03. ALLAH SEVGİSİ

B. ÇEŞİTLİ YAZILAR


01. İHTİSASA HÜRMET



Halil NECATİOĞLU


A’meş3 rahimehu’llàh, Ebû Hanife Hazretleri’nden bir mesele sordu. Hazret-i İmam da cevabını verdi.

A’meş:

“—Ey Ebû Hanife! Bu cevabı sen nereden çıkardın?” dedi.

Ebû Hanife de:

“—Senin bize nakil ve rivayet ettiğin filanca hadis-i şeriften çıkardım.” deyince, İmam A’meş hayret ve takdirle:

“—Ey fakîhler! Muhakkak ki sizler tabipsiniz, biz muhaddisler ise sadece ilâç yapmaya yarayan eczayı satıyoruz.” buyurdu.

Aynı zamanda İmâm-ı Âzam Hazretleri’nin meselelere ve vesikalara son derece derin bir nüfuz kabiliyeti olduğunun delili olan bu fıkradaki teşbih ne kadar güzel, mâkul ve münsifânedir.


Yerden çıkan çömlek parçalarının kıymet derecesini bir arkeolog, bir kitabeyi bir tarihçi, bir taş veya madeni de jeolog anlar ve takdir eder. Ayrıca, çeşit çeşit parçaları —bir usül dairesinde— ancak ihtisas sahibi bilgili bir üstad, yerli yerine koyarak bir kompozisyon yapar. İşe yarayacak parçayı, ikinci plâna bırakılması gerekeni, değerliyi, mühimi o tefrik edebilir. Bu sebepten, meselâ yün eğirmek, boyamak başka; onları yerli yerine kullanarak kumaş ve güzel desenli halı, kilim, yapmak da başkadır.

Taş, kireç, mermer, tahta... gibi malzemeyi ancak usta ve



3 İmam A’meş (60-148 Hicrî, 679-765 Milâdî), Hicaz’da el-Zührî’den ve Enes b. Mâlik RA’dan hadis okumuş muhterem bir muhaddis idi.

A’meş; gözü sulanan, zayıf gören mânasına gelir. Onun lakabıdır. Asıl adı Ebû Muhammed Süleyman b. Mihran olup, Kûfe’de vefat etmiştir.

47

mütehassıs bir kişi bina haline getirir. Çeşitli eczayı hastaya ve hastalığa göre seçip, karıştırarak tedaviyi ancak doktor yapar. Bunlar gibi çeşitli haberleri, hadisleri, Kur’an ayetlerini, zaman, mekân... vs. durumları göz önünde bulundurarak ve bir kül halinde mütalâa ederek şer’î hükümler çıkarmak da ancak müctehidlerin işidir.

Demek ki bütün mesele, ihtisas, bilgi ve ehliyet meselesidir. İhtisas ehli olmadığı halde :

“—Efendim! Bir ayette şöyle buyruluyor. Ben bir hadiste şöyle okudum, ona göre bu mesele şöyle olmalıdır.” diye hükümler çıkaran ve hattâ geçmiş ulemayı techil edenlerin kulakları çınlasın!..




(İslâm Mecmuası, sayı: 78, Mart 1964)

48
02. EN MÜHİM HASTALIĞIMIZ