal olmasın, kötü bir yol çığır açılmasın diye şahitlerin huzurunda bizim mezhebimize göre icap ve kabulden ibarettir. Binâenaleyh, bu oldu mu nikâh olmuş oluyor. Fakat bu çeşitli yanlış uygulamalara da yol açtığından ciddiyetini kullanmıyorlar, gayri ciddi olarak yapıyorlar.

Osmanlılar zamanında da mahalle imamından kıydırtmışlar ve vesika almışlar, kayda geçirmişler. Yani işi tesadüfe bırakmamışlar, vesikaya bağlamışlar. Bunun biraz ciddi olması lâzım. Yoksa kişiler, falancayla anlaşıyor, iki tane de arkadaşından şahit uyduruyor, bakıyorsun evli insan, bir kadınla yaşamaya başlıyor. Biraz garip şeyler oluyor.

Bu da Romen bir kadın, “Müslüman oldum!” demiş. Görüşme devam etmeli mi? “Evlendi” diyor, kendisinin görüşmesini soruyor.

Evlenmişse, ona İslâm’ı öğretmek niyetiyle gelip gitmek olabilir. Karının kocanın İslâmî yaşantısı biraz zayıfmış. Bu kendisini korumak bâbında, “Oraya ailece gidelim mi gitmeyelim mi?” diyor. Kardeştir, gidebilir. Ama İslâmî ölçülere riayet etsin ve karşı tarafa da İslâmî durumları öğretmeyi esas alarak o niyetle gelip gitsin.


b. Nişan ve Nikâh


Soru:

Nişanlı iki kimse nikâhlı sayılır mı?


Nişan nikâh sayılmaz! Nikâh akdi yapılmadan; yâni,

“—Sen buna vardın mı?”

“—Vardım.”

148

“—Sen bunu aldın mı?”

“—Aldım.”

“—Tamam mı?”

“—Tamam!” diye nikâh akdi mün’akid olmadan, sözleşme yapılmadan yüzük takmakla, nişan yapmakla evlilik olmaz. O nişandır, sadece bir sözdür; nikâhın yerini tutmuyor.

Hattâ nikâh kıyan insan işin inceliğini bilmese de, “Sen bu zâta varır mısın?” dese; o da “E, varırım!” dese yine olmaz. “Ne zaman varacaksın?..” “Varırım işte bakalım...” Zaman belli olmadığı için, o zaman bile olmaz.

Onun için,

“—Sen bu kızı aldın mı?” “—Aldım!” “—Sen de buna vardın mı?” “—Vardım!” diyoruz. Mâzî (geçmiş zaman) sigasıyla söylüyoruz ki, iş bitti mânâsına gelsin diye... Onun için, nişan nikâh demek değildir. Nikâhlanmak şarttır, nişanlanmak yeterli değildir. O bir tanışıklık oluyor.

O zaman birbirlerine tesettürlü olmaları gerekiyor. Nikâhlarını yapıncaya kadar, diğer erkeklerin diğer kadınların birbirlerine durumları gibi oluyor. Yâni, o kadın sokağa çıktığı zaman, çarşıda pazarda, bakkala fırına gittiği zamanki gibi; o erkek de çarşıda pazarda, sokakta bir başka kadınla karşılaştığı gibi, dikkat etmesi gerekiyor.


c. Resmi Nikâh Yeterli


1. Soru:

Belediye nikâhı ile evlendik. Dinî nikâh yaptırmadık. Bir çocuğumuz da oldu. Komşular, “Dinî nikâh yoksa, çocuğunuz piçtir!” diyorlar. Bizi aydınlatır mısınız?


Nikâh iki kişinin, erkekle hanımın, beyle hanım efendinin icab ve kabulü ile olan bir akiddir, bir anlaşmadır. Bu tek başına yapılırsa olmaz. Şahitler huzurunda olacak ki, suistimal

149

edilmesin.

Ama bu, şahitler huzurunda olduğu zaman; tamam... Şahitler şahitlik ediyorlar ki; bunlar düğün yapmış, zina bahis konusu değil... Normal evleniyorlar bunlar, bu işin içinde sahte bir durum yok...

Şahitli isbatlı olunca, kayıtlı kuyutlu olunca, nikâhtır bu... Bunda şek şüphe yok... Ama, dua olmayınca, usulüne uygun kıyılmayınca bazı eksiklikler olabilir. Nikâh memurlarının ifadelerine, soruyu soruş şekline, cevabı alış şekline dikkat etmesi lâzım!.. Eğer böyle bir nikâh olmuşsa, evlilik tamamdır.

Tabii, kardeşimiz dinî nikâh yaptırmamakla bir kusur işlemiş, bir hayırdan, bereketten mahrum olmuş oluyor ama, öyle çocukların gayrimeşrû çocuk olması gibi bir durum yoktur. Onu boş yere üzmüşler. Çocukların da nesebi sahihtir; çünkü, nikâhla olmuştur.

O bakımdan Allah’ın izniyle, çocukları da sıhhatlidir, nikâhları da sağlamdır. Ama yakın zamanda bir de güzel dinî nikâh yapsınlar. Bu işin hayır, bereket, mübareklik meselesi vardır; onu da sağlasınlar.


2. Soru:

Yakında evleneceğim. Resmî olarak kabul edilen nikâhı yapmak imanı zedeler mi? Nikâhımı yaparsam müşriklere, tâğutlara boyun eğmiş olur muyum?


Hayır. Nikâh bir akittir. Şahitlerin huzurunda icapla kabulden oluşuyor. Binâenaleyh,

“—Vardın mı?” “—Vardım.” “—Aldın mı?” “—Aldım.” deyince bu akit yerine gelmiş oluyor.

Bu normal bir şeydir.

Yalnız İslâm’a göre resmî nikâh kıymanın sözleri hatalıdır. İslâmî bakımdan orada nikâh kıyma tamam olmuyor. Fakat fiilen de o merasim yapılmış oluyor. Defterlere de imza atılmış oluyor. Yani fiilî durum bakımından nikâhlarını kabul

150

etmiş oluyorlar.

Ama sözler faullü olduğundan, nikâhın yapılışında kullanılan ifadelerden dolayı bazı tenkitler var. O tenkitler haklıdır. Onun için hemen dinî nikâhı yaparak işi tamamlamak uygun olur. İmanın zedelenmesi gibi bir şey bahis konusu değildir. Nikâh nihayet bir akittir.


d. Oturum Almak İçin Boşanmak


1. Soru:

Memleketimizde insanlarımız Avrupa’da çalışabilmek için burada resmî nikâhlarını bozuyorlar. Avrupa’da oralı kadınlarla nikâh yapıp ecnebî kadınlarla evleniyorlar. Böylece orada oturum almaya hak kazanıp çalışıyorlar. Sonra da izne gelip buradaki hanımlarıyla karı-kocalık vazifelerinde bulunuyorlar. Resmî nikâhı bozma şahit huzurunda oluyor. Bunun hükmü nedir? Konya’nın bir çok ilçesinde bu tür olaylar oluyor, açıklamanızı rica ederiz.


Aziz ve muhterem kardeşlerim! Şakası olmayan bazı işler vardır, şakası hiç yoktur. Şakası da ciddîdir, ciddîsi de ciddîdir. Meselâ, köle âzâd etmek... “Seni âzâd ettim!” dediniz kölenize... Sonra, “Gel buraya, şaka yaptım. Azâd eder miyim, senden vaz geçemem; etmedim!” deseniz olmaz. “Azâd ettim!” dediniz mi, âzâd olur. “Şaka ettim...” Şakası olmaz bu işin...

Bunun gibi ciddî işlerden birisi de nikâhtır. Şahitler huzurunda “Ben bu kadını boşadım!” diyor. İtibar sözedir, içteki niyeti muteber değil... O söz söylendi mi, boşanma olur. Tekrar nikâhlanmadan o kadın ona helâl olmaz. Bu işin hükmü budur.

Allahu a’lem...


2. Soru:

Bir kimse kalbinden boşama fikri geçirse, bu hanım boş olur mu?


Olmaz! Öyle bir düşünceden dolayı, sırf kalbinden düşündü

151

diye, içinden geçirdi diye boş olmaz; müsterih olsun. Şeytan öyle vesveseler verir insana da, ondan sonra da böyle gecesini gündüzünü birbirine karıştırır. Öyle vesveselere pabuç bırakmayın, aldırmayın!


3. Soru:

Beyim tartışırken bana çok kızdı, “Seni bırakacağım!” dedi. Fakat sonra kızgınlığı geçince, söylediğine pişman oldu. Acaba bu sözle nikâhımıza bir zarar geldi mi?


Nikâhınıza bir zarar gelmez! Bırakacağım deyince, ileriye doğru, gelecek zaman kasdedildiği için, bir şey olmaz.


e. Nişanlıların Görüşmesi


Soru:

Nişanlı olup düğüne çok zaman varsa kişilerin görüşmesi mahzurlu mudur? İmam nikâhı olmasında bir mahzur var mı, görüşebilir mi?


Nişan bir ön akittir. Bakarsın biraz sonra, “Ver nişanını, al bohçanı...” ayrıldılar. Görüşürlerse, birbirlerine sözler söylerlerse, biraz daha ileri giderlerse ar olur. Onun için pek uygun değildir. Ama tesettürlü bir tarzda, kısa bir zamanda... Zaten tesettürlü olduğu zaman çarşıya pazara çıkıp alış veriş yapmaya da hakkı vardır. Ölçüyü kaçırmamak tavsiye edilir.


f. Nikâh Kıymak


Soru:

Fazla bilgim yok ama, beni hoca bilip nikâh kıymak için çağırıyorlar, gideyim mi?


Nikâh iki kişi arasında bir akittir, anlaşmadır, hukukî bir işlemdir. Ama bu şahitlerin huzurunda oluyor. Tabii, hoca efendilerin bu nikâhı kıyması, bereket olsun, dualı olsun, besmeleli olsun diyedir. Aslında hoca ne kadar kıysa, birisi evet

152

demedikten sonra, öteki evet demedikten sonra nikâhlanmış olmazlar. İkisi arasında oluyor işlem...

Onun için ikisine şöyle şeriatın gösterdiği adab ve ifadelerle sorup, aldım-vardım dedirten bir kimse nikâh kıyabilir. Bunun için başka bir şeye hacet yok!..


2. Soru:

Şehrimizde bir hoca kardeşimiz, 32 farzı bilmediği için bir damadın nikâhını kıymadı. Acaba nikâhın sahih olması için 32 farzı bilmek şart mı?


İnsan, “Lâ ilâhe illallah” dediği zaman mü’min oluyor. Ama, öteki şeyleri bilmeyince, cahil olmuş oluyor. Onları kısa zamanda öğrenmesi lâzım! “Lâ ilâhe illallah” deyip mü’min olan, henüz ötekileri öğrenmemiş durumda olan bir kimse, mü’min olduğundan nikâhı kıyılır. “Bunu öğren!” demek lâzım ama, kıymamak uygun olmamış.


3. Soru:

Bir kız, babasının daha sonra izin vereceğini bilirse ve zaruret durumu varsa, babasından habersiz nikâh kıydırabilir mi?


Nikâh hususunda bizim mezhebimizde esas olan kişilerin kendileridir. Şafii mezhebinde ve bazı mezheblerde velisinin izni de şarttır. Ama her şeyi usûlüyle yapmak için, hakkı olanlara sorarak nikâhı güzel yapmak olabilir. Ama bazen anneler babalar dinsiz oluyor, müslümana vermek istemiyorlar, açık kimseye vermek istiyorlar... Böyle garip durumlar olabiliyor. Esas itibariyle hak kendisinindir bizim mezhebimize göre...


g. Mehir Verilmeden Evlilik


1. Soru:

Mehir verilmeden olan evlilik zinâ mı?


Hayır! Mehir verilmeden, normal nikâh kıyılmış da

153

evlenilmişse zinâ değildir. Yalnız erkeğin kadına mehr-i misil verme mecburiyeti olur, o kadar...

Konuşulmamış, tayin edilmemiş, şimdi burada kadının ne kadar mehir hakkı var? Emsali kadınların mehri ne kadar oluyorsa, o kadar mehir verilir.

Nikâh sahihtir, zinâ değildir; erkek üzerinde mehir borcu vardır.


2. Soru:

Nikâhlı eşim fabrikada çalışıyor. Nikâhım zedelenir mi? Nikâhta mehir konusunu koymadım fakat bana helal etti. Hanefî mezhebine göre nikâh sahih olur mu?


Bir eşin çalışması nikâhı zedelemez. Tesettüre riayetle, kadın kadına, haramlara girmeden çalışma tamamen yasak değil. Mecburiyetler vardır, ızdıraplar vardır, sıkıntılar vardır; bazen öyle şeyler olabilir. Çalışmak bir kadının kocasına karşı nikâhını zedelemez, böyle bir şey bahis konusu değil.

Nikâhta mehir söylenmemişse, “Ben sana şu kadar mehir vaat ediyorum.” denmemişse mehr-i misil gerekir. Mehr-i misil demek, o emsaldeki kızlar o civarda ne kadara gidiyorsa, rayiç neyse hâkim, kadı efendi, hoca efendi tarafından mehir o kadar tayin edilir, o kadar vermesi gerekir.

Helâl edebilir; “Mehrimi sana helal ettim.” diyebilir. Demek ki mehre niyet etse mehr-i misil gerekir. Mehr-i mislini de kadın kocasına bağışlamış, helal etmiş; olur. Nikâha hiçbir şey olmaz.


h. Hanım Kocasını Tercih Etmeli


Soru:

Ben bir yıl evvel sözlendim ve ardından nikâhım yapıldı. Sözlüm dindar birisi olduğu için yöremizdeki âdetlere karşı ailem ona muhalefet etti. Babam her içeri girip çıktığında nişanlımın ayağa kalkmasını istedi. O da; “Ben bunu yapamam. Hocalarımız dahi bunu bizden istemiyor.” diye karşılık verdi. Babam tamamen nikâhlımdan ayrılmamı istiyor. Benimle nikâhlım arasında bir

154

bağ olduğu için ayrılmak istemiyorum. Beyim de ayrılmak istemiyor. “Aile ne derse beni tercih etmelisin.” diyor. Beyimi tercih ettiğimde ailemden kopacağımı düşünüyorum. Ne yapmam gerektiğini bilmiyorum.


Gayet net, yapılması bilinmeyen bir durum değil. Nikâhlı olduğu için kocasına itaat edecek. Ama kocanın o ayağa kalkma konusunda ısrarı, inadı doğru değil.

Peygamber SAS Efendimiz’in sahabe-i kirâma sözü var, Sa’d ibn-i Muaz Hazretleri, gelirken:8


قُومُوا إِلَى سَيِّدِكُمْ (خ. م. د. حم. عن أبي سعيدالخدري)


(Kùmû ilâ seyyidiküm) “Efendiniz için ayağa kalkın!” buyurmuş. Kavminizin ulusu, hürmete şâyan şahsı diye öyle söylemiş.

Kalkılabilir. Babaya kalkılır. Örfümüzde vardır. İslâmiyet örfe değer veriyor. O bakımdan, nişanlısının kalkmam demesi doğru olmamış. Kaynatayla damadın arası açılmış. Nikâhlı, yani kocasının sözünün dinlemek zorunda. Nikâhlanmasaydı...

İşte bu gibi problemler oluyor. Yani evleninceye kadar sözlü kalsaydı, o zaman anası babası istemeyince anasının babasının istediği tarzda hareket edebilirdi. Şimdi hareket etme hürriyetine sahip değil, çünkü ötekinin nikâhlı karısı, onun emrine uyacak.

Tavsiyem: Kocasına uyacak. Annesine babasına durumun ciddiyetini anlatacak. “Ben mecburum, nikâhlanmış bulunduk.” diyecek, onları yumuşatmaya çalışacak. Kocasına da birileri; “Kalkmakta, hürmet etmekte beis yokmuş, sen de nobranlığı bırak, biraz geçimli ol.” diyecek.



8 Buhàrî, Sahîh, c.X, s.251, no:2816; Müslim, Sahîh, c.IX, s.223, no:3314; Ebû Dâvud, Sünen, c.XIII, s.442, no:4539; Ahmed ibn-i Hanbel, Müsned, c.III, s.22, no:11184; Beyhakî, Sünenü’l-Kübrâ, c.VI, s.57, no:11096; Neseî, Sünenü’l-Kübrâ, c.V, s.62, no:8222; Ebû Saîd el-Hudrî RA’dan.

155
8. AİLE HAYATI