• /
  • Kütüphane
  • /
  • Seçme Dualar ve Sıkıntılardan Kurtuluş
  • /
  • 21 ilâ 40. sayfalar
1 ilâ 20. sayfalar

Öyle ise muhterem kardeş, "kul kusursuz olmaz", ata sözü uyarınca daima hatâ ve günahlarımız için tevbe etmeyi hiç hatırdan çıkarmayalım ve tevbemizde de sâdık ve samimi olalım. Ancak bu suretledir ki, Cenab-ı Hakk'ın lütuf, kerem, inâyet ve rızâi şerifinden ümidvar olabiliriz. Cümlemizi tevbesi kabul olan kullarıyla birlikte haşr etmesini Cenâb-ı Bârî'den tazarru ve niyaz edelim; kâmil ve sâlim bir imân ihsan etmesi için yalvaralım.

Aziz kardeşler, şunu da biliniz ki, bir insan mü'min doğmuşdur, adı da tabîi olarak müslüman adıdır. Hattâ namazını kılar, orucunu tutar, zekatını verir, hac dahî yapmışdır fakat îmânın farzlarını ve Allâh-ü Teâlâ'nın zâtî ve fi'lî sıfatlarını bilmezse, bilip de inanmazsa, şüphe ederse veya hâdisdir, mahlukdur derse, veya bu hususlarda kendisine sorulan suâllere cevab vermeyib sükût ederse, İmâm-ı A'zam (R.A.)'in Fıkh-ı Ekber'ine göre o kimse mü'min değildir. Bundan başka farzlardan bir farzı bilmeyib inkâr etse, sarih bir haramı mübah saysa, bir günahı küçümseyib bu kadarcık günahdan ne olur dese, bir sünnet-i şerifi beğenmeyip onu işleyeni tenkid etse veya Cenâb-ı Hakk'ın azabından korkmayıp emin olsa veya günahım çokdur diyerek Allah-ü Teâla'nın rahmetinden ümid kesse, bu saydığımız işlerin her hangi biri kendisinde bulunan kimse mümin ve müslim sayılmaz. Belki münafık olduğuna hükmedilir. Zira mümin o kimsedir ki; imânın farzlarını, Allah-ü Teâla'nın bütün sıfatlarını tereddüdsüz bilen, haram kıldığı şeylerin haramlığına inanan ve peygamber (S.A.S.) Efendimizin sünnet-i şeriflerini sünnet bilip kabul eden, Cenab-ı Hakk'ın azabından korkan ve rahmetinden ümid kesmeyen, hataları sebebiyle Allah-u Teâlâ'ya tazarru' ve niyaz edip, tevbesinin kabulünü uman kimsedir. Hemen Cenab-ı Hakk Cümlemizi tevbesi kabul olan kulları arasına katsın. Amîn.
 
 

21

İSLAM'DA OTUZ İKİ FARZIN BEYANI

I ) İMANIN FARZLARI 6'DIR;

1) Amentü Billahi,

2) Ve Melâiketihî,

3) Ve Kütübihî,

4) Ve Rusülihî,

5) Vel-yevm-il ahiri,

II) NAMAZIN FARZLARI 12'DİR;

Altısı Erkân (içinden) dir:

    1) İftitâh tekbiri,

    2) Kıyâm,

    3) Kırâat,

    4) Rükû

    5) Sucûd,

    6) Ka'de-i ahîre'dir.

          Altısı Şart (dışından)dır:    1) Hadesden Tahâret,

    2) Necâsetten Tahâret,

    3) Setr-î avret

    4) Kıbleye dönme,

    5) Vakit,

    6) Niyyet etmekdir.

III) İSLAMIN FARZLARI 5'DİR;1) Şehâdet getirmek,

2) Namaz kılmak,

3) Oruç Tutmak,

4) Zekât vermek,

5) Hac etmek.

IV) ABDESTİN FARZLARI 4'DÜR;1) Yüzünü yıkamak,

2) Kolları yıkamak,

3) Başını mesh etmek,

4) Ayaklarını yıkamak..

V) GUSLÜN FARZLARI 3'DÜR;1) Ağzını yıkamak,

2) Burnunun içini yıkamak,

3) Bütün bedenini yıkamak.

VI) TEYEMMÜMÜN FARZLARI 2'DİR;1) İki defa darb,

2) Niyyet etmekdir.

İMANIN FARZLARININ AÇIKLAMASI

1- Âmentü Billahi: Allah-ü Teâlâ'nın varlığına, birliğine, varlığının kendi zâtının muktezâsı olduğuna ve bütün yarattıklarını yokdan var ettiğine, kemâl sıfatlan ile muttasıf, noksan sıfatlardan münezzeh ve müberrâ olduğuna, kalbimle inanıp dilim ile şehâdet ve tasdik ederim. Şüphem yokdur ki, O birdir. Ortağı ve benzeri yokdur. O ezelîdir, ebedîdir, varlığının önü ve sonu yokdur, mekânla mukayyet değildir, cihetlerden münezehdir, varlığı kendi zâtının müktezâsıdır, başkasından değildir.

22

Şu zâtî sıfatları ile kemallıdır:

    Hayât, İlim, Semi', Basar, İrâde, Kudret, Kelâm, Tekvin

Sıra ile mânaları:

    Hayât: Diridir. Diri olması Hayat sıfatıyladır. Yarattıkları gibi ruh ile değildir.

    İlim: Her şeyi bilendir. Bilişi İlim sıfatı iledir. Bizim gibi öğrenmekle değildir.

    Semî: Her şeyi işitir. İşitişi Semî sıfatı iledir. Kulak ile değildir.

    Basar: Her şeyi görür. Görüşü Basar sıfatı iledir. Göz ile değildir.

    İrâde: Her şey onun isteği ile olur. Oluşu İrâde sıfatı iledir. Bizim gibi kalb ile değildir.

    Kudret: Her şeyi yapmağa kadirdir. Kâdîr oluşu Kudret sıfatı iledir. Beden kuvveti ile değildir.

    Kelâm:Kelâm söyleyicidir. Söylemesi Kelâm sıfatı iledir.Dil ile değildir.

    Tekvin: Yaratıcıdır. Yaratması Tekvin sıfatı iledir. El ve beden ile değildir. Çünkü Allâh-u Teâlâ'nın hiç bir sıfatı                 yarattıklarınınkilere benzemez. Her varlığın yaratıcısı olan Allâh-ü Teâlâ yarattıklarının rızıklarını da Tekvin sıfatı ile yaratır. Kemâl sıfatları ile muttasıfdır. Noksan sıfatlardan münezzehdir.

İnsanî hallerden ve azâlardan, aczden, doğmadan, doğurmadan, erkek ve dişilikden nefisden, şehvetten münezzeh ve müberrâdır. Yerler ve gökler, dünya ve ahiret, cennet ve cehennem onun mülküdür. Mülkünde istediği gibi hükmeder. Onun hükmünü bozacak, bir kuvvet yoktur, O zulümden münezzehdir. Hiç bir mahlukuna zulum etmez. Bütün işleri fazlıyla ve adliyledir. Zâtı ile kâimdir. Mekâna muhtaç değildir. Dilediğine hidâyet eder. Dilediğini dalâlete düşürür. Dilediğini cennetine ve dilediğini Cehennemine koyar. Şefâatçıların şefaati ancak onun izni iledir, izni olmayan kimselere şefaat imkanı yoktur.

23

Şimdi ey kardeş, Kâdir, Kayyûm, Mâlik'el-mülk ve Hâkim-i Mutlak olan Allâh-ü Teâlâ'dan çok korkup emr-i şerifine uymak, nehiylerinden kaçınmak ve bilhassa imânımızı çok güzel tahkîk ve talîm etmek, birinci vazifemizdir. Acizliğimizi dâimâ düşünerek hareketlerimizi ona göre ayarlayalım ki, buda ancak Allah-ü Teâlâ'yı iyi bilmek ve farzlarını ve sıfatlarını iyi bilmekle mümkün olur. Mağfiret ve rahmeti vâsî olan Mevlâmız, bizlere kâmil ve salim bir îmânı nasib ve müyesser buyurarak, kerem ve rahmetini bizlerden esirgemesin, Amin. Bi-hürmeti Seyyid-el mürselîn.

2- Ve Melâiketihî: Yine kalbimle inanıb dilimle şehâdet ve tâsdik ederim ki, Allah-ü Teâlâ'nın melekleri vardır. Her biri Allâh-ü Teâlâ'nın emr-i şerifini yerine getirirler ve ona itâat ederler, katiyyen âsî olmazlar, yemezler, içmezler, giymezler, kuşanmazlar, doğmazlar, doğurmazlar, onlarda erkeklik dişilik yokdur. Meleklerin de büyükleri vardır. Bunlar Cebrâil, İsrâfil, Mîkâîl, ve Azrâîl aleyhisselâmlardır. Aynca bir takım muhâfız melekler de vardır ki, bunlardan bazıları hasenât ve seyyiâtımızı yazmaya, bazıları da bizleri çeşitli belâlardan korumakla görevlidirler.

24

3- Ve Kütübihî: Yine kalbim ile inanır dilim ile şehâdet ve tasdik ederim ki, Allah-ü Teâlâ'nın Peygamberlerine indirdiği kitabları hakdır. Bütün kitabları ezeli kelam sıfatı ile kelamlanmıştır. Bunlardan asla şüphem yokdur. İndirilen kitabların yüzü sahîfe, dördü de büyük kitab olmak üzere yüzdörtdür. Dört büyük kitab şunlardır: Tevrât, Zebur, İncîl ve Kur'ân-ı azîmüşşandır. Kur'ân-ı kerim bizim Peygamberimiz ve Efendimiz Hazreti Muhammed (Sallallâhü aleyhi ve sellem)’e yirmi üç yılda nazil olmuştur. Kendinden evvel indirilen kitabların hükümlerini kaldırmışdır. Kıyâmete kadar ancak Kur'ân-ı Kerim'in hükümleri bakî kalacakdır. Değişme ve tahriften korunmuş tek kitab Kur'an-ı Kerim'dir.

4- Ve Rusülihî: Yine kalbim ile inanıb dilim ile şehâdet ve tasdik ederim ki, Allah-ü Teâlâ'nın Peygamberleri hakdır. Hepsinin ilki hazreti Adem aleyhisselâm ve sonuncusu da Peygamberimiz Efendimiz Muhammed Mustafâ (Sallallâhü aleyhi ve sellem)'dir. Bu ikisiyle berâber, aralarında ne kadar peygamber geldiyse hepsine inandım. İmân ettim. Ancak Peygamberimiz Efendimiz, yalnız insanlara değil, cinlere de teblîğ vazîfesiyle mükellef olarak vazîfelendirilmiştir. Kendinden evvelki bütün şerîatlerin hükümlerini kaldırmıştır. Ancak kendi şeriati kıyamete kadar bâkî kalacakdır. Kendinden sonra başka peygamber de gelmeyecekdir.

25

5- Ve'l yevmil ahırî, Ve'l-ba'sü ba'del-mevt; Yine kıyâmet gününe yani öldükden sonra tekrar dirileceğimize kalbim ile inanıp dilim ile şehâdet ve tasdik ederim ki hakdır. Kat'iyyen şüphem yokdur. Cenâb-ı Hakk'ın zât, sıfat ve Esmâ-i Şeriflerinden gayri bütün yaratıklar ölecekler. Dünyadaki işledikleri hayır veya şerrin hesabını vermekle mükellef olanlar yine diriltileceklerdir. O günün hesabı hakdır. Dünya'da hayır ve sevab işleyenlerin, Cennet'te taltif edilecekleri, şer ve günâh işleyenlerin ise cehennemde azâb görecekleri hakdır. O günde kimsenin kimseye faydası olmaz. Herkes kendi derdiyle baş başadır. Cenâb-ı Hakk o günde cümlemizi hesabsız cennetine koyacağı kulları arasına idhâl buyursun, âmin.

6- Ve Bi'l-kaderi hayrihî ve ?errihi minallâhî Teâlâ:Yine kalbim ile inanıb dilim ile şehâdet ve tasdik ederim ki, hayır da şer de Allâh-ü Teâlâ'nın takdiri iledir. Biz kullara düşen, irâdemizi Cenâb-ı Hakk'ın rızay-ı şerîfine uygun olarak kullanmakdır. Ya'ni emirlerini tutup, nehiylerinden son derece kaçınmakla mükellefiz. Bunların aksine hareketimizin dünyâmızı da ahiretimizi de zindan edeceğinde şüphemiz yokdur.

26

NAMAZIN FARZLARI

Namazın Farzları Oniki'dir: 6'sına Şart, 6'sına Erkân derler.

ŞARTLAR ŞUNLARDIR::

1) Hadesten Taharet:Namaz kılacak kimsenin önce abdest alması, cünüb ise gusl etmesidir. Ancak bu sûretle hadesten temizlenmiş olmakla namaz kılınabilir.

2) Necasetten Taharet: Namaz kılacak kimse vücûdunu, namaz kılacağı yeri, namazda giyeceği elbise ve çamaşırlarını, namaza mâni olmayacak ?ekilde temizlemek veya temiz olmasına dikkat etmekdir.

3) Setr-i avret: Namaz kılacak kimsenin avret yerini namazda iken açılmayacak suretde örtmekdir. Erkeklerin âvret yeri göbeğinin üstünden diz kapaklarının altına kadardır. Kadınların ise, yüzleri, ellerinin içi ve ayaklarının altı müstesna bütün vücutları âvrettir. Bir kadın ince bir tül ile başını örtse, bu tülden saçları, kulakları veya gerdanı görünse, namazı fâsid olur.

4) İstikbâli Kıble:Zarurî olmadıkça namazı kıbleye, yani kâ'be-i şerife yönelerek kılmak.

5) Vakit: Her namazı vakti içinde kılmak.

6) Nîyyet: Hangi namazı kılacaksa Allah rızası için o namaza niyyet ve kasdetmek..
 
 

27

NAMAZ FARZLARININ DİĞER 6'SINA ERKAN DENİR.

ERKANLAR ŞUNLARDIR:

1) İftitâh Tekbîri: Namaza ba?larken elleri kulaklar hizasına kaldırarak Allah-ü Ekber diyerek başlamak.

2) Kıyâm: Farz ve vâcib namazları mazereti olmadıkça ayakda durarak kılmak.

3) Kıraat: Harfleri sarâhatle belirterek Kur'ân'dan bir miktar okumak.

4) Rükû’: Namazda belini bükerek sırtı dümdüz olacak şekilde eğilmek.

5) Sücûd: Yedi âzâyı yere temas ettirmek suretiyle secde etmek. Bu âzâlar şunlardır: Alın-burun, iki el, iki diz ve iki ayak uçlarıdır. Ayak parmak uçlarını yerden kaldırmadan parmakları bükerek uçlarını kıbleye çevirmektir.

6) Ka'de-i Ahîre: Her namazın sonunda Et-tahıyyati okuyacak kadar oturmak (Allâhümme salli ile Allâhümme bârik'i de okumak efdaldir).
 
 

İSLAM'IN FARZLARI

1) Kelime-i Şehâdet:Eşhedü en lâ ilâhe illâllâh ve eşhedü enne Muhammeden Rasûlullah.

2) Namaz kılmak: Her gün beş vakit namaz kılmak.

3) Oruç tutmak: Mübarek Ramazan ayında oruç tutmak.

28

4) Zekât vermek: Her sene menkûl malının ve parasının kırkda birini zekât olarak vermek.

5) Hac etmek: Sıhhati ve malca imkanı olunca ömründe bir kere hac farîzasını yapmak.
 
 

ABDESTİN FARZLARI

Abdestin Farzları dörttür:

1) Yüzünü yıkamak: Saçların ve kulakların dibinden çenenin altıyla beraber yıkamak.

2) Kollarını yıkamak: Dirsekleriyle beraber kollarını yıkamak.

3) Başını mesh etmek: Başını dörtde birinden az olmamak üzere bir kısmını mesh etmek.

4)  Ayaklarını yıkamak: Ayaklarını topuk kemiklerinin üstüne kadar yıkamak.
 
 

GUSLÜN FARZLARI

Guslün Farzları üçtür:

1) Ağzını yıkamak: Ağzına bol su alarak çalkalayarak yıkamak.

2) Burnunu yıkamak: Burnunun içine bolca su çekerek yıkamak.

29

3) Bütün bedenini yıkamak:Bütün vücudunu iğne başı kadar kuru yer kalmayacak surette yıkamak.
 
 

TEYEMMÜM FARZLARI

1) Niyyet etmek: Başlarken Allah rızası için teyemmüme niyet ediyorum demek..

2) İki defa darb etmek: İki avucunu temiz toprağa vurub silktikden sonra evvelâ yüzünü, sonra bir defa daha aynı şekilde toprağa vurup iki kolunu dirseklerine kadar mesh etmekdir.

30
BÜYÜK TEVESSÜL DUASI

Bu dua Cenab-ı Hak feyyâz-ı mutlak Hazretlerince en kabule şayan duâlardandır. Çünkü Cenab-ı Hakka, Habib-i Ekrem'inin yüksek ahlak ve hasletlerini senâ ve vesîle ederek yapılan bu nev'i tevessül dualarının reddedilmez olduğunda ekseriyetin re'yi vardır. Ancak duayı yapanın Cenab-ı Hakk’ın farz ve vaciblerine ve Habib-i Ekremi'nin sünnetlerine hakkıyle riâyet ve muhabbeti gereklidir.

SEYYİDÜL-İSTİĞFAR

l— (Allâhümme ente Rabbî la ilahe illâ ente halaktenî ve ene abdüke ve ene âlâ ahdike ve va'dike mesteta'tü eûzü bike min şerri mâ sana'tü ebûu leke bi-ni'metike aleyye ve ebûü bizenbî fağfir lî feinnehû la yağfirü'z-zünûbe illâ ente.)

Manası: "Allahım! Sen benim Rabbimsin, senden başka ilah yoktur. Beni sen yarattın. Ben senin kulunum. Ben gücüm yettiğince sana verdiğim söz ve vadimi yerine getirmeye çalışıyorum. Yaptığım işlerin kötülüğünden sana sığınırım. Bana verdiğin nimetlerini itiraf ediyorum. Günahlarımı da itiraf ediyorum. Beni bağışla. Zira günahtan ancak sen bağışlarsın." demekdir.

31

 

SALÂT-Ü MÜNFERİCE

2(Allâhümme salli salâten kâmileten ve sellim selâmen tâmmen âlâ seyyidinâ Muhammed'ini-llezi tenhallü bihi'l-ukadu ve tenfericü bihi'l-küreb ve tukzâ bihi'l-havâicu ve tünâlü bihi'r-Regâib ve husn'ül-havâtimi ve yüsteskal-ğamâmü bi vechihi'l-kerîm ve alâ âlihî ve sahbihî fî küllî lemhatin ve nefesin bi adedi külli ma'lümîn leke).

Manası: "Allahım! Kendisiyle düğümlerin çözüldüğü, sıkıntıların dağıldığı, ihtiyaçların giderildiği, arzuların elde edildiği, güzel akibetlere kavuşulduğu, yüce zatıyla bulutların sulandığı efendimiz Muhammed (S.A.S.)'e, ehl-i beytine ve ashabına her an ve her nefeste sence malum varlıklar sayısınca tam bir salât ve selam eyle." demekdir.

 

SALÂT-Ü MÜNCİYE

 

3— (Allâhümme salli alâ seyyidinâ Mııhammedin salâten tüncînâ bihâ min cemî-il ehvâlî ve'l-âfât ve takdî lenâ bihâ cemî-al hâcâti ve tutahhirünâ bihâ mîn cemî'is seyyiât ve terfe'unâ bihâ a'led-derecâti ve tübelliğûnâ bihâ aksa'l gâyât min cemî-il hayrâti fil-hayâti ve ba'del memâti.)

Manası: "Allahım! Efendimiz Muhammed (S.A.S.)'e salât (selamet) eyle ki, o salâtla bizi bütün korku ve musibetlerden kurtarır, onunla bütün ihtiyaçlarımızı giderir, o sayede bizi bütün günahlardan temizler, bizi en yüce makamlara vardırır, dünyada ve öldükden sonra hayırlı olan en uzak hedeflere ulaştırırsın." demekdir.

32

TEVHİD DUASI

(Her zaman okunur.)

 4— (La ilâhe illallâhü'l-Melikü'l-Hakk'ül-Mübîn. Muhammed'ür-Resûlullâh sâdık'ul-va'di'1-Emîn.)

 

TEVHİD DUASI

 (Sabah namazlarından sonra okunması efdaldir.)

 

5— (La ilâhe illallâhü'l-azîmül-Halim,

Lâ ilâhe illallâhü Rabbü'l-Arşi'l-âzîm,

Lâ ilâhe illallâhü Rabbü's-Semâvâti's-seb’ı ve Rabbü'l-Ardı ve Rabbü'l-Arşi'l-Kerîm).

 

İLTİCA DUALARINDAN

 

6— (İlâhî asaytüke bi cehlî ve kazâke, fa'fü annî bi hılmike ve rızâke, vekşif an kalbî hıcâbe ğafletî hatta erâke, yâ men lâ ta'cel bi ukûbetihî alâ men asâke, vec'al es'ade eyyâmî yevme likâke ve teveffenî, varda annî bi rahmetike, ya Erhamer-Rahimîn, ve'1-hamdü li'llâhi Rabbi'l-Alemîn).

Manası: "İlahi! Cehaletim sebebiyle sana ve hükmüne karşı geldim. Hilmin ve rızanla beni affet. Seni görebilmem için kalbimin perdesini aç. Ey kendisine isyan edeni hemen cezalandırmayan! Sana kavuştuğum günü en mesud günüm eyle. Ey Merhametlilerin en merhametlisi benden razı olarak canımı al. Hamd alemlerin rabbi Allah'a hastır." demekdir.

33

 

SEYYİDÜ’S-SALAVAT

 

7— Allâhümme sallî âlâ seyyidinâ Muhammedin ve Âdeme ve Nûhın ve İbrâhime ve Musâ ve İsâ ve mâ beynehüm min'en-Nebiyyîne ve'1-Mürselîn salavâtullâhi ve selâmühû aleyhim ecmaîn).

Manası: "Allahım! Efendimiz Muhammed (S.A.S.)'e, Adem'e, Nuh'a, İbrahim'e, Musa'ya, İsa'ya ve aralarında geçen diğer nebi ve elçilere rahmet et. Allahın selam ve salâtı hepsine olsun." demekdir.

ÂYETÜ 'L-FEREC DUÂSIYLA BERABER

8— (Lâ ilâhe illâ ente sübhâneke innî küntü min 'ez-zâlimîn. Rabbî amiltü sûen zalemtü nefsî ve ente Erham'ür-Rahımîn).

Manası: "Senden başka ilah yoktur. Seni noksanlıklardan tenzih ederim. Ben nefsime zulmedenlerden oldum. Rabbim! Kötülük yaptım. Kendime yazık ettim. Sen merhametlilerin en merhametlisisin." demekdir.

 

HAZRET-İ PEYGAMBER (S.A.S.) EFENDİMİZİN ÇOK OKUDUĞU DUALARDAN

 

9— (Allâhümme tahhir kalbî min'en-Nifâkı ve amelî min'er-riyâi ve aynî min'el-hıyâneti, feinneke ta'lemühâinet'el-a'yüni ve mâ tuhfî's-sudûr. Sübhânallâhi ve bi hamdihî, Allâhümm'ağfir lî zünûbî, ve vessi' aleyye nzkî ve hassin hulkî, ve tayyib lî kisbî, Ve akni'nî mimmâ rezaktenî ve tuhricnî min'ed-dünyâ hattâ terdâ annî, bi rahmetike ya Erham 'er- Rahımîn).

34

Manası: "Allahım! kalbimi nifaktan, amelimi riyadan, gözümü hainlikten temizle. Zira sen gözlerin hainliklerini ve gönüllerin sakladıklarını bilirsin. Ona hamdederek noksanlıklardan tenzin ederiz. Allahım! Günahlarımı bağışla, rızkımı genişlet, ahlakımı güzelleştir. Kazancımı helal eyle. Verdiğinle yetindir. Beni, benden çevirdiğin şeye yöneltme. Ey merhametlilerin en merhametlisi! Rahmetinle benden razı olarak beni bu dünyadan göçür." demekdir.

 

10— (Allâhümmec'al hayre umrî ahırehû, vec'al hayra a'mâlî havâtimehâ, ve'c'al hayra eyyâmî yevme likâke).

Manası: "Allahım! En hayırlı ömrümü son kısmını yap. Amellerimin en hayırlısını son amellerim yap. Sana kavuştuğum günü, günlerimin en hayırlısı yap." demekdir.

 

PEYGAMBER (S.A.S.) EFENDİMİZİN HIRA MAĞARASINDA YAPTIĞI DUALARDAN

11— (Yâ mûnis'el-müstevhış'în, yâ enî'el-münferidîn, yâ zahîr'el-münkatı 'în, yâ mâl'el-mukillîn, yâ kuvvet'el-müs-tez'afîn, ya kenz'el-fukarâi, yâ mevzı'a şekv'el-ğurebâi, yâ müteferriden bi'1-Celâlî, yâ ma'rûfen bi'n-nevâli, yâ kesîr'el-efdâli, Eğ'ıs nî ınde kürbetî bi hakkı habîbike ve âlihî ecmâ'în).

35

Manası: "Ey gariplerin yoldaşı! Ey yalnızların yandaşı! Ey ümitsizlerin desteği! Ey fakirlerin serveti! Ey hor görülenlerin gücü! Ey fakirlerin hazinesi! Ey gariplerin şikayet mercii! Ey celalde tek olan! Ey ikramla tanınan! Ey ihsanı çok olan! Sıkıntı anında habibinin ve ehl-i beytinin hürmetine bana yardım et." demekdir.

 

HAZRET-İ ALİ KERREMALLÂHÜ VECHEHÜ EFENDİMİZİN DUÂSI

 12— (Allâhümme innî eûzü bike min'eş-şikâkı ve'n Nifâkı ve sûi'l-Ahlâkı bi rahmetike yâ Erham'er-Râhimîn).

Manası: "Allahım! Nifaktan, düşmanlıktan, kötü ahlâktan sana sığınırım. Ey merhametlilerin en merhametlisi!" demekdir.

 

HAZRET-İ ÂDEM ALEYHİSSELÂMIN DUÂLARI

 

13— (Allâhümme ecirnâ min'en-nâr ve edhılne'l-Cenne-te mea'l-ebrâr, bi fazlike ve keremike yâ azîzü yâ ğaffar, Allâhümme yâ muhavvil’el-havli ve'l-ahvâl, havvil hâlenâ ilâ ahsen'il-hâl, rabbenâ zalemnâ enfüsenâ ve in lem tağfir lenâ ve terhamnâ le nekûnenne min'el-hâsirîn).

Manası: "Allahım! Bizi cehennemden koru. Ey bağışlaması bol yüce olan Allahım! Lütuf ve kereminle bizi faziletli kişilerle birlikte cennete koy. Ey güç ve halleri değiştiren Allahım! bizim halimizi en güzel hale çevir. Ey rabbimiz! Biz kendimize yazık ettik. Şayet bizi bağışlamaz, bize merhamet etmezsen mutlaka zarar görenlerden oluruz." demekdir.

36

 14— (Allâhümme innî es'elüke bi Hakkı Muhammedin ve âlî Muhammedin, Sübhâneke Allâhümme ve bi hamdike, amiltü sûen ve zalemtü nefsî, fağfir lî fe innehû la yağfıru'z-zünûbe illâ ente, fe tüb aleyye, inneke ente't-tevvâb'ür-Rahîm).

Manası: "Allahım! Muhammed (S.A.S.) ve ehl-i beytinin hürmetine senin rahmetini isterim. Allahım seni teşbih eder sana hamdederim. Kötülük işledim. Kendime yazık ettim. Beni bağışla. Zira senden başka günahları bağışlayacak yoktur. Tevbemi kabul et. Sen tevbeleri çokça kabul eden çok merhametli olansın." demekdir.

 

HAZRET-İ YUNUS'UN DUÂLARINDAN

 

15— (Allâhümme yâ Rabbî yâ Hayyü yâ Kayyûmü yâ bedî'as-Semâvâti ve'l-ardı yâ ze'l-Celâli vel-İkrâm, yâ lâ ilâhe illâ ente sübhâneke innî küntü min'ez-zâlimîn).

Manası: "Allahım! Ey Rabbim! Hayy ve kayyum olan, yer ve göklerin eşsiz yaratıcısı! Ey ikram ve celal sahibi! Ey kendinden başka ilah olmayan! Seni teşbih ederim. Ben nefsine zulmedenlerden oldum." demekdir.

37

HASTALAR İÇİN ŞİFA DUÂLARI

(Üçer defa okumalı)

 

16— (Bismillâhi erkîke min külli şey'in yü'zîke ve min şerri külli nefsin ev aynin hâsidin Allâhü yeşfike).

Manası: "Seni rahatsız eden herşeyin şerrinden Allah adıyla sığınırım. Her nefsin kötülüğünden, her hasetçi gözün şerrinden sana ancak Allah şifa verir (veya versin)." demekdir.

17— (Bismillâhi erkîke min külli şey'in v-Allâhü yeşfîke min dâin fike min şerr'in-neffasâti fi-l-ukadi ve min şerri hâsidin izâ hased).

Manası: "Allah adıyla her şeyin şerrinden senin namına sığınırım. Allah sende olan her hastalığa şifa versin. Düğümlere üfleyen sihirbazların, haset ettiği vakit hasetçinin şerrinden de Allah seni korusun." demekdir.

 

18— (Bismillâhi eûzü bi ızzetillâhi ve kudretihî min şerri mâ ecidü ve ühâzirü).

Manası: "Allah adıyla... hissettiğim ve çekindiğim şeylerin şerrinden Allanın izzet ve kudretine sığınırım." demekdir.

 

19— (Allâhümme Rabbe'n-nâsi ezhib'il-be'se; işfî en- te'ş-şâfî lâ şifâe illâ şifâeke şifâen lâ yuğâdirü sakamen).

38

Manası: "Allahım! Ey insanların Rabbi! Sıkıntıyı gider. Şifa ver. Zira sen şifa verensin. Senin verdiğin şifadan başka şifa yoktur. Senin şifan hastalık bırakmaz." demekdir.

 

HASTAYA OKUNACAK DUÂ

 (Üç kere okuna)

20— (Allâhümme salli âlâ Seyyidinâ Muhammedin tıb-bi'1-kulûbü ve devâihâ, ve âfiyet'eli'bdâni ve şifâihâ ve nûri'l-ebsâri ve zıyâihâ).

Manası: "Allahım! Kalblerin tıbbi ve şifası olan, bedenlerin afiyeti ve şifası olan, gözlerin nur ve ziyası olan efendimiz Muhammed (S.A.S.)'e rahmet et." demekdir

 

HACET DUASI

 

21— (Allâhümme yâ mütefettih'el-ebvâb yâ müseb- bib'el-esbâb, yâ mukallib'el-kulûbi ve'1-ebsâr, yâ delîl'el-mütehayyirîn, ya gıyâs'el-müsteğîsîn, tevekkeltü aleyke yâ Rabbi ve fevveztü emrî ileyke yâ Rabbi, velâ havle ve lâ kuv- vete illâ billâh'il-aliyy'il-Azîm, ve sallallâhü alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âlihi ve sahbihî ecma'în'et-tayyibîn).

Manası: "Ey kapılan açan, sebepleri yaradan, kalbleri ve gözleri çeviren, şaşkınlara yol gösteren, dara düşenlerin imdadına yetişen Allahım! Sana güvendim ya Rabbim! İşimi sana havale ettim ya Rabbim. Güç ve kuvvet ancak yüce Allah sayesindedir. Allah, tertemiz olan efendimiz Muhammed (S.A.S.)'e ehl-i beytine ve ashabına rahmet etsin." demekdir.

39

 

TECDİD-İ İMAN DUALARI

 

22— (Radînâ billahi Teâlâ rabben ve bi'l-İslâmı dînen, ve bi-Muhammedin Sallâllâhü teâlâ aleyhi ve selleme nebiy- yen ve resûlen ve bi'1-mü'minîne ihvânen ve bi's-Sıddîkı ve Fârukı ve Zinnûreyni ve Murtezâi Eimmeten ve bi'l Cenneti sevâben ve bi'n-nâri ıkâben).

Manası: "Rab olarak Allah'dan, din olarak islamdan, nebi ve rasul olarak Muhammed (S.A.S.)'den, kardeş olarak mü'minlerden, imam olarak Ebu Bekir, Ömer, Osman ve Ali'den, sevap olarak cennetten, ceza olarak cehennemden razı olduk." demekdir.

 

23— (Âmentü billâhi ve melâiketihî ve kütübihî ve rüsulihî ve'1-yevmi'l-âhıri ve'lba'sü ba'del-mevti ve bi'l-ka-deri hayrihî ve şerrihî min-Allâhi Teâlâ ve'1-hısâbi ve'l-mîzânî ve'1-Cenneti ve'n-nâri hakkun küllühâ v-Allâh-ü Teâlâ vâhıdün la min tarîk-ıl adedi ve lâkin min tarîki ennehû la şerîke lehû, lem yelid ve lem yûled ve lem yekün lehû küfuven ehad).

Manası: "Allah'a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, ahiret gününe, öldükten sonra dirilmeye, hayrın ve şerrin Allah'dan geldiğine (kadere), hesaba, mizana, iman ettim. Hepsi de haktır. Allah birdir. Bu, sayı yönünden değil, Onun ortağı olmaması, doğmamış, doğurmamış ve hiç bir dengi olmaması yönündendir." demekdir.

40
41 ilâ 60. sayfalar